Abdurrahman AKBAŞ
a.akbas25@hotmail.com
MEDYA VAİZLERİNİN SÜRÜKLENDİĞİ DURUMUN VEHAMETİ
10/12/2017 (Önceki yazı: "Şifahî Kültür ve Medya Vaizliği"ni okumak için buraya tıklayın) Böylelerinin, dinleyenler üzerindeki etkilerini artırmak için İslam ile uzaktan yakından alakası olmayan rivayetleri ibretlik dinî kıssa diye anlattıklarına çokça şahit oluyoruz. İmkansızı bile olmuş gibi sunmaktan, yersiz ve saçma sapan efsaneler anlatmaktan çekinmiyorlar. Çünkü daha az sorumluluk yükleyen fakat daha çok ilgi uyandıran vaazların alıcısı her zaman daha çok oluyor. Yakın dönem İslâm toplumlarına hatta reyting medyasının çanak tuttuğu günümüz medya vaizlerinin söylemlerine bir bakın. Bunların birçoğu, topluma yol açmak ve yön vermek yerine, şahsına yönelmiş olan toplumsal ilgiyi canlı tutma adına beklentilerin ardına düşmektedir. Dahası, "beğenilme" gibi süflî beşerî arzuların müptelası olmaktadır. Bu durumun kaçınılmaz bir sonucu olarak da son derece sığ din anlayışları toplumda revaç bulmaktadır. Vaaz etme zannıyla, zaman zaman istisnai fıkıh meselelerinin teferruatına dalınarak Kur'an'ın bütünselliği baltalanmakta; Kur'ân'ın menakıb usulünün çok çok önüne geçen siyer anlatımlarıyla da İslam'ın tevhid mesajı gölgede bırakılmaktadır. Gitgide bütünden uzaklaşıp özün ayrıntılarda kaybedildiği bir gerçek. Ehl-i kitab'ı, Kitap'tan koparan ayrıntılarda... Ayakları havada bir din anlatımından ötürü zamanla, küçük ayrıntılar büyük ayrılıkların da menbaı oluyor. Güncel hayatta karşılığı olmadığı halde son yıllarda tabanda ciddi bölünmelere sebep olan birçok dini tutumun kökeninin, (medyadaki) vaizlerin gereğinden fazla üzerinde durduğu kısır tartışmalara dayandığını söyleyebiliriz. Oysa vaizler, sorumluluk ve konumları gereği bu eğilimden en çok sakınması gereken kimselerdir. Çünkü onların misyonu, Hz. Peygamberin mirasını korumak ve sonraki kuşaklara aktarmaktır. Kalplerde rikkat oluşturacak bir üslupla iyiliği tavsiye edip kötülükten sakındırmaktır. Sevap veya azaba dair tesirli sözlerle muhataplarını dinin sınırlarını korumaya istekli kılmaktır. Şeytanın hilelerine karşı müminleri teyakkuza geçirmektir. Yoksa bir anlık duygu yoğunluğu yaşatarak tatmin olmamış din duygusunun vicdanı sızlatan acısını dindirmek değil. En temel insanî vazifelerin ihmaliyle tebarüz eden sorunları, ayakları havada hikayelerle perdeleyip sonrasında sorumsuzca hayata devam eden insanlar yetiştirmek değil. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
KADİR GECESİ BİR BAŞLANGIÇTIR - 08/05/2021 |
Kadir Gecesi Bir Başlangıçtır |
NAMAZIN RUHU: ALLAH'I ANMAK - 25/05/2020 |
Namazla alakalı üzerinde önemle durulan husus, şeklinden ziyade anlam ve ruhuyla alakalıdır. Bu bağlamda namazın, insanın bireysel ve sosyal hayatındaki potansiyel etkisine ve anlamına işaret eden ayetler üzerinde tefekkür etmek elzemdir. |
NAMAZ BİR LÜTUFTUR - 21/05/2020 |
İslam’da ibadet denince akla ilk gelen, dış görünüşü itibariyle bir takım şekil, zikir ve kıraatten ibaret fakat gerçek mahiyeti, Yaratıcı kudret karşısında derin bir huşu ve içten bir münacat olan namaz ibadetidir. |
İLETİŞİM ÇAĞINDA BİLGİNİN YÖNETİMİ: DİJİTAL YAYINCILIK - 23/02/2020 |
Genç kuşakların ve özellikle ilk oyuncakları elektronik cihazlar olan günümüz çocuklarının hayat tasavvurları, istikametleri ve istikballeri, onların ellerinden düşürmedikleri akıllı cihazlarında yer alabilenler tarafından belirlenecektir.. |
İNSAN, ŞEYLERİN NESİ OLUR? - 04/01/2020 |
“İnsan nedir?” sorusuna dair en temel yargının, “İnsan şeydir.” önermesi olduğunu düşünüyorum. Bu önerme, her ne kadar ağyârını mâni olmasa da efrâdını câmi bir tanımdır. Zira insan, ontolojik bakımdan bir “şey”dir. |
ERDEMLİ HAYATIN SACAYAĞI ÜÇ ORGAN - 21/09/2019 |
İnsan bedeninde hayatî öneme sahip üç organ var ki bunlar, onun sadece yaşamasını değil, hayatının kalitesini de tayin eder. Birbirleriyle sıkı etkileşim içinde olan bu organlar, ancak birlikte sıhhatli olursa insanın sağlık ve izzetine vesile olur |
EN BÜYÜK GÜVENCE - 19/06/2019 |
Çocukluğumuzun güvencesi insanlar vardı hayatımızda. Şimdi büyüdük ve güvencesi olduk çocuklarımızın. Ne var ki büyüse de bir güvence arıyor insan. Hem güven kadar neye ihtiyaç duyurulur ki? |
KELİMELER ELE VERİR - 13/06/2019 |
Herhangi bir meramı anlatmak için kullanılan kelimelerin, muhatabı bilinçaltı gerçeklere ulaştıracak kodlar barındırdığı üzerinde bir tedebbür denemesi... Kelimelerimiz, kimliğimizdir. |
ÇOCUKLARIMI NASIL TERBİYE ETMELİYİM? - 08/06/2019 |
Çocuk terbiyesi, günümüzde her ne kadar eğitim-öğretim (talim-terbiye) misyonuyla okullara (öğretmenlere) yüklenmiş gibi görünse de bu iş aslen ebeveynin görevidir. İşte "Ne olmalıyım?" sorusuna İslamî perspektiften birkaç cevap: |
Devamı |