Dr. Nail ÇAM
nailcam09@hotmail.com
ĞIYÂBÎ CENAZE NAMAZI
27/06/2019 GİRİŞ Her hâlukârda ölüye bir tane cenaze namazı kılınır. Ashâbın, Hz. Peygamberin kabri üzerine münferid olarak kıldığı namazlar, ölü üzerine iki veya daha fazla namaz kılınabileceğine kat’î delil olamaz; çünkü bu uygulama, içtihattır. Cenaze namazında cemaat şart değildir. Farziyet, bir kişinin kılması ile ümmetten düşer. Çünkü: a) Ölü üzerine namaz, farz-ı kifâyedir; bir kişinin kılması ile farz yerine gelmiş olur ve diğerlerinden düşer. b) Ölünün yıkanması ve kefenlenmesine kıyasen bir kişi de olsa ölü üzerine namaz kılınınca maksat gerçekleşmiş olur. Nebî (sav), Habeş kralı Necâşî öldüğü gün ashabına onun ölümünü haber vermiş ve cenaze namazını kılmıştır. (Buhari, Müslim) Bu rivayet, ğâib üzerine namazın meşrûiyyetine delil kabul edilmiştir. Ancak Hanefî ve Mâlikîler, bu Rasûlullaha has bir durumdur; umûm bildirmez, yani başkalarının ğâib üzerine namaz kılması meşrû olmaz demişlerdir. Cumhur ise bu uygulamayı umum bildiren bir delil olarak anlamış ve husûsiyyet ancak sahîh bir delille sabit olur demiştir. Ğâib üzerine namazın meşrûiyetini savunanlar, her ğâib üzerine namazın meşru olup olmadığında ihtilaf etmiş; ğâib üzerine namazın meşrû olmadığını savunanlardan Mâlikîler ise ğıyâbî cenaze namazının haram mı mekrûh mu olduğu hususunda ihtilâf etmiştir. Hanefiler ise ğıyâbî namazın sahih olmadığını söylemişlerdir. (Şerhu’l-Haraşî, 2/142; Hâşiyetu’l-Adevî, 2/142-143) GÖRÜŞLER Birinci görüş: Ğaip Üzerine Cenaze Namazı Caizdir. İmam Şâfiî, imam Ahmet, selefin cumhuru, İbni Hazm ve Mâlikîlerden İbn Habîb bu görüştedir. İbn Hazm demiştir ki: Ashaptan bunun men’ine dair hiçbir görüş gelmemiştir. İlim ehlinden bazıları, ğıyâbî namazın öldüğü gün veya yakın bir günde caiz olduğunu; süre uzayınca ise caiz olmadığını söylemiştir. İbn Hıbbân ise kıble cihetinde olan kişi için caizdir, demiştir. Hattâbî öldüğü yerde üzerine namaz kılınmayan kişi için gıyâbî namazın caiz olduğunu söylerken; Rûyânî ise namaz kılınmış olsa bile bunu güzel görmüştür. Ğıyâbî namaz kılan kıbleye yönelir ve sanki hazırdaki cenaze için namaz kılıyormuş gibi kılar.(Ümm, 1/308; Muğnî, 2/382; Keşşâfu’l-Kınâ, 2/221; Mecmû, 5/252; Tuhfetu’l-Muhtâc, 1/323; Muğni’l-Muhtâc, 2/27; Muhallâ, 3/399; Zehîra, 2/458)Şevkânî Neylu’l-Evtar, (4/87 Eğer meyyit, namaz kılanların bulunduğu bir beldede medfûn ise evlerden ğıyabi namaz kılınamaz; ölünün huzurunda kabre yönelip namaz kılmak gerekir. Çünkü bunların kabre gelmesi mümkündür. Hz. Peygamber, beldede bulunan ölü için ancak kabirde namaz kılmıştır. (Ebu İshâk Şîrâzî, Mühezzeb, 1/134; Muğnî, 2/195; Mecmû, 5/206) İkinci görüş: Ğıyâbî Cenaze Namazı, Meşrû Değildir. Hanefî ve Mâlikîler bu görüştedir. İmam Ahmede ait bir görüş de câiz olmadığı şeklindedir. (İbn Âbidîn, 2/25; Mülteka’l-Ebhur, 1/161; Hâşiyetu’t-Tahâvî, 319; Şerhu’l-Haraşî, 2/142; Zahîra, 