Abdurrahman AKBAŞ
a.akbas25@hotmail.com
KİTAP YÜKLÜ MERKEPLER
24/09/2018 Rehberimiz Kur'an-ı Kerim, bizzat ötelerin bilgisi olmasının yanısıra, bilgiye çokça vurgu yapması bakımından da câlib-i dikkattir. Sadece ilk nazil olan şu iki ayet bile bu iki unsuru bir arada ihtiva etmektedir: "Yaratan Rabbinin adıyla oku! O, insanı “alak”dan yarattı." (Alak, 1-2) Bu ayetlerde Allah, hem bilgiye vurgu yapar hem de varoluşuyla ilgili bilgiler verir insana... Allah, Kur'an'ın daha birçok ayetinde insanı ilme teşvik eder. Öğrenmeye, anlamaya, düşünmeye ve akletmeye yöneltir muhataplarını.. "Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?" diyerek bilginin insana kattığı değeri tartışmaya kapatır.. "Onlar bu sözü (Kur’an’ı) hiç düşünmüyorlar (incelemiyorlar) mı?..." (Müminun, 23/68) “Peki, bunlar, Kuran’ın anlamını inceden inceye düşünmüyorlar mı? Yoksa kalpler üzerinde o kalplerin kilitleri mi var?” (Muhammed, 47/24) Zira "Bunlar, hikmet dolu Kitab’ın; iyilik yapanlara bir hidayet ve rahmet olarak indirilmiş âyetleridir." (Lokman, 31/2-3) Yani bütün bunlar, kuru bir bilgilendirme değil, tefekkür ve tedebbür amaçlanır her ayrıntısıyla.. Bilgiyi yüceltir fakat bilginlikte kalmayı makul bulmaz, bilgeliğe yöneltir insanı. Bilgiden bilgeliğe giden yolu aydınlatır her bir ayet... Peki bilgelik nedir? Bilgelik, Kur'anî ifadeyle hikmettir. Hikmet ise ilim ve onunla ameldir. Kur'an'da "hikmet" olarak ifade bulan bilgelik, özetle “işleri en doğru ve en uygun biçimde yapmak; eşyada gizli ilâhî sırlar ve gayeler; salih amele dönüşen faydalı ilim; insandaki akıl kuvvesinin istikamet üzere ve aşırılıklardan uzak olma mertebesi” gibi anlamları ihtiva etmektedir. ("Hikmet", DİA; Fahreddin er-Râzî; Kurtubî) Bunlar içerisinde en yaygını "sır, gaye, fayda" manasıdır. "Bu işin hikmeti nedir?" denildiği zaman, "Bundan maksat nedir? Bilemediğimiz ne gibi gizli sırlar taşıyor?" manası akla gelir. O hâlde, bir iş yapılacak ve ondan bir fayda hâsıl olacaktır ki hikmet/bilgelik tahakkuk etsin. İslâm bilginleri, yalnız başına bilgiyi, hikmet olarak görmezler. Bilgi ile amel edilmesini, bu bilginin uygulama sahasına konulmasını ve faydalı sonuçlar vermesini şart koşarlar ("Hikmet", DİA). Dolayısıyla bilgelik, bilginlikten öte bir anlam taşır. Bilgelik, faydalı bilginin eyleme dönüştürülmesidir. Bilgelik, akla ve tabiata uygun davranmak, kendini tanımak ve tutkulara kapılmamaktır. Bilgelik, aynı zamanda ahlaklılığı ve örnek insanlığı da içerir. (Felsefeye Giriş) Kur'an, kuru bir bilgi ile yetinmenin trajedisine de şöyle işaret eder: "Tevrat’la yükümlü tutulup da onunla amel etmeyenlerin durumu, ciltlerle kitap taşıyan eşeğin durumu gibidir. Allah’ın âyetlerini inkâr eden topluluğun hâli ne kötüdür! Allah, zalimler topluluğunu hidayete erdirmez." (Cuma Süresi, 5) Bilgi, insanı Âdem yapan bir değerdir. Değilse, mahdut bir ömür için tam bir hederdir.. Daha açık bir ifadeyle insan, sahip olduğu bilgi ile bilge (ilmiyle âmil) değilse bi misl-i