• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/insanveislam.org/
  • https://twitter.com/insanuislam











Dr. Talip AKBAŞ
takbas5@hotmail.com
SEKİZ NİSAN'DA UHUD DAĞINDAYIZ
07/04/2025

Dost doğru yolda olmanın en iyi fotoğrafını peygamberler vermiştir. Kuran, bu manada Peygamberleri ve onların yaşadığı olayları müminlerin gündeminde sürekli sıcak tutmayı amaçlar. Emrolunduğun gibi dosdoğru ol, sana tabi olanlarda dosdoğru olsunlar emri tüm zamanları kapsar ve bütün insanlığı muhatap alır. Bu bakımdan peygamberlerin yaşadıklarını bütün boyutları ile derinlemesine okumaya her zaman ihtiyacımız vardır.

Okunması önemli olan ve dersler çıkarılması gereken olaylardan biride Hz. Peygamberin Medine'ye geldikten üç sene sonra yaşadığı Uhud hadisesidir. Uhud, hayata dair birçok ders ve ibrete sahne olan, başarı ve başarısızlık ahlakının tesisinde önemli nebevi yöntem modelleri barındıran bir denenmedir. Bir başka yönü ile inancın, itaatin, ittibanın, tevekkülün test edildiği zemindir. Aynı şekilde İslam'ın kuruluş döneminde önemli kırılmaların yaşandığı bir büyük olaydır.

Uhud savaşı, Allah'ın koyduğu sosyal yasaların aksamadan akışını sürdürdüğünün, hangi dava uğruna olursa olsun ilahi yasaların kimseyi kayırmadığının, mücadelenin kurallarına uyulmadığında ise sahabe bile olsa yenilginin kaçınılmaz olabileceğinin göstergesidir. Zaferi elde etmenin sırrı, olayı düzgün okumak, gerekli olan hazırlıkları yapmak, güç oranında kuvvet oluşturmak, sıkı planlama, eksiksiz bir disiplin, bütünlüğü muhafaza edecek itaat gibi zafere giden yolun tuğlalarını düzgün bir biçimde döşemekten geçmektedir.

"Düşmanınıza iki mislini verdirdiğiniz kayıp kendi başınıza gelince "Bu nereden başımıza geldi?" mi diyorsunuz? De ki: "O, kendinizdendir." Doğrusu Allah her şeye kadirdir." (Âl-i imran, 165).

Uhud Meydanı'nda yaşanan gelişmelerin üç açıdan okunması mümkündür.

1. Savaş duygusallığı kaldırmaz, mücadelede gerçekçi olun!
Savaş gerçekçi ve acımasız bir karaktere sahiptir duygusallığı taşıyamaz. Savaşla ilgili alınan kararlarda duygusal olunmamalıdır ancak Medineli gençlerin savaşı Medine dışında yapma ısrarı, Bedir zaferinin verdiği yüksel düzeyli öz güvenle tamamen duygusal bir mahiyet arz ediyordu. Bu duygusal atmosferi tetikleyen hususlardan biri de Bedir savaşına katılamayan gençlerin o savaşa katılanlarla eşitlenme hevesidir.

Başka bir sebep ise cesaret ve bireysel kahramanlık algısının saha gerçekliğinin önüne geçmiş olmasıdır. Genç sahabenin yüz yüze çarpışmaktan korkmadıklarını kanıtlama arzusu onları duygusal karar almaya sevk etmiştir.

Bu noktada dikkat çeken bir nebevi ahlaka işaret etmek yerinde olacaktır. Başta amcası Hz. Hamza olmak üzere nice kahramanların şehit düşmesine, musibet üstüne musibetin yaşanmasına rağmen istişare ile alınan karara sadakat hiç bozulmamış yenilgiye sebep olanlar ise asla kınanmamıştır. Hz. Peygamber, daha sonraki kararlarında istişareden imtina etmemiş ve istişare edilecek kişilerin sayısını daraltma yoluna da gitmemiştir. Hatta istişare mekanizması Uhud sonrası dahada güçlendirilmiş, inen ayeti kerimeyle meşveretin sürdürülmesi istenmiştir. "Sen onlara sırf Allah'ın lütfettiği merhamet sayesinde yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı kalpli olsaydın, hiç şüphesiz etrafından dağılır giderlerdi. Onları affet, onların bağışlanmasını dile, iş hakkında onlara danış, karar verince de Allah'a güven, doğrusu Allah kendisine güvenenleri sever." (Al-i imran, 159).

2. Savaş düzenli ve disiplinli olmayı gerektirir. Sakın çözülmeyin!
Uhud yenilgisi sanılanın aksine salt okçular tepesinde işlenen zafiyetle izah edilemez. Elbette okçuların kesin emir verilmesine rağmen yerlerini terk etmelerinin Müslümanların cephesinde bir çatlak oluşturduğu, savaşın seyrini değiştirdiği dorudur ve elbette mühim bir olaydır ama tek başına yenilginin sebebi olduğu söylenemez. Okçular henüz yerlerinden ayrılmamışken sahada düşmanın yenildiğini gören sahabe ganimet toplamaya başlamışlardı.

