• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/insanveislam.org/
  • https://twitter.com/insanuislam











Dr. Nail ÇAM
nailcam09@hotmail.com
Evlatlık Müessesesine Bir de Bu Pencereden Bakalım mı?
14/04/2017

"Kim bir insana hayat verirse, tüm insanlara hayat vermiş gibidir." (Maide, 32)

ABD'de Ohio'nun Cincinnati şehrinde bir öğretmendir, bayan Kristen Williams...Evlenme taraftarı değildir, ama çocuk sahibi olmayı istemektedir. Kararını verir: Evlat edinecektir. Bu iş için Hindistan'ı seçer.

Karşı karşıya kaldığı birçok zorluktan sonra 2013 yılında Munni'yi evlat edinmeyi başarır. Başında ve yüzünde, derin yaraları vardır küçük kızın; kalbindeki yara ise hepsinden fazladır.

Kristen, kısa bir süre sonra Hindistan'daki evlat edinme kurumunun internet sitesinde bir kız çocuğunun daha fotoğrafını görür. Küçük kız kendisini doğuran kadın tarağından çöp tenekesinin yanına terk edilmiş, köpekler orada burnunu parçalamıştı. Burnundan dolayı kimse evlat edinmek istemiyordu onu.. Ama Kristen başkaları gibi değildi. Evlat edinmeye karar verdi onu...

İki  kızı olmuştu Kristen'in ve iki kız da fiziki görüntüsünden ve evlatlık olmasından dolayı güven yoksunu ve içine kapanık idiler.

 

ABD' de yayınlanan 'The Doctors' programına çıkar bu yeni aile... Doktorlar, hem psikolojik hem de estetik açıdan iki kıza da gerekenleri yaparlar. Munni'nin yaraları kapatılır, Roopa'ya ise yeni bir burun yapılır.

..... Allah evlatlıklarınızı öz çocuklarınız (gibi) kılmamıştır........Evlatlıklarınızı öz babalarına nispet ederek çağırın! Böyle yapmanız Allah katında adalete daha uygundur. Eğer onların babalarını bilmiyorsanız, o takdirde onlar sizin din kardeşleriniz ve dostlarınızdır...... (Ahzab, 4,5)

Ahzab, 37'de ise, evlatlığın boşadığı kadınla evlenmenin, öz evladın boşadığı kadın gibi olmadığı hükmü vardır.

Evlatlık edinmeyle alakalı olarak Kuran'da mevcut olan hükümler bunlardan ibarettir. Böylece Evlatlık müessesi ile alakalı olarak Allah'ın koyduğu ilkeler de ortaya çıkmış oluyor ki bunlar: 1. Evlatlıkları öz babalarına nispet etme, 2. Evlatlıkların öz evlat gibi olmadığının bilincinde olma, 3. Evlatlıkları din kardeşi ve mevla görme. 

Ayet ve hadisler evlat edinmeyi yasaklamamış, onları babalarına nispet etmenin daha doğru olduğunu ilan etmiş, din kardeşliği ve dostluk vurgusu yaparak da onlara sahip çıkmak gerektiğini ortaya koymuştur. Bu ayetlerden mevcut evlatlıkları azl edip ortada bırakma veya bundan sonra kimsesiz ve korunmaya muhtaç çocuklarla ilgilenmeme gibi bir hüküm çıkarma yerine, nesep konusundaki hassasiyete ve mahremiyete dikkat çektiği vurgulanmalıdır.

"......bildiği halde babasından başkasına nesep iddiasında bulunana cennet haram olur " mealindeki hadis de nesep hususuna dikkat çekmektedir.

Öz evlatlarla ilgili olarak bile mahremiyet sınırları vardır. Belli vakitlerde ana babalarının odasına giremezler mesela. Bu tür çocuklarla ilgili olarak da basit kurallar ve hassasiyetlerle mesele çözülebilir. Kuran ve sünnetin çok önem vermiş olduğu yetim himayesini, sadece mahremiyet eksenli düşünerek kapıyı sonuna kadar kapatmak doğru olmaz diye düşünüyorum.

