• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/insanveislam.org/
  • https://twitter.com/insanuislam











Abdurrahman AKBAŞ
a.akbas25@hotmail.com
İTİDAL, İSLAM ÜMMETİNİN VARLIK DELİLİDİR
01/11/2016

Bazı din ve fikrî akımlar, beden zevklerini ve maddî faydaları ön plânda tutmakta ve mensuplarını büyük bir hırsla dünyaya bağlanmaya yönlendirmektedir. Diğer bazı din ve akımlar ise, sadece ruhu geliştirmeye, vücuda eziyetler çektirerek nefsin arzularını zayıflatmaya, dünya hayatını hiçleştirmeye önem vermektedir. İslam dini ise, ruh ile beden, madde ile mana ve dünya ile âhiret arasında tam bir denge kurulmasını hedeflemiştir.

“Allah’ın sana verdiği şeylerde ahiret yurdunu ara. Dünyadan da nasibini unutma. Allah’ın sana iyilik yaptığı gibi sen de iyilik yap ve yeryüzünde bozgunculuk isteme. Çünkü Allah, bozguncuları sevmez.”[1]


İslam, ne bedene, ne de ruha ızdırap çektirir. Çünkü ikisine de aynı ölçüde değer vermiştir. Hem ruhun hem de bedenin ihtiyaçlarını karşılamak gerektiğini ortaya koymuş, bunun ölçülerinin ve sınırlarının da Kur’an-ı Kerim’de ve Hz. Peygamber’in (sav) sünnetinde çerçevesini belirlemiştir.


İslam, insanın her daim bu dengeyi ayakta tutmasını sağlayacak hükümler ve yöntemler getirmiştir. Mesela insan, bazen dünyanın aldatıcı lezzet ve meşgaleleri ile kulluk bilincinden uzaklaşabilir. Bu dünyada yaptığı her şeyin hesabını Allah’a vereceğini, ölümü, cennet ve cehennemin varlığını unutabilir. İnsanın sık sık bu hakikatleri hatırlaması, kendine çekidüzen vermesi ve kendisini iki dünyada da mutluluğa götürecek dengeyi muhafaza etmesi gerekir. Bunun için Allah, günde beş vakit namazı emretmiştir. Çünkü ruh ve beden bütünlüğü içinde kılınan beş vakit namaz, bu gafleti yok ederek müminin bilinç ve  iradesini canlı tutacak çok önemli bir denge unsurudur.


“Kitaptan sana vahyedileni oku. Namazını da dosdoğru kıl. Çünkü namaz, insanı hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar.”[2]


Denge, hayatın her alanında dikkate alınması gereken bir ilkedir. Beslenirken, çalışırken, konuşurken, dinlenirken, eğlenirken, vs. her halükarda ölçülü olmak İslam’ın temel ilkelerindendir. İbadette bile aşırılıklardan sakındıran[3] İslam, her türlü taşkınlık ve hadsizlikten uzak durulmasını emreder.[4]


Beşerî ilişkilerde de aynı ölçüye uyulması vurgulanmaktadır. Hz. Peygamber (sav), dostlukta da düşmanlıkta da aşırıya gitmenin, kişinin kendi aleyhine sonuçlar doğuracağını ifade etmiştir.[5]


Her şeyin zıddıyla var olduğu şu âlemde,  iman eden ve her iki zıtlık arasında orta yolu yakalayan insan, Kur’an’ın öngördüğü ideal insandır. Hz. Peygamberin rehberliğinde, ifrat ile tefrit arasındaki ideal tespit noktasını yakalamak da insanın elindedir.


İnsan fıtratına kodlanan duyguları, zıtlarıyla dengeleyerek aşırılıklardan sakınabilir, sakınmalıdır.


Mesela, “aşk” ve “nefret”, iki zıt duygudur. Adına “sevgi” dediğimiz ideal bağlılığın ölçüsünü verecek olan terazinin iki kefesidir. Çünkü aşk, körü körüne bir bağlılık; nefret, anlamsız bir kopuş; sevgi ise hayatın anlamıdır.


Yine tüketimle alakalı olarak yerilen “cimrilik” ve “savurganlık” iki zıt duygusal eğilimdir. Bu ikisinin ideal olan ortası ise cömertliktir. Cimrilik, gerektiği halde harcamamak; savurganlık, gerektiğinden fazla harcamak; cömertlik ise, Allah’ın rızasına uygun yerlerde ve ölçülerde harcamaktır.