2/456,468; Bedâiu’s-Sanâî, 1/312; Muğnî, 2/382; Neylu’l-Evtâr, 4/56) Üçüncü görüş: Öldüğü yerde üzerine namaz kılınmamış olması şartıyla ğâib üzerine namaz meşrûdur. Çünkü ölünün bulunduğu yerde namazı kılınmışsa farz-ı kifaye diğer müslümanlardan düşmüştür. Eğer öldüğü yerde namazı kılınmışsa ğıyâbî namaz meşrû olmaz. Bu görüş imam Ahmed’den gelmiştir. Dördüncü görüş: Ölü, müslümanlara faydası olan biriyse ğâib üzerine namaz meşrû olur. Âlim, mücâhid, malıyla insanlara faydalı olan zengin vb. gibi. Bu görüş, İmam Ahmed’den rivâyet edilmiştir. DELİL ve GEREKÇELER A- Birinci Grubun Delil ve Gerekçeleri İmam Şâfiî şöyle der: Hazreti Peygamber’den rivayet olundu ki O, kabir üzerine namaz kılmıştır; meyyit kabirdedir. Kabirdeki meyyit, ğâiptir. Namaz, meyyit için duadır; Biz namazla bildiğimiz sûret üzerine ölüye dua ederiz de ölü gaip iken ona niçin dua etmeyelim ki? Kabir üzerine namaz kılmaya kıyasen, aslen ğâib olan üzerine de namaz kılınır. (Mecmu, 5/47)(Beyhâkî, Marifetu’s-Sünen ve’l-Âsâr, 5/315) İbn Kudâme (Hanbelî) el-Muğnî (2/195)’de şöyle der: Başka bir yerde bulunan cenaze üzerine namaz, niyetle câiz olur. Kıbleye dönülür, hazırda olan cenaze gibi namazı kılınır. Ölü, kıble cihetinde olsun veya olmasın; iki yer arasındaki mesafe, yakın veya uzak olsun farketmez. Şâfiîler de böyle demiştir. Merdâvî (Hanbelî) el-İnsâf (2/533)’ta der ki: Ğâib üzerine, niyetle namaz kılınır. Bu görüş mutlaktır. Yani, ister namazı kılınmış, ister kılınmamış olsun; ister müslümanlara faydalı biri olmuş olsun, ister olmamış olsun. Hz. Peygamber, Necâşî için ğıyâbî namaz kıldırmıştır. Öyleki, Necâşînin öldüğünü öldüğü gün bildirmiş ve şöyle demiştir: Bugün Habeşten salih bir adam öldü, gelin namazını kılın. Sahabe, peygamberin arkasında saf tuttu; Necâşi için ğıyabî cenaze namazı kıldılar. Hazreti Peygamber cenaze namazını kaçırdığı zaman kabir üzerine namaz kılardı. Kabirdeki ölü ğaiptir; ölü aslen ğaip olduğunda da durum yine böyledir. Hazreti Peygamber’in kabir üzerine namaz kıldığına dair bir çok rivayet vardır. Bazıları şunlardır: -Hazreti peygamber, nemli bir kabrin yanına vardı, kabir üzerine namaz kıldı; arkasında saf tuttular. Peygamber dört tekbir aldı. (Buharî) - Siyah bir kadın veya bir genç mescidin temizliğini yapıyordu, görünmez oldu. Hazreti peygamber, onu sordu; öldü dediler. Hz peygamber, bana haber vermeli değil miydiniz? buyurdu. Ebu Hureyre derki: sanki onun durumunu küçümsemişlerdi. Hz. peygamber şöyle dedi: Kabrini bana gösterin! gösterdiler; o da kabrin üzerine namaz kıldı. Sonra Hazreti peygamber şöyle buyurdu: Bu kabirler, sahibi için karanlıkla doludur; benim kılmış olduğum namaz onu nurlandırır. (Buhârî) İmam Şirbînî der ki: Namazın definden önce ve yıkama veya teyemmümden sonra olması gerekir. Kabir üzerine de namaz kılınır. Kabir üzerine namazın ne zamana kadar kılınabileceğinde farklı görüşler vardır.