Yetimlerin, tüm çocuklar gibi aile ortamına ihtiyacı vardır. Hz peygamber, Zeyd ve Enes'i hane-i saadetine almış ve onlar hz peygamberin terbiyesi altında büyümüştür. Bizim kültürümüzde de yetim kalan çocukları mesela amcası himaye edebilmektedir. Örneğin, dedemin erkek kardeşi ölmüş ve geride üç erkek çocuk bırakmıştır. Dul kalan kadın, küçük olan iki çocuğu ile beraber kocaya gitmiş,  biraz büyük olan çocuğu dedem (amcası) evine almış, kendi çocuklarından farklı bir uygulamaya tabi tutmadan büyütmüş, askere yollamış, evini yapmış ve evlendirmiştir. Peygamberimiz de babası ve dedesi vefat ettikten sonra amcasının himayesine girmiş, yengesi Fatıma'ya annemden sonraki annem iltifatında bulunmuştur.

Evlatlıkların, öz evlat gibi olmadığı ortaya konunca mahremiyet dışında bir de miras mevzuu ortaya çıkmaktadır. Evlatlık, süt çocuğunda olduğu gibi mirastan pay alamaz. Halbuki süt emzirmekle mahremiyet sorunu ortadan kalkmaktadır. Evlatlık olarak himayeye alınan çocuğa malın 3/1'i kadar bağış yapmakta dinen herhangi bir mania yoktur.

Günümüzde koruyucu ailelik ve sevgi evleri projeleri uygulanmaktadır. Koruyucu ailelikte, yetkili mercilere müracaat edilerek çocuk talebinde bulunulmakta, eğer yeterli kriterler sağlanıyor ise istenilen çocuk verilmektedir. Çocuk eve alınıp, beraberce aile ortamında yaşanmakta ve zaman zaman yetkililerce denetimler yapılmaktadır. Çocuğa uygulanan kötü bir muamele anlaşmanın feshi sonucunu doğurmakta ve çocuğun aileden alınması ile sonuçlanmaktadır. Diğer bir uygulama olan sevgi evlerinde de çocuklar aile ortamında yetiştirilmeye çalışılmaktadır.

İstatistikler günümüzde 400 milyon yetim çocuğun bulunduğunu, 100 milyon çocuğun da sokaklarda yaşadığını ve bu çocukların en çok istismara uğrayan zümre olduğunu söylemektedir. Organ ve fuhuş mafyaları, dilenci şebekeleri, savaş ve terör ağaları ve misyoner yapılar bu çocukları hedef kitlesi seçmektedir. Suriye ve Irak gibi Ortadoğu ülkelerinden veya Afrika'dan  alınıp Avrupa ve Amerika'ya kaçırılan binlerce islam evladı bulunmaktadır. Suriye'de yıllardır devam eden iç savaş 600 bin çocuğu yetim bırakmış ve bunların 53 bini Türkiye'ye getirilmiştir. Biz bir noktaya takılıp kaldığımızda bunca gerçeği göz ardı etmiş olmaktayız.

Ayet ve hadislerin mesajı gayet açıktır. Çocuğun nesebi korunarak, mahremiyet ve miras hassasiyetleri gözetilerek belki çocuk sahibi olamayan aileler, belki tek yaşayan bir kadın kız çocuğu alarak veya ihtiyar bir karı-koca bir kız veya erkek çocuğu alarak, veya varlıklı bir aile bir kimsesiz çocuğu kendi çocukları ile beraber büyüterek bu meselede çözüm üretebilecektir. 

Yazının başında anlatılan kadının yaptığına, dinimizin olumsuz bir yaklaşımı asla olmayacaktır. Burda bir başka örnek daha vermek istiyorum. Bir arkadaşım vardı: Abisi ölmüş ve geride bir yetim bırakmıştı. Kendisine abisinin eşi ile evlenmesi teklif edilmiş, sırf bu çocuğu düşündüğü için teklifi kabul etmişti. Bize bu durumu anlattı ve o sıralar imam-hatip lisesinde okuyan bu çocuğa bu durumu anlatmamamız hususunda tembihte bulundu. Çünkü çocuk, baba dediği kişinin amcası olduğunu, kardeşim bildiklerinin de üvey kardeşi olduğunu o sıralar bilmiyordu. Daha sonra bu durumun çocuğa anlatılıp anlatılmadığını bilmiyorum, ama daha sonra öğretmen olduğunu biliyorum.