Oysa genel kumandanın emri olmadan hatta bir saha değerlendirilmesi yapılmadan bireysel tasarruflarla savaş hiçbir gerekçe ile soğutulmamalıydı. Şayet okçular ganimet toplama faaliyetini görmemiş olsalardı muhtemelen yerlerini terk etmeyeceklerdi sahadaki sahabenin davranışı okçuların kararını ama öyle ama böyle etkilemiş olmalıdır. kaldki ganimet sistematik bir yöntemle toplanıp başkomutana verilecek olsaydı veya hiyerarşik askeri disiplin korunabilseydi bu çözülme yaşanmayabilirdi. Hz. Peygamberin daha sonraki süreçlerde itaat ve hiyerarşik temelli tedbirler geliştirmesinde yaşanan tecrübelerin belirleyici bir etkisi olduğu söylenebilir.

3. Peygamberle yola çıksanız bile aldatıcı sizi aldatabilir sakın aldanmayın!
Abdullah b. Übey sefer için çıkılan yolda her türlü psikolojik ve stratejik yöntemi devreye alarak ordunun üçte birini ikna edip onları yolundan ve iddialarından caydırmayı başarmıştır. Yoldan dönenlerin tamamı için münafık oldukları kesinlikle söylenemez ama bu olay, bir münafığın yüzlerce insanı nasıl etkileyebileceğinin örneği olarak tarihin kayıtlarına geçmiştir. Ordunun önemli bir kısmı geri dönmüş olsa da Hz. Peygamber ardına bakmamış en ufak bir sarsıntı yaşamamış Allaha olan tevekkülü ile savaşa yürümüştür. Verilen mesaj, Allah için çıkılan yolda ardında kim var diye bakılmaz. Nihayetinde İslam toplumunun kuruluş aşamasında yaşadığı olaylar, toplumun daha sağlıklı zeminde yapılanması için ne tür önlemlerin alınması gerektiği, zafiyet oluşturacak alanların giderilmesi ve sosyal yapıda bütünlüğün tahkim edilmesi gibi birçok öğretici tarafı olduğu söylenebilir.

"Uhud bizi sever biz de Uhud'u severiz" bu gerçeğe nail olma dileği ile sabah 07.30'da Uhud'u yeniden okumaya gideceğiz. Kendimize ait okçular tepemizi belirlemeye, nebevi yöntemle onu korumanın yollarını aramaya koyulacağız. Dağılan yüreklerimiz, kirlenen duygularımız, istilaya uğrayan zihinlerimiz, yorgun düşen bedenlerimiz, kıblesini kaybeden evlerimiz, dağılan ailelerimiz, ağır süreçlerden geçen milletimiz, gövde bütünlüğünü kaybetmiş ümmetimiz, kanayan, ciğer dağlayan Filistin'imiz için ağlama zamanıdır. Şapkamızı önümüze koyup başımıza gelenleri yeniden okuma zamanıdır. Bu çerçevede Âl-i imran Suresi'nin 165. ayetini yeniden okuma zamanıdır: 
"Düşmanlarınızın başına Bedir savaşında iki mislini getirdiğiniz bir musîbet, Uhud'da kendi hatânız yüzünden sizin başınıza geldi diye, kendi kusurunuzu görmezlikten gelerek "Madem bizler doğru yoldayız da, bu yenilgi nasıl oldu da başımıza geldi?" diyorsunuz, öyle mi? Ey Muhammed, bunu soranlara de ki: "Bu yenilgi, sizin kendi hatânızın sonucudur. O hâlde, bundan sonra bu hatâlardan uzak durun. O zaman Allah size nice muhteşem zaferler nasip edecektir. Hiç kuşku yok ki, Allah'ın her şeye gücü yeter."

 



144 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

SORUN NE DOSTUM? - 31/01/2025
Sorun ne dostum?
SAPTIRILMIŞ HAYATLAR, ÇÖKERTİLMİŞ AİLELER Mİ İSTİYORSUNUZ - 21/12/2024
Saptırılmış Hayatlar, Çökertilmiş Aileler mi İstiyorsunuz
MÜSLÜMANLARIN TEMSİL SORUNU VE GELECEK PERSPEKTİFLERİ - 13/11/2024
Müslümanların Temsil Sorunu ve Gelecek Perspektifleri
ORTALIK KOÇTAN GEÇİLMİYOR - 04/12/2023
Ortalık Koçtan Geçilmiyor
ELEŞTİRİ YETKİNLİK GEREKTİRİR - 25/09/2023
ELEŞTİRİ YETKİNLİK GEREKTİRİR
KULLUK ÖZGÜRLÜK MESELESİDİR - 14/03/2023
Kulluk Özgürlük Meselesidir
53. YILA GİRERKEN - 14/01/2023
53. Yıla Girerken
TÜKETİM İSTASYONU YILBAŞI - 28/12/2022
Tüketim İstasyonu Yılbaşı
YAKINLAŞMA ANAFORU - 18/10/2022
Yakınlaşma Anaforu
 Devamı
Üye Girişi
Aktif Ziyaretçi14
Bugün Toplam417
Toplam Ziyaret5314336
MAKALELER
EĞİTİM SUNUMLARI