![]()
Doç. Dr. Durak PUSMAZ
Trakya Üniv. İlahiyat Fak. Em. Öğr. Üyesi
Müminlerle Alay Etmek
10/08/2017 Yüce Rabbimiz Bakara suresinin 212’inci ayetinde: زُيِّنَ لِلَّذِينَ كَفَرُوا الْحَيَاةُ الدُّنْيَا وَيَسْخَرُونَ مِنَ الَّذِينَ آمَنُوا وَالَّذِينَ اتَّقَوْا فَوْقَهُمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ وَاللَّهُ يَرْزُقُ مَنْ يَشَاءُ بِغَيْرِ حِسَابٍ Ayet-i kerimede dört şey dikkatimizi çekmektedir: 1. İnkâr Edenlere Dünya Hayatının Süslü Gösterilmesi Ayet-i kerimede iki tip insandan bahsedilmektedir. Diğerleri ise onların kendileriyle alay ettikleri, kendileri gibi dünya hayatına rağbet etmeyen, dünyalık peşinde koşmayan, kendilerini ibadet ve taata veren fakir müminlerdir. İnanmayanların ufukları dar, görüşleri kıttır. Sadece gözleriyle görebildiklerine inanırlar, bu âlemin ötesinde başka bir âlemin varlığını düşünemezler. Kur’an-ı Kerim’in ifadesiyle: يَعْلَمُونَ ظَاهِرًا مِنَ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَهُمْ عَنِ الْآخِرَةِ هُمْ غَافِلُونَ 2. Kâfirlerin Müminlerle Alay Etmeleri Ayet-i kerimde zikredilen kâfirlerden maksadın kimler olduğu, başka bir ifadeyle ayetin nüzul sebebinin kimler hakkında olduğu hususu ihtilaflıdır. 1- Tabinin büyük âlimlerinden Katade’nin belirttiğine göre ayet münafıkların risi olan Abdullah b. Übey b. Selûl ve adaamları hakkında inmiştir. Düyada kendileri bolluk içerisinde yaşıyorlar, zayıf, fakir müminlerle alay ediyorlardı 2- Ata b. Ebi Rebah’ın belirttiğine göre ise Medine’de yaşayan Yahudilerden Kurayza oğulları, Nadîr oğulları ve Kaynuka oğulların reisleri hakkında nazil olmuştur. Bunlar da fakir müminler ve muhacirlerle alay ediyorlardı. 3- İbn Abbas’a göre ise ayet, Mekke müşriklerinin önde gelenlerinden Ebu Cehil ve diğerleri hakkında nazil olmuştur. Razi bu görüşleri naklettikten sonra, bunların hepsi hakkında nazil olmuş olmasında bir mani yoktur, demiştir. Evet hepsi hakkında nazil olmuş olabilir. Kaldı ki ayet-i kerimenin nüzul sebebinin hususi olması, hükmünün umumi olmasına mani değildir. Mekke kodamanları ilk Müslümanlarla alay ediyorlardı. Alay etmelerinin sebebi kendilerini zengin, onları fakir görmeleri, ayrıca kendilerini akıllı, onları ise akılsız görmeleri idi. Zira ilk Müslümanlar, genellikle fakir, yoksul, kendilerini koruyup himaye edecek aşiret ve akrabaları olmayan aciz kimseler idi, bunların bazısı da kölelerdi. Müşriklerin müminlerle alay etmelerinin başka bir sebebi de onların putlara tapmayı terkedip bir Allah’a, ahirete ve diğer iman esaslarına iman etmeleri idi. Yoksa onların alay edilecekleri gayr-i ahlakı hareketleri, kötü bir durumları yoktur. Aslında başkalarıyla alay eden kimse, kendisini büyük görüp karşısındaki kimseyi küçük, hor, hakir gördüğü için alay eder. Bu, ahlak dışı bir davranış olup büyük günahtır. Hele bir mümin sırf imanından dolayı hor ve hakir görülerek alay edilirse, onun inanmış olduğu islam ile alay edilmiş olur. Nitekim ayet-i kerimede onların şahıslarından ziyade inançları öne çıkarılarak “iman edenlerle alay ediyorlar” denilmektedir. Bu da onların dinleriyle, islam dini ile alay edildiğini göstermektedir. İslam ile alay edilmesi ise -Allah korusun- insanı inkâra, küfre götürür. 3. Kıyamet Gününde Müminler Onlardan Üstün Olacaklar Ayetin devamından öğrendiğimize göre, dünyada iken kendileriyle alay edilen müminler ahirette onların üstünde olacaklardır. “Onların üstünde olacaklar” ifadesi üç şekilde açıklanmıştır: a- Mekan itibariyle üstte olacaklardır. Çünkü müminler gökteki cennet-i âlâda olacaklar ve her türlü nimetlerden istifade edeceklerdir. Onlarla alay eden kâfirler, müşrikler ve münafıklar ise yerdeki siccin’e, cehenneme gidecekler, orada şiddetli azaba uğrayacaklar. b- Veya şeref, mertebe ve derece itibariyle üstte olacaklardır. c- Yahut müminlerin kıyamet gününde kafirlerle yapacakları alay, onların dünyada müminlerle yapmış oldukları alaylarının üstünde olacaktır. Kafirler