Zekeriya el-Ensârî, Esnâ’l-Metâlib (1/322)’de der ki: Bulunulan yerin dışındaki cenaze için namaz, ancak ölüm günü kendisine namaz farz olan kişi için câiz olur. Mesela biri 20 yıl önce ölmüş olsa ve 30 yaşındaki biri kalkıp onun üzerine namaz kılsa, bu sahîh olur. Çünkü o öldüğünde bu namaz kılan 10 yaşındadır. Diğer bir örnek: Biri 30 yıl önce ölmüş olsa, 20 yaşında biri kalkıp ona namaz kılsa bu sahih olmaz. Çünkü adam öldüğünde, namaz kılan, henüz hayatta yoktu. Buna göre hz. Peygamberin kabrine namaz kılmak meşrû olmaz. B) İkinci Grubun Delil ve Gerekçeleri Hazreti Peygamber’in Necâşi üzerine kıldırdığı namaz, hz. peygambere has bir durumdur. Hz. Peygamber, konumu gereği Necaşi ölünce onu görmüş, ashabına haber vermiş ve sanki cenaze önünde imiş gibi namaz kıldırmıştır. Sahabe ise cenazeyi görmemiştir. Hz. Peygamberden sonra böyle bir namazı kimse kılmamıştır. (Hâşiyetu ibn Âbidîn, 2/209; Kâsânî, Bedâiu’s-Sanâi, 1/31); Şerhu’l-Haraşî, 2/142-143; Desûkî, 1/427; Tefsîru’l-Kurtubî, 2/81-82). Hazreti Peygamber’in ashâbından çok kişi ölmüştür. Bi’ru maunede şehit edilen kurrâ hafızlar bunlardandır. Hazreti Peygamber’in bunlar üzerine ğıyâbî bir namaz kıldığı naklolunmamıştır. Halbuki Hazreti peygamber, ölüler üzerine namaz kılmayı çok isterdi. “sizden bir kişi öldüğü zaman onu bana bildirin; çünkü benim namazım ona rahmettir” sözünden bu iştiyakını anlıyoruz. (Hâşiyetu ibn Âbidîn, 2/209; Nesâî, İbn Mâce) Hazreti peygamberden sonra hiç kimse ğıyabi namaz kılmamıştır. Müslümanlar, Hazreti peygamber ölünce bile ğıyaben namaz kılmamıştır. (Şerhu’l-Haraşî, 2/143) Cenaze üzerine namaz kılmanın şartı, ölünün huzurda bulunmasıdır. Eğer ölü başka bir belgede ise ğâib olmasından dolayı üzerine namaz caiz değildir. (Muğnî, 2/382) Cenaze, Kıble ve namaz kılan arasında olmadığı sürece cenazeye yönelindiği zaman kıble yönünden sapılacaktır. Kıbleye yönelince ise cenaze arkada veya yanlarda kalacaktır. Bu şekilde de namaz caiz değildir. (Kâsânî vd) C) Üçüncü Grubun Delil ve Gerekçeleri İbn Hazm der ki: Ğaip üzerine namaza gelince bu konuda düşünmeye ihtiyaç bırakmayan kat’î nas vardır. Hazreti Peygamber’in, “arkadaşınızın üzerine namaz kılın” sözü umûm bildirir. Umûmun kapsamına ğâib ve hazır olan dahildir. Sadece bunlardan birine tahsis edilmesi caiz değildir. Namazsız olarak defnolunan her Müslüman için namaz kılmak müslümanlar üzerine farzı kifayedır. Üzerine namaz kılınalınarak defin olan içense mendubtur. (Muhalla, 5/139) Hattâbî der ki: Namazını kılan insanların bulunmadığı yerde ölen hariç ğâib üzerine namaz kılınmaz. Şâfiîlerden Rûyânî bunu güzel görmüştür. Ebû Dâvûd, Sünen’inde şöyle bab başlığı yapmıştır: “şirk ehlinin yönettiği başka bir ülkede müslüman üzerine namaz.” Hafız der ki bu muhtemeldir. (Fethu’l-Bârî) D) Dördüncü Grubun Delil ve Gerekçeleri Necâşi üzerine kılınan namazı, hz. Peygambere hastır diyemeyiz. Çünkü ashab da onunla beraber kılmıştır. Aslolan husûsiyetin olmadığıdır. Fakat ğıyâbî cenaze namazı kılınacak kişinin, islamda bir husûsiyetinin olması da lazımdır. Herkesin buna hakkı yoktur. DEĞERLENDİRME ve SONUÇ İlim ehline göre aslolan, cenaze namazının hazırdaki meyyit üzerine kılınması ve meyyitin imam ve namaz kılanların önünde