Dr. Talip AKBAŞ
takbas5@hotmail.com
ÖNCELİKLİ MESELEMİZ
17/10/2017 Hz. Peygamber (s.a.s)'in hayatı incelenirken Mekke dönemi-Medine dönemi diye tasnif edilir. Kur'an ayetleri ile ilgili çalışmalarda da aynı tasnif esas alınır. Mekke'nin atmosferi farklı, Medine'nin atmosferi farklıdır. Benzemez birbirine. Öyle ya yaşanmışlıklar aynı değil ki atmosfer aynı olsun. Hayatın ortasına nazil olan ayetler, indiği atmosferin renk tonlarını taşır üzerlerinde. İşin ehli hemen anlar hangi ayetin hangi döneme ait olduğunu. Mekke/İşkence dönemi ile Medine/Medeniyet dönemini birbirinden ayıran keskin sınırlar vardır. Neyse konumuz tefsir usulü değil. Buradan şu cümlelerle çıkalım. Her çağın Mekke'si vardır. Her ferdin de... Mühim olan, Medine'yi bulmak, Medine'yi kurmaktır. Yazımızı şuradan sürdürelim. Kur'an, kurucu metni; sahabe, kurucu toplumu ve Medine/mescit, kurucu mekânı ifade eder. Buna şöyle de diyebiliriz. Kuran, müfredat; sahabe, öğrenci ve mescit, mekteptir. Hz. Peygamber "kitabı ve hikmeti öğreten" (Bakara, 129) öğretmendir. Bu okulun hedefi, insan/Müslüman inşa etmektir. Öğretmen, bu kavşakta üç müesseseye öncelik vermiştir. Bunlardan biri mescit/mabed, diğeri mektep/eğitim, bir diğeri ise pazar/beslenmedir. Çünkü kurumsal saldırılar, bireysel savunma yöntemleri ile savuşturulamazdı. Yapılanmaya, kurumsal kimlik kazandırma ihtiyacı, bugünün de gerçeğidir.
Söz konusu bağ koparılırsa -ki bugün halimiz tam da budur- mabedi dolduracak adamlarınız olur, ama cehalet kol gezer. Merhametten mahrum yığınlarınız olur, ama kime ne fayda? Cahilin dindarlığı arttıkça, sapması da artar. Bilgili adamlarınız olur, alnı secde görmemiştir. Bilgi, böyle birinin elinde, keskin bıçaktır. Merhamet yoksunu kime acır? Tüccarlarınız olur, uluslararası ticari bağlantıları olan tüccarlarınız. Ama yolu mabede düşmemiş, merhamet nedir bilmemiş. Yolu mektebe çıkmamış, adalet nedir öğrenmemiş ne fayda? Bu pazarın sokakları, haksızlık ve zulüm kokar. Öyleyse vakit, ders çıkarma vaktidir. Mabed, Mektep ve Pazar bütünlüğü, hiç bir şey uğruna bozulmamalıdır. Bu müesseseler ayakta ise insanlık ayaktadır. Bu müesseseler sarsıntıda ise topyekûn insanlık sarsıntıdadır. İnsanlığı yaşatmak, herkesin görevidir. Aksi halde kabahat, herkesin ve her kesimin olacaktır. Kayıtsız kalıp kabahatin bir parçası olmak da kabahat değil midir?
|
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
MÜSLÜMANLARIN TEMSİL SORUNU VE GELECEK PERSPEKTİFLERİ - 13/11/2024 |
Müslümanların Temsil Sorunu ve Gelecek Perspektifleri |
ORTALIK KOÇTAN GEÇİLMİYOR - 04/12/2023 |
Ortalık Koçtan Geçilmiyor |
ELEŞTİRİ YETKİNLİK GEREKTİRİR - 25/09/2023 |
ELEŞTİRİ YETKİNLİK GEREKTİRİR |
KULLUK ÖZGÜRLÜK MESELESİDİR - 14/03/2023 |
Kulluk Özgürlük Meselesidir |
53. YILA GİRERKEN - 14/01/2023 |
53. Yıla Girerken |
TÜKETİM İSTASYONU YILBAŞI - 28/12/2022 |
Tüketim İstasyonu Yılbaşı |
YAKINLAŞMA ANAFORU - 18/10/2022 |
Yakınlaşma Anaforu |
GÖNLÜN EN KIYMETLİ İSTİFADESİ - 25/09/2022 |
Dede-Torun |
EKONOMİYİ ETKİLEYEN DÖRT TERİM - 15/09/2022 |
Ekonomiyi Etkileyen Dört Terim |
Devamı |