Aynı şekilde, beşeri ilişkilerde ortaya çıkan iki zıt duygusal tutum olan “kibir” ve “zillet” sakınılması gereken hallerdir. İki duygunun dengelenmesiyle ortaya çıkan tutum ise tevazudur. Binaen aleyh kibir, kendini üstün görme; zillet, kendini hakir görme, tevazu ise, haddini bilerek mümin olmanın vakarıyla yaşamaktır.


Kısacası sözde ve özde dengeli (mutedil) olmak İslam’ın en bariz özelliği ve İslam ümmetinin varlık delilidir. Öyle buyurmuş Yaradan: “İşte böylece sizin insanlığa şahitler olmanız, Resûl'ün de size şahit olması için sizi mutedil (dengeli) bir millet kıldık.”[6]


O halde Müslümanlar, bütün aşırılıklardan uzak durarak her konuda dengeli olmalı ve bu dengeli tutumlarıyla dünyanın denge unsuru haline gelmelidirler. Çünkü her şeyi bir ölçü ile yaratan Allah, bizden bunu istemektedir:


İşlerin en hayırlısı orta ve itidal (denge) üzere olanıdır.



[1] Kasas, 28/77.

[2] Ankebût, 29/45.

[3] Buhârî, Nikâh 1; Müslim, Nikâh 5.

[4] Bakara, 2/185; İsra, 17/29; Furkan, 25/67.

[5] Tirmizî, Birr 60.

[6] Bakara, 2/143.



1944 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

KADİR GECESİ BİR BAŞLANGIÇTIR - 08/05/2021
Kadir Gecesi Bir Başlangıçtır
NAMAZIN RUHU: ALLAH'I ANMAK - 25/05/2020
Namazla alakalı üzerinde önemle durulan husus, şeklinden ziyade anlam ve ruhuyla alakalıdır. Bu bağlamda namazın, insanın bireysel ve sosyal hayatındaki potansiyel etkisine ve anlamına işaret eden ayetler üzerinde tefekkür etmek elzemdir.
NAMAZ BİR LÜTUFTUR - 21/05/2020
İslam’da ibadet denince akla ilk gelen, dış görünüşü itibariyle bir takım şekil, zikir ve kıraatten ibaret fakat gerçek mahiyeti, Yaratıcı kudret karşısında derin bir huşu ve içten bir münacat olan namaz ibadetidir.
İLETİŞİM ÇAĞINDA BİLGİNİN YÖNETİMİ: DİJİTAL YAYINCILIK - 23/02/2020
Genç kuşakların ve özellikle ilk oyuncakları elektronik cihazlar olan günümüz çocuklarının hayat tasavvurları, istikametleri ve istikballeri, onların ellerinden düşürmedikleri akıllı cihazlarında yer alabilenler tarafından belirlenecektir..
İNSAN, ŞEYLERİN NESİ OLUR? - 04/01/2020
“İnsan nedir?” sorusuna dair en temel yargının, “İnsan şeydir.” önermesi olduğunu düşünüyorum. Bu önerme, her ne kadar ağyârını mâni olmasa da efrâdını câmi bir tanımdır. Zira insan, ontolojik bakımdan bir “şey”dir.
ERDEMLİ HAYATIN SACAYAĞI ÜÇ ORGAN - 21/09/2019
İnsan bedeninde hayatî öneme sahip üç organ var ki bunlar, onun sadece yaşamasını değil, hayatının kalitesini de tayin eder. Birbirleriyle sıkı etkileşim içinde olan bu organlar, ancak birlikte sıhhatli olursa insanın sağlık ve izzetine vesile olur
EN BÜYÜK GÜVENCE - 19/06/2019
Çocukluğumuzun güvencesi insanlar vardı hayatımızda. Şimdi büyüdük ve güvencesi olduk çocuklarımızın. Ne var ki büyüse de bir güvence arıyor insan. Hem güven kadar neye ihtiyaç duyurulur ki?
KELİMELER ELE VERİR - 13/06/2019
Herhangi bir meramı anlatmak için kullanılan kelimelerin, muhatabı bilinçaltı gerçeklere ulaştıracak kodlar barındırdığı üzerinde bir tedebbür denemesi... Kelimelerimiz, kimliğimizdir.
ÇOCUKLARIMI NASIL TERBİYE ETMELİYİM? - 08/06/2019
Çocuk terbiyesi, günümüzde her ne kadar eğitim-öğretim (talim-terbiye) misyonuyla okullara (öğretmenlere) yüklenmiş gibi görünse de bu iş aslen ebeveynin görevidir. İşte "Ne olmalıyım?" sorusuna İslamî perspektiften birkaç cevap:
 Devamı
Üye Girişi
Aktif Ziyaretçi16
Bugün Toplam1107
Toplam Ziyaret5039362
MAKALELER
EĞİTİM SUNUMLARI