cehennemde dünyada iken kendileriyle alay ettikleri müminleri göremeyince kendi aralarında konuşmaya başlarlar ve birbirlerine: وَقَالُوا مَا لَنَا لَا نَرَى رِجَالًا كُنَّا نَعُدُّهُمْ مِنَ الْأَشْرَارِ أَتَّخَذْنَاهُمْ سِخْرِيًّا أَمْ زَاغَتْ عَنْهُمُ الْأَبْصَارُ Dünyada iken onların doğru yolda olabileceklerini düşünmedikleri gibi, ahirette de onların cennette nimetler içerisinde olabileceklerini düşünmüyorlar, kendileri gibi onları da cehennemde arıyorlar. el-cezâü min cinsi’l-amel yani insana verilecek olan ceza işlemiş olduğu suçu cinsinden olur, denilmiştir. Bu dünyada başkalarıyla alay edenle ahirette alay edilir. Nitekim Mutaffifîn Suresi’nde bu husus şöyle belirtilmiştir: إِنَّ الَّذِينَ أَجْرَمُوا كَانُوا مِنَ الَّذِينَ آمَنُوا يَضْحَكُونَ وَإِذَا مَرُّوا بِهِمْ يَتَغَامَزُونَ وَإِذَا انْقَلَبُوا إِلَى أَهْلِهِمُ انْقَلَبُوا فَكِهِينَ وَإِذَا رَأَوْهُمْ قَالُوا إِنَّ هَؤُلَاءِ لَضَالُّونَ وَمَا أُرْسِلُوا عَلَيْهِمْ حَافِظِينَ فَالْيَوْمَ الَّذِينَ آمَنُوا مِنَ الْكُفَّارِ يَضْحَكُونَ عَلَى الْأَرَائِكِ يَنْظُرُونَ هَلْ ثُوِّبَ الْكُفَّارُ مَا كَانُوا يَفْعَلُونَ Müminler yanlarından geçerken birbirlerine kaş göz işareti yaparak onlarla alay ediyorlardı. Yandaşlarının yanına döndüklerinde, yaptıklarını onlara zevkle anlatıp eğleniyorlardı. Ve onları gördükleri zaman, “Şunlar, gerçekten sapıtmış tipler!” diyorlardı. Oysa onlar, müminler hakkında hüküm vermek üzere gözcü tayin edilmiş değillerdi. (Müminlerin sapık oldukları hususunda onların karar verme yetkileri yoktu.) Hesap günü ise, iman edenler, dünyada iken kendileriyle alay eden o kâfirlerin hallerine gülecekler, Koltuklarına kurulup, dünyada kendileriyle alay eden kâfirlerin perişan durumuna bakarlar. Nasıl, kâfirler dünyada yaptıklarının tam cezasını buldular mı?” 4- Allah’ın, Dilediğine Hesapsız Rızık Vermesi Konumuz olan ayetin sonunda, “Allah dilediğine rızkı hesapsız olarak verir” buyrulmuştur. Yukarıda da belirtildiği gibi, inkârcıların müminlerle alay etmelerinin sebeplerinden biri de kendilerinin zengin, müminlerin de fakir olmasıdır. Onlar bundan, kendilerinin doğru yolda olduklarını, onun için Allah’ın kendilerine rızıkların bol verdiğini, Müminlerin ise yanlış yolda oldukları için fakir oldukları hükmünü çıkarıyorlar. Oysa rızkın bol verilmesi insanın Allah katındaki değerine göre değildir. Allah rızkı mümine de, kâfire de çok verebilir. Mümine çok veya az vermesi onu imtihan içindir, çok verirse şükreder, az verirse sabreder. Her iki durumda da Allah’ın emrine uygun hareket etmiş olup rızasını kazanmış olur. Kâfire çok vermesi ise istidrac içindir. Onlara çok mal mülk verdikçe kendilerinin doğru yolda olduğuna inanırlar, böylece dünyada fısk u fücurları, ahirette ise azapları daha da artar. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
İLİM, KÖLEYİ KRAL MERTEBESİNE YÜKSELTİR - 14/12/2018 |
İLİM, KÖLEYİ KRAL MERTEBESİNE YÜKSELTİR |
KUR’AN’DA KUSUR ARAYANIN HALİ PERİŞAN OLUR - 02/12/2018 |
KUR’AN’DA KUSUR ARAYANIN HALİ PERİŞAN OLUR |
CANLARINI VE MALLARINI CENNET MUKABİLİNDE SATANLAR - 27/11/2018 |
CANLARINI VE MALLARINI CENNET MUKABİLİNDE SATANLAR |
HERKES KENDİ AKLINI BEĞENİR - 17/11/2018 |
HERKES KENDİ AKLINI BEĞENİR |
KÖTÜLÜĞÜ İYİLİKLE SAVMAK - 13/11/2018 |
KÖTÜLÜĞÜ İYİLİKLE SAVMAK |
HZ. EBU BEKİR’İN YÜKSEK ZEKÂSI VE İNCE ANLAYIŞI - 11/11/2018 |
HZ. EBU BEKİR’İN YÜKSEK ZEKÂSI VE İNCE ANLAYIŞI |
BÜTÜN İNSANLAR TAKVA İLE MUHATAP - 09/11/2018 |
BÜTÜN İNSANLAR TAKVA İLE MUHATAP |
MUTTAKİLER CÖMERTTİRLER - 06/10/2018 |
Muttakiler çok cömert kimselerdir, mallarını Allah yolunda harcamaktan zevk alırlar. Kur’an-ı kerimde onların bu cömertliklerine yer yer atıfta bulunulur. |
ÖYLE YEMİN OLMAZ - 08/06/2018 |
İslam dini sadece insanlarla Yaratıcı arasındaki münasebetleri tanzim eden bir din değil, aynı zamanda insanların birbirlerine karşı görev ve sorumluluklarının olduğunu belirten, sosyal yönü de olan bir dindir. |
![]() |