Ailede Güzel Geçim
Dr. Fatma Bayraktar Karahan - Diyanet İşleri Uzmanı
Allah Resulü, Hz. Aişe’ye “Ben senin benden memnun olduğun ve bana kızdığın zamanı anlarım.” deyince Hz. Aişe bunu nasıl anladığını sorar. Resul-i Ekrem şöyle cevap verir: “Benden memnun olduğunda; hayır, Muhammed’in Rabbi hakkı için olmaz, dersin. Bana kızdığında ise; hayır, İbrahim’in Rabbi hakkı için olmaz, dersin.”
Bunun üzerine Hz. Aişe: “Evet, fakat Allah’a yemin olsun ki ey Allah’ın Resulü, ben senin sadece isminden uzak kalabilirim.” diye cevap verir. (Buhari, Nikâh, 109.)
Kur’an-ı Kerim’in en güzel örnek olarak tanımladığı Allah Resulü insanlarla doğru ve iyi iletişim kurmak ve aile yuvasında güzel geçim için tüm inananlara rehberlik etmiştir. Aileyi oluşturan eşler, çocuklar ve akrabalar ile ilişkilerinde buna dair pek çok örnek görmek mümkündür. Allah Resulünün Hz. Aişe ile konuşmasında eşinin kendisine kızdığı yahut kendisinden memnun olduğu zamanları hitabın içinde fark etmesi, doğru iletişimin ve güzel geçimin en temel ilkesinin dinlemek olduğunu göstermesi bakımından önemlidir. En yakın ilişki biçimi olan ailevi ilişkiler çoğu zaman dinleme ve doğru anlama konusundaki özensizlikler ile zedelenmektedir.
Muhatabını dinlerken önyargıdan ve suizandan uzak durmak (Hucurat,12.) aile içi huzur ve mutluluğun tesisini sağlayacaktır. Aile ilişkilerinde çoğu zaman hüsnüzan kaybedilmekte, yapılan davranış yahut söylenen söz, en olumsuz anlamı ile yorumlanmakta ve anlaşılmaktadır. Oysa sözün ve davranışın olumluya yorulması her durumda ferdin kazançlı olmasını sağlayacaktır. Çünkü birbirine örtü olan eşler, nimet olarak nitelenen evlatlar ve kendileriyle yakınlık bağını koparmanın günah kabul edildiği akrabalar arasındaki ilişkiler taraflardan birinin kazanıp diğerinin kaybedeceği türden değildir. Öyle ki sözü kötüye yormak, söyleyen kadar dinleyen için de zarardır.
Güzel geçimin bir diğer temel ilkesi, güzel konuşmaktır. Yüce Allah’ın emri olan “en güzel sözü söylemek” (İsra, 17/53.) ailede oluşacak huzur ve sekinet için de gereklidir. Sözü söylerken; hakkı ve doğruyu söylemekle (Ahzap, 33/70.) beraber uygun bir üslupla söylemek de lüzumludur. (Nisa, 4/5.) Zira doğru nice söz üslubundan kaybeder. Bu sebeple muhatabın duygularını, anlayış düzeyini dikkate almalıdır. (Nisa, 4/8.) Unutulmamalıdır ki Allah’a ancak güzel sözler yükselir. (Fatır, 35/10.) Öyle ki böylelikle kalpler elinde olan yüce Yaratanın katına yükselen söz, insan kalbinde de tesir meydana getirecektir.
Aile fertlerinin birbirlerine söz söylerken yumuşak uslüp kullanmaları da bir diğer gerekliliktir. Yüce Allah, peygamberi Hz. Musa’nın Firavun’a gitmesini ve ona yumuşak söz söylemesini emreder. (Taha 20/44.) Zulmü ile ünlenen Firavun’a bile yumuşak bir üslupla konuşulması emredilirken aile içi iletişimde bu husus hiçbir durumda ihmal ve ihlal edilmemesi gereken bir ilke olarak karşımızda durmaktadır. Öyle ki bize karşı muhalefet ettikleri ve üzücü bir harekette bulundukları zaman bile onlara kızmadan, yumuşak davranmak aile bağlarını kuvvetlendirecektir.
Güzel geçinmenin esaslarından biri de iyi davranmadır. İyi davranmanın özünde hakkına razı olmak, herkese hakkını vermek ve kimseye haksızlık etmemek vardır. Eşlerin birbirine, çocuklarına ve akrabalarına karşı adaleti gözetmesi bu bakımdan büyük önemi haizdir. Adaletin ölçüsünü koyan yüce Allah’tır. Bu sebeple O’nun emir ve yasaklarına uymak ailede adaleti ve güzel geçimi sağlayacaktır.
Hayatın güzelliklerini, acı ve zorluklarını birlikte yaşayan ailemiz; mutlu olmasını en çok istememiz gerekenlerdir. Onların ihtiyaçlarını gidermek, onları sevindirmek bizim görevimizdir. Resulüllah (s.a.s.) bu hususta şöyle buyurmaktadır:
“Allah yolunda sarfettiğin, köle âzâd etmek için harcadığın, fakire sadaka verdiğin ve bir de aile fertlerinin ihtiyaçları için harcadığın para var ya! İşte bunlar içinde sana en çok sevap kazandıracak olanı, ailen için harcadığın paradır.” (Müslim, Zekât 39.)
Ferdin iç dünyasında huzur bulması, hayırlı nesiller yetiştirmesi, yaratılış gayesine uygun bir hayat sürmesi de içinde bulunduğu aileye bağlıdır. Diğer yandan eşin, evladın, ana babanın hoşnutluğunu gözetip Allah’ın emrini ihlal etmek ailenin huzur ve sükûnunu olumsuz yönde etkileyecektir. Çünkü ailedeki rahmet Rahman’dan kaynaklanır. Rahman’a itaat ise rahmeti, meveddeti ve en nihayetinde hane-i saadeti getirecektir.
Kaynak: Diyanet Aile Eki, Sayı: 278, Yıl: Şubat 2014