• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/insanveislam.org/
  • https://twitter.com/insanuislam











Dr. Nail ÇAM
nailcam09@hotmail.com
İHTİLÂF veya HİLÂF AHLÂKI
23/12/2017

Yazımıza bir soru ile başlayalım: Genişçe bir su borusunun bir ucundan bir fare, diğer ucundan da başka bir fare bakıyor. Aydınlık olmasına ve birbirlerini görmelerine mâni herhangi bir fiziki engel olmamasına rağmen bu iki fare birbirini göremiyor. Neden?

Soru aklımızın bir köşesinde dursun. Biz hilâf ve ihtilâf kavramlarını açıklayarak işe başlayalım.

Hilâf ve ihtilâf kavramları, genellikle eş anlamlı olarak kullanılmıştır, fakat Ebu'l-Bekâ el-Kefevî gibi bazıları, aralarında mana farkı olduğunu ifade etmişlerdir. İki kavram hakkında söylenenler genel hatları ile şöyledir:

1. Hilaf ve ihtilaf: zıt, ters, karşıt, zıtlaşma, tezatlaşma ve aykırılık gibi anlamlara gelir ki buna göre “ittifâkın” zıddıdır. “Tehâlefe'l-emrâni" demek, "lem yettefikâ" yani iki durum/iş ittifâk edemedi, eşit olamadı demektir.

Fakat zıt''tan daha genel bir anlama sahiptirler. Çünkü hilâf/ihtilâf, 'zıddıyyet ve de zıddıyyet olmadan muğayirlik' manaları taşır. 

Ragıb el-İsfehani der ki: " Hilâf/ihtilâf, zıttan daha genel bir mana içerir. Zira, birbirine zıt olan iki şey farklı iki şey demektir, fakat birbirinden farklı olan iki şey zıt değildir." Örneğin: Siyah ve beyaz, birbirine zıt ve aynı zamanda farklı olan iki şeydir; yeşil ve kırmızı ise farklıdır, fakat birbirine zıt değillerdir.

Hilaf/ihtilaf Istılahi olarak: "Bir kişinin, davranış veya sözle başkalarının yolundan farklı bir yol tutması"; "alimlerin, şer'i meselenin hükmünde ittifak edememesi" demektir.

İnsanlar arasında sözlü ihtilaf olduğunda bazen niza ortaya çıkabilir. Bu nedenle ihtilâf ve hilâf, nizalaşma ve cedelleşme anlamında da kullanılabilir.

2. Kefevî’ye göre ise, hilâf ve ihtilâf arasında şu noktalarda farklar vardır. Şöyle ki:

a) İhtilâfta, amaç (kasıt) birdir, fakat yöntem farklıdır. Hilâfta ise hem amaç (kasıt), hem de ulaşma yöntemi farklıdır.

b) İhtilâf, delile; hilâf ise delilsiz iddia ve zanna dayanır.

c) İhtilâf, rahmettir, hakka ve hakîkate götürür; hilâf ise zahmet ve bid’at olup cidâle ve tefrikaya götürür.

d) Kadı, İhtilâf ile hüküm verdi ise başkası onu feshedemez; fakat hilâf ile hüküm verdi ise başkası onu feshedebilir. 

e) İhtilâf, fikirler arasında; hilâf ise, şahıslar arasında olur.

Ebu'l-Beka'nın söylediklerinin özeti şudur: Görüş ayrılığı, hoş görülebilir bir tarzda ise ihtilâf olarak isimlendirilirken hoş görülemez bir tarzda ise hilâf olarak isimlendirilir. 

Bu noktada baştaki sorunun cevabına ipucu olması için bir hikaye ile devam edelim:

Bir zamanlar 4 oğlu olan bir adam, herbir oğluna uzak bir yerde bulunan bir ağacın yanına farklı zaman dilimlerinde gideceklerini, ona güzelce bakmalarını ve gördüklerini kendisine anlatmalarını söylemiştir.

Baba, belirlediği zaman gelince oğullarının hepsini bir araya toplamış ve ne görüklerini sormuş:

1. Oğul: Ağaç çok çirkin, yaşlı ve kupkuru idi, dedi.

2. Oğul: Hayır, o ağaç yemyeşil ve canlı idi, dedi.

3. Oğul: Galiba ikiniz de farklı ağaca bakmışsınız. Babamın dediği ağaç çiçek açmıştı, kokusu ve görüntüsüyle o kadar muhteşemdi ki daha önce hiç böyle bir şey görmemiştim, dedi.

4. Oğul: Hepiniz hatalı bir iş yapmışsınız. Babamın bakmamızı istediği ağaç meyvelerle dolu, canlı ve hayat dolu idi, dedi.

Oğullarının anlattıklarını dinleyen yaşlı Adam: oğullarım hepiniz haklısınız. Çünkü herbirinizi farklı mevsimlerde ağacın yanına gönderdim. Bu nedenle hepiniz farklı manzaralar ile karşılaştınız dedi.

Evet bir ağacın gerçek durumu ancak 4 mevsimde görüldükten sonra anlaşılabilir. Bir bakış açısı ve tek bir delil ile onun gerçekleri ortaya çıkmaz.

