Dr. Nail ÇAM
nailcam09@hotmail.com
ADÂLET MÜLKÜN TEMELİDİR
24/02/2019 (العدل أساس الملك) * Büyük bir yanılgı ile sadece hâkimlerin görevi sandığımız adâlet! Gerçekte ise yönetimin, idârenin temeli olan adâlet: Evde, iş yerinde, köyde, şehirde ve ülkede huzur için gerekli olan şey adalet! Sevgide ve nefrette adalet! Devlet imkân ve kadrolarına tayinde adâlet! Gelirlerin hak sahipleri arasında dağıtmında adalet! Hikmet, şecâat, adâlet ve iffetten ibaret dört faziletten biri olan adalet! * Adalet, adlden türemiştir. İnsâf ve kişiye hakkı olanı vermek, hakkı olmayanı da ondan almaktır. Diğer bir tanım ise herkese müstehakkını/hak ettiğini vermektir. Adaletin, müsâvât/eşitlik ile sağlam bir irtibatı vardır. Rabbinin, senin üzerinde hakkı vardır. Nefsinin, senin üzerinde hakkı vardır. Ev halkının, senin üzerinde hakkı vardır. Her hak sahibine, hakkını ver”. (Hadis) إِنَّ لِرَبِّكَ عليك حَقًّا، وإِنَّ لِنَفْسِكَ عليك حَقًّا، ولأهْلِكَ عليك حَقًّا. فَأَعْطِ كُلَّ ذِي حَقٍّ حَقَّهُ “Adil olun. Allah, adaletli davrananları sever”. (Hucurat, 9) Adaletin farklı türleri vardır. Bazen eşit dağıtmak bizatihi adaletsizlik; herkese hakettiği kadarını vermek ise mahza adalettir. * Denkleştirici adalet: Aynı durumda olan kimselere aynı uygulamanın yapılması demektir. Aritmetik eşitliği esas alır. (Bütün evlatlara, maldan eşit oranda pay vermek gibi) Numan bin Beşir’in babası, Numan’a bir bağışta bulunmuş, Allah Resûlü’nü de buna şahit tutmak istemişti. Peygamberimiz ona: Senin, bundan başka çocuğun var mı? diye sordu. Adam, var dedi. Peygamberimiz: Onların hepsine, bu kadar bağışta bulundun mu? diye sordu. Adam, hayır dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber: O halde bağışladığın şeyi geri al; Allah’tan korkun ve çocuklarınız arasında adaletli olun; Beni, zulme şahit tutma; Buna, benden başkasını şahit tut [Buharî, Müslim] gibi sözler sarfetmiştir. * Dağıtıcı Adalet/El-adâletü’t-tevzîıyye: Menfaatleri ve külfetleri, fertlere insaflı ve âdil bir yolla dağıtmaktır. Dağıtıcı adalet, aritmatik eşitliği değil kişilerin yetenek, imkan ve kusur durumlarını dikkate alarak orantılı bir eşitlik sağlamayı amaçlar. (Liyakata göre terfi, Ana-babayı bakanı kayırma gibi) Bir ana babanın çocuklarından biri, kendisini ana babasına hasretmişken diğerleri kendi iş-gücünde olabilmektedir. Bilhassa memuriyet, iş durumu, eş durumu gibi sebeplerle bazı çocuklar ana babasından uzakta yaşamak veya onlarla bilinçli olarak hiç ilgilenmemek durumunu tercih ederken biri de ana babasının yanında kalıp onların tüm ihtiyaçlarını karşılayıp, hastalığı ve sağlığı ile ilgilenebiliyor. Böyle bir durum böyle evlatların ekonomik zararına da sebep olabiliyor. Bu duruma toplumumuzda sıkça rastlanılmaktadır. Böylesi evlatların ödüllendirilmesi ve başkalarını da böyle güzelliğe teşvik adına, bunların lehine bağış yapılabilmesi dağıtıcı adaletin gereğidir. Böylesi davranış, zahirde eşitsizlik gibi görünse de aslında adalettir. Bazen bütün çocuklara eşit olarak yapılacak bağış, adaletsizlik olabilmektedir. * Hakkaniyet Adaleti: Kişilerin bireysel özelliklerinin, özel durumlarının, somut olayın özelliklerinin de dikkate alınmasını gerektirir. Fakir çocuğa, durumu iyi olana göre fazla bağışta bulunulabilir. Hasta olana sağlam olandan fazla bağışta bulunulabilir. Malın kazanılmasında katkısı olana veya daha fazla olana böyle olmayan çocuklara göre daha fazla bağışta bulunulabilir. İlim tahsiliyle meşgul olan çocuğa meşgul olmayandan fazla bağışta bulunulabilir. Dindar olan çocuğa bağışta bulunulup fâsık olan, aldığı bağışı içki, kumar vb. yollarda boşa harcayacak olan çocuğa bağışta bulunulmayabilir. * Adâletten sapmak, helâke götürür. “Sizden öncekiler, itibarlı biri hırsızlık yaptığında onu