Dr. Mehmet ÖZEL
mehmetozelli@hotmail.com
CEMAATLER NE YAPMALI?
26/01/2018 Araba birinci viteste ve hızını 120 ye çıkarmaya çalışıyoruz ama araba bağırıyor, olmuyor, o bağırdıkça, biz acemi soförler arabanın arızalı olduğunu düşünüyoruz. Bu gün cemaatlerimizin islami vakıf ve derneklerimizin geldiği nokta burası, maalesef. Bir tıkanma var. Hele 15 Temmuz darbe girişiminden sonra, herkes mevcudu korumaya çalışıyor. Bunun sebeplerini araştırmak da kimsenin aklına gelmiyor. Çünkü herkes şoförlğünden emin. Resmi ideoloji karşısında bir türlü Kur’an kursu seviyesinin üstüne çıkamadık. Tüm vakıf ve derneklerimiz gençleri kazanmaya çalışıyor ama gençlere bir gelecek vaad etmiyor. Dilim varmıyor ama militan kafalı gençler yetiştirmeye çalışıyor çoğu. Kendi hocasından başka otorite tanımayan, bilginin kendisini değil bilginin kimden geldiğini önemseyen, kendinden olmayan allame olsa bile küçümseyen bir kafa var karşımızda. Bunu aşabilen çok az kişi veya kuruluş var. (Şimdi çok az kişi ve kuruluş var dedik ya; tüm kişi ve kuruluşlar kendilerinin bu çok az kişi ve kuruluş olduğunu düşünecekler ama neyse…) Bunu söylerken oturduğum yerden söylemiyorum. Geçenlerde, bir sivil toplum kuruluşu beni gençlerin eğitimi için çalışmaya ve resmi görev almaya davet etti. Konuştular, dinledim. “Peki gençler için nasıl bir gelecek tasavvur ediyorsunuz?” dediğimde ise cevap klasikti. “Bizi üst düzey devlet büyüklerimiz destekliyor, mülakata giden gençlerimize referans oluyoruz”, klasik bir cümle daha; “ama biz FETÖ gibi düşünmüyoruz bizim adamımız gerçekten bu göreve layıksa alın diyoruz.” Tabi görevi kibarca reddettim. Klasiğin ötesinde bir şeyler yapılmalı. Evet sivil toplum, cemaat, bir araya gelmek, beraber bir güç oluşturmak çok önemli. Ama cemaatler varlıklarını sürdürmek istiyorlarsa, vitesi yükselmeliler hem de bir iki değil en az üç vites birden yükseltmeliler. Diğer taraftan, bireyselliğin karamsar dünyasında yaşayan ahlaklı insanlar da artık vazife almalılar. Toplumun çok açığı var. Biz yarın Allah’ın huzuruna yüzlerce farzı kifayenin yüküyle gideceğiz. Mesela; bu toplumda, topluma yetecek kadar teknoloji üretimi yok, Fizik bilgisi üretimi yok, Kimya yok, tarih yok, felsefe yok, edebiyat yok. Bu farzı kifayelerin bizden sorulmayacağını zannediyorsak yanılıyoruz. Çünkü Allah, her topluma bunları yapacak beyinler gönderir. Toplumlar ya bunları değerlendirirler ya da harcayıp sorumlu olur. Biz harcayıp sorumlu olanlardanız. Onun içindir ki her dönemeçte çuvallıyoruz. Peki cemaatler ne yapmalı? Cemaatler toplumun önünü açmalı, açacak yatırımlar yapmalı. Hali hazırdaki referans olma durumları, siyaseti ele geçirme çabaları, eleman devşirme girişimleri -herkes kabul etmeli ki- toplumun önünü açmıyor, aksine toplumun önünü tıkıyor. Klasik bir yapılanma var. Herkes yurt yapıyor, yardımlaşma vakfı kuruyor, televizyon ve radyo kuruyor, kendi hocalarının kitaplarını daha fazla satmaya çalışıyor. Köylere kadar dernek binaları yapılıyor ama çoğonun içi boş. Maalesef bütün bu çalışmalar toplumun geneline değil, sadece o cemaatin fertlerine hitab ediyor. Mesela; Türkiye’de neden Fizik araştırması yapan onlarca islami vakıf ve dernek yok? |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
KUR’AN’IN YAKILMASI, YERYÜZÜNDE TANRILAŞANLARIN HÜSRANI VE KÜRESEL DİRENİŞ - 03/02/2023 |
Kur’an’ın savunduğu hakikat ve değerler batıda onu tehdit edecek kadar dile gelmiştir ki kitleler ona dikkat kesilir ve yakar olmuştur. Yoksa mesela; Tipitaka’yı, Veda’yı, Avesta’yı, kimse yakmaz. Çünkü bunların kutsal kitap olduğu bile bilinmez. |
KUL VE TAKDİR - 03/11/2020 |
Niyet kulluk ise, “insan kaderini yaşar” cümlesi ile “insan kaderini çizer” cümlesi arasında pek bir fark yoktur. Her ikisi de kulluğa götürür. Ama eğer niyet isyan ise; “kaderini yaşamak”, günahları Allah’a fatura etmeye sevk eder. |
TARTIŞMALARIN ODAĞINDAKİ OKULLAR: İMAM-HATİP OKULLARI - 02/10/2020 |
İmam hatip okulları gerek (ön yargılı)dindar gerekse dine mesafeli kesimler tarafından ideolojik ve kategorik bir kadre tabi tutulmaktadırlar. Bu okulları aşan bir din eğitimi modeli önermedikçe, yapılan bu tip ithamlar ahlakî olmaz. |
SÜNNET Mİ GELENEK Mİ? - 16/06/2020 |
Şunu da söylemeliyim ki kitap ve sünnet dinin kaynaklarıdır, gelenek ise dinin kaynağı değil, "kitap ve sünnetin nasıl yorumlamalıyız" sorusunun cevabıdır. Tenkide açık olmak kaydıyla, bu günkü sorunlarımızın çözümü için umut vaad etmektedir. |
VİRÜSTEN Mİ, YOKSA KİRLERİMİZDEN Mİ ARINMALIYIZ? - 11/04/2020 |
Tam bu noktada, insan olarak karar vermeliyiz; kirlerimizden mi arınmalıyız, yoksa virüslerimizden mi? Bence kirlerimizden arınmazsak virüsten kesinlikle arınamayız. |
KUR’AN-I ANLAMAK MÜMKÜN MÜ? - 03/08/2019 |
Eğer Kur’an-ı anlamaktan kasıt muradı ilahiye tekel uygulamak ya da muradı ilahiyi anlama ameliyesini yöntemsiz kılmak ise böyle bir anlama mümkün değildir ve faydalı da değildir. |
SORU SORMAK SANATTIR YA DA KISSADAN HİSSE - 16/07/2019 |
Aynı zamanda kıssanın kendisi zaten bir hisse barındırır. Onun için sen kıssayı anlat, isteyen hissesini alır. |
AHLAK EĞİTİMİ ÜZERİNE - 10/07/2019 |
Sonuç olarak genel geçer bir ahlaki sisteme sahip olmadığımız gibi, eskileri bir kenara atmayı aydınlanmacılık kabul eden hastalıklı bir zihinle de karşı karşıyayız. |
HANGİ NİMET DAHA BÜYÜK? - 21/05/2019 |
“En büyük nimet hangisi?” derlerse, “bana küçüğünü söyle ki ben de büyüğünü söyleyeyim” demelisin. |
Devamı |