İslam dini sadece insanlarla Yaratıcı arasındaki münasebetleri tanzim eden bir din değil, aynı zamanda insanların birbirlerine karşı görev ve sorumluluklarının olduğunu belirten, sosyal yönü de olan bir dindir. Bu sebeple müminlerin, günah sayılan fiil ve davranışlardan kaçınmalarını, birbirlerine güzel davranmalarını, aralarında dargınlık, kırgınlık bulunan insanların aralarını düzeltip ıslah etmelerini ister.

Bazı kimseler ibadetlerini yaparlar ama insanlara karşı bu gibi sosyal görevlerini yerine getirmekten kaçınırlar. Kendilerine: 

- Falan kimse darda kalmış, halin vaktin yerinde, ona yardım edelim, denilince:

- Ben, iyilik ettiğim kimselerden hep kötülük gördüm, bunun için bir daha kimseye yardım etmeyeceğime yemin ettim, der.

Veya darda kalmış biri, durumu iyi olan birinden borç ister. Cevap yine aynı olur:

- Daha önce vermiş olduğum borçları almak için çok uğraştım, bunun için artık kimseye borç vermemeye yemin ettim, der. 

- Falan kimselerin arası bozulmuş, gidelim, düzeltmeye çalışalım, dersiniz. Cevap değişmez:

- Ben insanların arasına girmemeye, kimsenin işine karışmamaya yemin ettim, kusura bakma.

- Kardeşim, bunlar dinin emirleri, Allah Kur’an-ı Kerim’de:  وَتَعَاوَنُوا عَلَى الْبِرِّ وَالتَّقْوَى  İyilik yapma ve kötülüklerden sakınma hususunda birbirinizle yardımlaşın” buyruluyor. Hiç dinin emirlerini yerine getirmeme hususunda yemin edilir mi?

- Ben, bunları yapmayacağıma yemin ettim, yemin bozulmaz, bozulursa Allah’a saygısızlık olur. Hem Allah da Kur’an’da “yeminlerinizi koruyun, bozmayın” buyurmuş. 

- Evet, Allah Kur’an’da: “  وَاحْفَظُوا أَيْمَانَكُمْ ; Etmiş olduğunuz yeminlerinizi gözetiniz, onlara riayet edip koruyunuz, bozmayınız” (Mâide, 5/89) buyuruyor. Fakat bu, meşru yani dine uygun olarak yapılan yeminler hakkındadır. Dinin emrine ters düşecek veya dini emirlerin yerine getirilmesine engel teşkil edecek şekilde yapılan yeminler bozulur, o iş yapılır ve kefareti verilir. Nitekim Yüce Rabbimiz bu konuda şöyle buyurmuştur:

وَلَا تَجْعَلُوا اللَّهَ عُرْضَةً لِأَيْمَانِكُمْ أَنْ تَبَرُّوا وَتَتَّقُوا وَتُصْلِحُوا بَيْنَ النَّاسِ وَاللَّهُ سَمِيعٌ عَلِيمٌ

“Allah’ın adını anarak ettiğiniz yeminleri iyilik yapmaya, günahlardan sakınmaya insanların arasını düzeltmeye engel saymayın. Şüphesiz Allah sözünüzü işitir her niyetinizi bilir.” (Bakara, 224)

Evet, Allah’ın adı anılarak yapılan yeminler;

İnsanlara iyilik yapmaya, 

Günah ve kötü şeylerden sakınmaya, 

Araları bozulmuş, birbirleriyle dargın, kırgın kimselerin aralarını bulmaya engel kılınmamalı.

Bu gibi güzel ve hayırlı işleri yapmamaya yemin edilmemeli. 

Şayet edilmişse bunu korumanın Allah’ın rızasına uygun olduğu sanılmamalı yeminini bozup kefaretini vermeli. 

Bu konuda Peygamber Efendimiz de: “Bir kimse bir şeye yemin eder de sonra ondan başkasını daha hayırlı görürse, o hayırlı şeyi yapsın ve yeminine kefaret versin.” buyurmuştur. 

(Müslim, Eyman, 11, 13, 16)