terk etmeleri; zayıf biri hırsızlık yaptığında haddi uygulamaları nedeniyle helak oldular. Allah’a yemin olsun ki: Muhammed’in kızı Fatıma hırsızlık yaparsa elini keserim.” (Hadis) وَايْمُ اللهِ! لو أن فاطمة بنت محمد سرقت لَقَطَعْتُ يدها “Sizin aranızdaki zayıf, ben onun hakkını alıncaya kadar güçlüdür. Güçlü de ben ondan hakkı alıncaya kadar zayıftır”. (Hz. Ebû Bekr) Medine’de hz. Peygambere, birbirine hasım olan iki kişi geldi. Aralarında hüküm verilmesini istiyorlardı. Hz. Peygamber, onlara şunu söyledi: “بأن مَنْ يأخذ حق أخيه، فإنما يأخذ قطعة من النار: Kim kardeşinin hakkını alırsa bir parça ateş almış olur.” Her ikisi de ağlamaya başladı ve kardeşi lehine haklarından vazgeçtiler. (Hadis) * Adalet, emniyettir. Bir kralın elçisi, hz. Ömer ile görüşmek için Medine’ye gelmiş ve O’nu bir ağacın altında uyur bulmuştur. Tâbiidir ki alışkın olmadığı bu manzara, onu çok şaşırtmıştır. Müslümanların yöneticisi, muhafız olmadan açık alanda bir ağacın altında uyuyordu. Dilinden şu cümlecikler dökülüverdi: “Hükmettin, adil davrandın; neticede tebaandan emin oldun, uyudun ve selamette kaldın ya Ömer!” حكمت فعدلت فأمنت فنمت فسلمت ياعمر * Müslüman, herkese âdil davranır: mü’min-kafir, zengin-fakîr, güçlü-zayıf, beyaz-siyah, reîs- tebea; hâkim ve mahkûm ayırımı yapmaz. “Bir toplumun çirkinlik ve kötülüğü, sizi adaletten sapma günahına itmesin. Adil olun. Bu takvaya daha yakındır”. (Maide,8) “Allah, emanetleri ehline vermenizi; insanlar arasında hükmettiğinizde, adaletle hükmetmenizi emreder. Allah, ne güzel öğüt veriyor. Muhakkak ki Allah, işiten ve görendir”. (Nisa, 58) * Zulüm ile âbâd olunmaz. Zulüm ile âbâd olanın sonu (adaletle) berbâd olur. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
NAMAZ KIRAATİNDE TEKNOLOJİK CİHAZ KULLANMAK - 10/12/2020 |
Farz ve nafile namazlarda yazılı bir metinden, cep telefonundan, PC’den vs. okuyuşta bulunmak câiz midir? Sorusuna cevap bulunabilecek bir yazı. |
NİÇİN KULLUKTA BULUNMALIYIZ? - 22/07/2020 |
Allahın cenneti ve cehennemi olmasa veya farz-ı muhal asiler cennete, itaatkârlar cehenneme girecek olsaydı bile, Allah ibadete layık olduğu için ibadet edebilmektir kulluk. |
GENÇ KUŞAKLARI KENDİ EMEKLERİMİZLE HELÂK ETMEYELİM - 13/05/2020 |
Önce iman! Eyleme sevketme düşüncesi ile yaptığımız işler imansızlığa götürmesin gençlerimizi. Yanlış taktik neticede bizi, imansızlık ve inançsızlık için çaba sarfedenlerle aynı ligde top koşturuyor olmak gibi bir duruma sokabilir. |
ALLAH’TAN KORKULUR MU? - 04/05/2020 |
Korkunç, çirkin, zararlı, şerli ve kötü olan şeyden korkulur. Türkçede kullandığımız şekliyle korkuyu bu gibi etkenler doğurur. Havfullah, haşyetullah ve takvallah korkuyla ne kadar ve nasıl ilintilidir? |
İKİ ASLI, EKİNİ VE NESLİ HELAK ETMEK - 27/04/2020 |
Bakara 205. Âyet... Bir zihniyetin portresi.. |
CUMA MÜSTAKİL BİR NAMAZ MIDIR? - 20/03/2020 |
Eski ulemamızın bahis mevzuu yaptığı; fakat günümüzde sorgulanmadığı, gündem yapılmadığı ve dillendirilip yazılmadığı için pek bilinmeyen esaslı bir mevzuuyu ele alıp değerlendirmeyi size bıraktık. |
İNSANIN İNSANA SECDE ETMESİ - 10/03/2020 |
Açıklanmaya ve izaha muhtaç olan bir rivayetti. Zira bu rivayet hakkında çok tartışmalar olmuş ve olmaktadır. Rivayetin senedi sahih olsa da metin tenkidi yöntemi ile anlamaya ve yorumlamaya çalıştık. |
POZİTİF DÜŞÜNCE (TEFÂÜL) - 23/12/2019 |
Kolaylaştırın, zorlaştırmayın; müjdeleyin, nefret ettirmeyin! Her çığlığı aleyhte sanmayın! Belki o, müjde verecek; belki de sizi uyandıracak da tehlikeden kurtaracaktır. |
YABANCI BİR KADINLA MUSÂFAHA YAPMAK - 02/10/2019 |
Dört mezhebin, yabancı bir kadınla musafaha yapmanın hükmü hususunda söylediklerini ve hükümlerine dayanak aldıkları akli ve nakli gerekçeleri ifade etmeye çalıştım. |
Devamı |