Bir meselenin hükmü ortaya konmaya çalışılırken, mevcut durum masaya yatırılır; getirisi-götürüsü tespit edilir ve hüküm çoğa göre verilir. Mesela 3 yönden  mahzurlu, 5 yönden faydalı ise o şeye mahzurlu durumlara hassasiyet şartıyla cevaz verilir. Faydası veya zararı kamuya ait olan amel, faydası veya zararı ferde olana öncelenir. Faydası veya zararı daha uzun süreli olan amel, faydası veya zararı daha kısa süreli olana öncelenir. Zararı daha çok olan amel yerine, zararı daha az olan amel tercih edilir.



1955 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

NAMAZ KIRAATİNDE TEKNOLOJİK CİHAZ KULLANMAK - 10/12/2020
Farz ve nafile namazlarda yazılı bir metinden, cep telefonundan, PC’den vs. okuyuşta bulunmak câiz midir? Sorusuna cevap bulunabilecek bir yazı.
NİÇİN KULLUKTA BULUNMALIYIZ? - 22/07/2020
Allahın cenneti ve cehennemi olmasa veya farz-ı muhal asiler cennete, itaatkârlar cehenneme girecek olsaydı bile, Allah ibadete layık olduğu için ibadet edebilmektir kulluk.
GENÇ KUŞAKLARI KENDİ EMEKLERİMİZLE HELÂK ETMEYELİM - 13/05/2020
Önce iman! Eyleme sevketme düşüncesi ile yaptığımız işler imansızlığa götürmesin gençlerimizi. Yanlış taktik neticede bizi, imansızlık ve inançsızlık için çaba sarfedenlerle aynı ligde top koşturuyor olmak gibi bir duruma sokabilir.
ALLAH’TAN KORKULUR MU? - 04/05/2020
Korkunç, çirkin, zararlı, şerli ve kötü olan şeyden korkulur. Türkçede kullandığımız şekliyle korkuyu bu gibi etkenler doğurur. Havfullah, haşyetullah ve takvallah korkuyla ne kadar ve nasıl ilintilidir?
İKİ ASLI, EKİNİ VE NESLİ HELAK ETMEK - 27/04/2020
Bakara 205. Âyet... Bir zihniyetin portresi..
CUMA MÜSTAKİL BİR NAMAZ MIDIR? - 20/03/2020
Eski ulemamızın bahis mevzuu yaptığı; fakat günümüzde sorgulanmadığı, gündem yapılmadığı ve dillendirilip yazılmadığı için pek bilinmeyen esaslı bir mevzuuyu ele alıp değerlendirmeyi size bıraktık.
İNSANIN İNSANA SECDE ETMESİ - 10/03/2020
Açıklanmaya ve izaha muhtaç olan bir rivayetti. Zira bu rivayet hakkında çok tartışmalar olmuş ve olmaktadır. Rivayetin senedi sahih olsa da metin tenkidi yöntemi ile anlamaya ve yorumlamaya çalıştık.
POZİTİF DÜŞÜNCE (TEFÂÜL) - 23/12/2019
Kolaylaştırın, zorlaştırmayın; müjdeleyin, nefret ettirmeyin! Her çığlığı aleyhte sanmayın! Belki o, müjde verecek; belki de sizi uyandıracak da tehlikeden kurtaracaktır.
YABANCI BİR KADINLA MUSÂFAHA YAPMAK - 02/10/2019
Dört mezhebin, yabancı bir kadınla musafaha yapmanın hükmü hususunda söylediklerini ve hükümlerine dayanak aldıkları akli ve nakli gerekçeleri ifade etmeye çalıştım.
 Devamı
Üye Girişi
Aktif Ziyaretçi7
Bugün Toplam1063
Toplam Ziyaret5039318
MAKALELER
EĞİTİM SUNUMLARI