eşektir. Şimdi yukarıdaki ayetin dikkat çektiği noktaya tekrar dönüp soralım: Tevratı yüklenenler neden "kitap yüklü eşeğe" benzetilmektedir? Yahudilerin bu hallerinin Kur'an'da yer alması ve birçok kez vurgulanmasının hikmeti ise, benzer bir hataya karşı biz müminleri korumak olsa gerek. Kur'an'a inanıp onu rehber kabul ettiği halde Kur'an ahlâkından yoksun olmak ve ahkâmını göz ardı etmek, mümin için ne talihsiz bir durumdur! Münazara ve münakaşa aracı olarak yoğun bir şekilde gündemini meşgul ettiği halde gündelik hayatında karşılığı olmayan Kur'an bilgisi, mümin için ne ağır bir yüktür! Amelden yoksun bilginlik, Tevratı yüklenenlere kâr etmedi ki Kur'anı yüklenenlere kâr etsin! |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
KADİR GECESİ BİR BAŞLANGIÇTIR - 08/05/2021 |
Kadir Gecesi Bir Başlangıçtır |
NAMAZIN RUHU: ALLAH'I ANMAK - 25/05/2020 |
Namazla alakalı üzerinde önemle durulan husus, şeklinden ziyade anlam ve ruhuyla alakalıdır. Bu bağlamda namazın, insanın bireysel ve sosyal hayatındaki potansiyel etkisine ve anlamına işaret eden ayetler üzerinde tefekkür etmek elzemdir. |
NAMAZ BİR LÜTUFTUR - 21/05/2020 |
İslam’da ibadet denince akla ilk gelen, dış görünüşü itibariyle bir takım şekil, zikir ve kıraatten ibaret fakat gerçek mahiyeti, Yaratıcı kudret karşısında derin bir huşu ve içten bir münacat olan namaz ibadetidir. |
İLETİŞİM ÇAĞINDA BİLGİNİN YÖNETİMİ: DİJİTAL YAYINCILIK - 23/02/2020 |
Genç kuşakların ve özellikle ilk oyuncakları elektronik cihazlar olan günümüz çocuklarının hayat tasavvurları, istikametleri ve istikballeri, onların ellerinden düşürmedikleri akıllı cihazlarında yer alabilenler tarafından belirlenecektir.. |
İNSAN, ŞEYLERİN NESİ OLUR? - 04/01/2020 |
“İnsan nedir?” sorusuna dair en temel yargının, “İnsan şeydir.” önermesi olduğunu düşünüyorum. Bu önerme, her ne kadar ağyârını mâni olmasa da efrâdını câmi bir tanımdır. Zira insan, ontolojik bakımdan bir “şey”dir. |
ERDEMLİ HAYATIN SACAYAĞI ÜÇ ORGAN - 21/09/2019 |
İnsan bedeninde hayatî öneme sahip üç organ var ki bunlar, onun sadece yaşamasını değil, hayatının kalitesini de tayin eder. Birbirleriyle sıkı etkileşim içinde olan bu organlar, ancak birlikte sıhhatli olursa insanın sağlık ve izzetine vesile olur |
EN BÜYÜK GÜVENCE - 19/06/2019 |
Çocukluğumuzun güvencesi insanlar vardı hayatımızda. Şimdi büyüdük ve güvencesi olduk çocuklarımızın. Ne var ki büyüse de bir güvence arıyor insan. Hem güven kadar neye ihtiyaç duyurulur ki? |
KELİMELER ELE VERİR - 13/06/2019 |
Herhangi bir meramı anlatmak için kullanılan kelimelerin, muhatabı bilinçaltı gerçeklere ulaştıracak kodlar barındırdığı üzerinde bir tedebbür denemesi... Kelimelerimiz, kimliğimizdir. |
ÇOCUKLARIMI NASIL TERBİYE ETMELİYİM? - 08/06/2019 |
Çocuk terbiyesi, günümüzde her ne kadar eğitim-öğretim (talim-terbiye) misyonuyla okullara (öğretmenlere) yüklenmiş gibi görünse de bu iş aslen ebeveynin görevidir. İşte "Ne olmalıyım?" sorusuna İslamî perspektiften birkaç cevap: |
Devamı |