bulunmasıdır. Ğıyâbî cenaze namazı, Habeş kralı Necâşî’nin namazı ile sabit olmuştur. Meyyit üzerine namaz, dua ve rahmet dilemektir; bu namazdan hazır olan meyyit faydalandığı gibi ğâib olan meyyit de faydalanır. Necâşî’nin namazının kılınmasının illeti, kimsenin onun namazını kılmaması değil; onun salih bir adam olmasıdır. Bundan dolayı üzerine namaz kılınan için de tekrar cenaze namazı kılınır. Hazreti Peygamber’in fiili uygulamalarından bu anlaşılmaktadır. Sonuç olarak diyoruz ki: Âdet hâline getirmeden ğıyâbî cenaze namazı kılmak caizdir. Gıyâbî cenaze namazının âdet haline getirilmesi ise gayr-i meşrûdur. Ümmet bu namazı, sadece Müslümanlar nezdinde itibarı olan kişiler için kılmıştır. Necâşi ve mescidi temizleyen siyahi kadın gibi..(Avrupa Fetvâ Meclisi) Cevaza dair görüşler, zikredilen durum ve şartlara göre diyoruz ki: harpler, terör saldırıları, tabii felaketler, sel baskınları, zelzele ve yangınlarda islam beldelerinde ğıyâbî namaz kılınması müstehap olur. Çünkü böyle bir davranış kurbanların ailelerinde ve de müslümanların ruhlarında tanımadığı din kardeşlerine karşı bile son görevlerini yapmalarından dolayı derin izler bırakacaktır. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
NAMAZ KIRAATİNDE TEKNOLOJİK CİHAZ KULLANMAK - 10/12/2020 |
Farz ve nafile namazlarda yazılı bir metinden, cep telefonundan, PC’den vs. okuyuşta bulunmak câiz midir? Sorusuna cevap bulunabilecek bir yazı. |
NİÇİN KULLUKTA BULUNMALIYIZ? - 22/07/2020 |
Allahın cenneti ve cehennemi olmasa veya farz-ı muhal asiler cennete, itaatkârlar cehenneme girecek olsaydı bile, Allah ibadete layık olduğu için ibadet edebilmektir kulluk. |
GENÇ KUŞAKLARI KENDİ EMEKLERİMİZLE HELÂK ETMEYELİM - 13/05/2020 |
Önce iman! Eyleme sevketme düşüncesi ile yaptığımız işler imansızlığa götürmesin gençlerimizi. Yanlış taktik neticede bizi, imansızlık ve inançsızlık için çaba sarfedenlerle aynı ligde top koşturuyor olmak gibi bir duruma sokabilir. |
ALLAH’TAN KORKULUR MU? - 04/05/2020 |
Korkunç, çirkin, zararlı, şerli ve kötü olan şeyden korkulur. Türkçede kullandığımız şekliyle korkuyu bu gibi etkenler doğurur. Havfullah, haşyetullah ve takvallah korkuyla ne kadar ve nasıl ilintilidir? |
İKİ ASLI, EKİNİ VE NESLİ HELAK ETMEK - 27/04/2020 |
Bakara 205. Âyet... Bir zihniyetin portresi.. |
CUMA MÜSTAKİL BİR NAMAZ MIDIR? - 20/03/2020 |
Eski ulemamızın bahis mevzuu yaptığı; fakat günümüzde sorgulanmadığı, gündem yapılmadığı ve dillendirilip yazılmadığı için pek bilinmeyen esaslı bir mevzuuyu ele alıp değerlendirmeyi size bıraktık. |
İNSANIN İNSANA SECDE ETMESİ - 10/03/2020 |
Açıklanmaya ve izaha muhtaç olan bir rivayetti. Zira bu rivayet hakkında çok tartışmalar olmuş ve olmaktadır. Rivayetin senedi sahih olsa da metin tenkidi yöntemi ile anlamaya ve yorumlamaya çalıştık. |
POZİTİF DÜŞÜNCE (TEFÂÜL) - 23/12/2019 |
Kolaylaştırın, zorlaştırmayın; müjdeleyin, nefret ettirmeyin! Her çığlığı aleyhte sanmayın! Belki o, müjde verecek; belki de sizi uyandıracak da tehlikeden kurtaracaktır. |
YABANCI BİR KADINLA MUSÂFAHA YAPMAK - 02/10/2019 |
Dört mezhebin, yabancı bir kadınla musafaha yapmanın hükmü hususunda söylediklerini ve hükümlerine dayanak aldıkları akli ve nakli gerekçeleri ifade etmeye çalıştım. |
Devamı |