Bu hikâyeden sonra baştaki sorunun cevabına dönecek olursak: Fareler borunun uçlarından farklı zamanlarda baktıkları için birbirlerini görememişlerdir.

Hedef, farklı zamanlarda bakıldığında, aynı vasıta ve usûl kullanılmasına rağmen ıskalanabiliyorsa farklı vasıtalar kullanıldığında elbette daha farklı bir şekil ile karşımıza çıkacaktır. 

(Not: Vasıta ve usûl kimilerince nakildir, kimilerince rey; kaynak kimilerince Kur’ândır, kimilerince sünnet, kimilerince de âlimlerin görüşleridir.)

Herhangi bir nesne veya olgu hakkındaki kanaat tarafgirlik, önyargı, taassup, bütüncül veya parçacı yaklaşım, kullanılan vasıta ve usûle göre elbette değişecektir. El yordamı ile fikir sâhibi olmak, göz ile fikir sâhibi olmak, vasat bir büyüteç ile fikir sâhibi olmak ve çözünürlüğü yüksek profesyonel bir cihazla fikir sâhibi olmak birbirinden çok farklı netliklere ulaştıracaktır.

Vasıta ve usûl aynı olsa bile zaman faktörünün haricinde mekân ve manzaranın değişmesi ile bakanların değişmesi de farklı şeyler algılatacaktır. Zira mekana bağlı olarak bakılan cihetteki manzara değişmiştir. Aynı vasıta farklı yerlerde kullanıldığında doğal olarak farklı manzaralar görülecektir. Bakılan yer, bakan, bakılan, bakanın ihtiyaçları, görmek istedikleri, ilgileri, önceledikleri ve öteledikleri de başka başka olduğundan herbir bakan da aynı manzaradan farklı şeyleri algılayacaktır.

Hasılı, hiç kimseye sen niye bunu böyle görüp algıladın demeye kimsenin hakkı yoktur.

Selam ve dua ile..
 


1608 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

NAMAZ KIRAATİNDE TEKNOLOJİK CİHAZ KULLANMAK - 10/12/2020
Farz ve nafile namazlarda yazılı bir metinden, cep telefonundan, PC’den vs. okuyuşta bulunmak câiz midir? Sorusuna cevap bulunabilecek bir yazı.
NİÇİN KULLUKTA BULUNMALIYIZ? - 22/07/2020
Allahın cenneti ve cehennemi olmasa veya farz-ı muhal asiler cennete, itaatkârlar cehenneme girecek olsaydı bile, Allah ibadete layık olduğu için ibadet edebilmektir kulluk.
GENÇ KUŞAKLARI KENDİ EMEKLERİMİZLE HELÂK ETMEYELİM - 13/05/2020
Önce iman! Eyleme sevketme düşüncesi ile yaptığımız işler imansızlığa götürmesin gençlerimizi. Yanlış taktik neticede bizi, imansızlık ve inançsızlık için çaba sarfedenlerle aynı ligde top koşturuyor olmak gibi bir duruma sokabilir.
ALLAH’TAN KORKULUR MU? - 04/05/2020
Korkunç, çirkin, zararlı, şerli ve kötü olan şeyden korkulur. Türkçede kullandığımız şekliyle korkuyu bu gibi etkenler doğurur. Havfullah, haşyetullah ve takvallah korkuyla ne kadar ve nasıl ilintilidir?
İKİ ASLI, EKİNİ VE NESLİ HELAK ETMEK - 27/04/2020
Bakara 205. Âyet... Bir zihniyetin portresi..
CUMA MÜSTAKİL BİR NAMAZ MIDIR? - 20/03/2020
Eski ulemamızın bahis mevzuu yaptığı; fakat günümüzde sorgulanmadığı, gündem yapılmadığı ve dillendirilip yazılmadığı için pek bilinmeyen esaslı bir mevzuuyu ele alıp değerlendirmeyi size bıraktık.
İNSANIN İNSANA SECDE ETMESİ - 10/03/2020
Açıklanmaya ve izaha muhtaç olan bir rivayetti. Zira bu rivayet hakkında çok tartışmalar olmuş ve olmaktadır. Rivayetin senedi sahih olsa da metin tenkidi yöntemi ile anlamaya ve yorumlamaya çalıştık.
POZİTİF DÜŞÜNCE (TEFÂÜL) - 23/12/2019
Kolaylaştırın, zorlaştırmayın; müjdeleyin, nefret ettirmeyin! Her çığlığı aleyhte sanmayın! Belki o, müjde verecek; belki de sizi uyandıracak da tehlikeden kurtaracaktır.
YABANCI BİR KADINLA MUSÂFAHA YAPMAK - 02/10/2019
Dört mezhebin, yabancı bir kadınla musafaha yapmanın hükmü hususunda söylediklerini ve hükümlerine dayanak aldıkları akli ve nakli gerekçeleri ifade etmeye çalıştım.
 Devamı
Üye Girişi
Aktif Ziyaretçi12
Bugün Toplam959
Toplam Ziyaret5019974
MAKALELER
EĞİTİM SUNUMLARI