• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/insanveislam.org/
  • https://twitter.com/insanuislam











Doç. Dr. Durak PUSMAZ
Trakya Üniv. İlahiyat Fak. Em. Öğr. Üyesi
Karz-ı Hasen
30/05/2017

Sözlükte ‘karz’, borç vermek, şiir söylemek, ceza veya mükâfat vermek demektir. Karzın asıl manası bir şeyi kesmek demektir. Aynı kökten gelen mıkraz makas demektir. Malından bir miktar kesip/ayırıp birine vermeye, para, mal yardımına birine verilen borca da karz denir. ‘Hasen’ ise ‘güzel’ anlamına gelir. Buna göre karz-ı hasen, güzel borç vermek demektir. İslam dini güzellikler dinidir. Kur’an-ı Kerimde: “Ve ehsinû innallâhe yuhıbbü’l-muhsinîn: iş ve ibadetlerinizi güzel yapınız, Allah görevini güzel yapanları sever” buyrulmuştur.

Peygamber Efendimiz de bir hadis-i şeriflerinde: “İnnellâhe cemîlün yuhıbbü’l-cemâle: Allah güzeldir, güzelliği sever” buyurmuştur. 

Dinimiz Müminin yaptığı her şeyin güzel olmasını istediği gibi, borcu güzel vermesini, yardımı da güzel yapmasını istemektedir. Verilen her borca karz-ı hasen/güzel borç verme denilmez. Borç vermenin güzel olabilmesi için aşağıdaki şartların bulunması gerekir:
- Verilen borç helalından kazanılmış olmalı, 
- Borçta faiz ve faiz şüphesi olmamalı, 
- Maddi bir menfaat, bir çıkar gözetilerek verilmemeli, 
- Gaye sadece Allah’ın rızasını kazanmak olmalı, 
- Borç verilen kimse minnet altında bırakmaya çalışılmamalı.

Dinimiz müslümanları karz-ı hasende bulunmaya teşvik etmektedir. Karz-ı hasen ifadesi Kur’an-ı Kerimde altı defa, fiil olarak da yedi defa olmak üzere toplam on üç defa zikredilmiştir. 
‘Karz’ kelimesi altı yerde de “hasen/güzel” lafzıyla beraber zikredilmiştir. Ayrıca bu altı yerde de Allah’a borç vermek şeklinde gelmiştir. Misal olarak bu ayetlerden birini kaydedelim:
“Kim Allah’a güzel bir borç verirse, Allah onu kat kat fazla-sıyla kendisine geri öder. Allah geçimliğinizi ve iç dünyanızı bazen sıkar, daraltır; bazen da açar, genişletir. Sonuçta zaten siz yalnız O’na döndürüleceksiniz.” Bakara, 245)"

Ayette zikredilen “Allah’a karz-ı hasen/güzel bir borç verme” tabirinin kullanılması mecâzi anlamdadır. Malın en iyisini ve verilecek en faydalı ciheti seçerek Allah yolunda ihlas ile harcama yapılması ve Allah’ın buna kat kat sevap ve karşılığı taahhüt buyurması hususunun bir karz-ı hasene benzetilerek fiilde bir istiare-i tebeiyye veya görünüşte bir istiare-i temsiliyye yapılmıştır.” (Elmalılı, VII, 424)

Yapılan yardımın karz-ı hasen olabilmesi için aşağıda belirtilen on vasfı taşıması gerekir: 
1. Sarf edilecek malın, helal yollarla kazanılmış olması gerekir.
2. Kişinin, sahip olduğu malın en iyisinden olmalıdır. 
3. Karz-ı hasen sahibi sıhhatli, yaşama ümidi besleyen, fakirlik korkusu içinde tutumlu hareket eden birisi olmalıdır. 
4. Malı, en muhtaç ve en uygun olana vermelidir. 
5. Verdiği malı, gizlemeli, açığa vurmamalıdır. 
6. Arkasından başa kakmamalı, eziyet etmemelidir.
7. Maksadı, sırf Allah rızası olmalıdır. 
8. Verdiği çok olsa da az ve ehemmiyetsiz görmelidir. 
9. En sevdiği malından vermelidir. 
10. Malı, fakire evine götürerek vermek suretiyle onu en fazla memnun edecek yöntemi seçmelidir. (Elmalılı, VII, 424)

Sevabı
Yukarıda belirtilen hususlara riayet edilerek yapılan iyilik ve yardımların ecrinin Allah tarafından kat kat fazlasıyla vereceği vaade dilmiştir. 
Abdullah b. Mesud’un rivayet ettiğine göre Ensar’dan Ebu Dehdâh konumuz olan ayet nazil olunca: 
"Ya Resulallah! Allah bizden borç mu istiyor?” diye sordu. Resulullah 
"- Evet, Ey Ebu Dehdah! Allah borç istiyor" buyurdu.
Bunun üzerine Ebu Dehdah Peygamberimizden elini uzatmasını istedi ve elini tutarak:
“- Ben bağımı Allah’a güzel bir borç olarak veriyorum” dedi. İbn Mesud, Ebu Dehdah’ın bağında 600 hurma ağacı olduğunu ve bağı içindeki evde ailesiyle birlikte oturduğunu söyler. 
Bu hadiseden sonra Ebu Dehdah evine gelir ve hanımına:
“- Ey Dahdah’ın annesi! “ diye seslendi. O da: 
“- Buyur Efendi” diye cevap verdi. Ebu Dehdah: 
“- Bahçeden çık, çünkü ben onu Yüce Rabbime borç olarak verdim” dedi. Hanımı da ona: 
“-Ey Ebu Dehdah, çok karlı bir alış veriş yaptın” diye cevap verir. Daha sonra da eşyalarını ve çocuklarını alarak bağdaki evi boşaltırlar.” (İbn Kesir, Tefsîru’l-Kur’an, I, 179)



2086 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

İLİM, KÖLEYİ KRAL MERTEBESİNE YÜKSELTİR - 14/12/2018
İLİM, KÖLEYİ KRAL MERTEBESİNE YÜKSELTİR
KUR’AN’DA KUSUR ARAYANIN HALİ PERİŞAN OLUR - 02/12/2018
KUR’AN’DA KUSUR ARAYANIN HALİ PERİŞAN OLUR
CANLARINI VE MALLARINI CENNET MUKABİLİNDE SATANLAR - 27/11/2018
CANLARINI VE MALLARINI CENNET MUKABİLİNDE SATANLAR
HERKES KENDİ AKLINI BEĞENİR - 17/11/2018
HERKES KENDİ AKLINI BEĞENİR
KÖTÜLÜĞÜ İYİLİKLE SAVMAK - 13/11/2018
KÖTÜLÜĞÜ İYİLİKLE SAVMAK
HZ. EBU BEKİR’İN YÜKSEK ZEKÂSI VE İNCE ANLAYIŞI - 11/11/2018
HZ. EBU BEKİR’İN YÜKSEK ZEKÂSI VE İNCE ANLAYIŞI
BÜTÜN İNSANLAR TAKVA İLE MUHATAP - 09/11/2018
BÜTÜN İNSANLAR TAKVA İLE MUHATAP
MUTTAKİLER CÖMERTTİRLER - 06/10/2018
Muttakiler çok cömert kimselerdir, mallarını Allah yolunda harcamaktan zevk alırlar. Kur’an-ı kerimde onların bu cömertliklerine yer yer atıfta bulunulur. 
ÖYLE YEMİN OLMAZ - 08/06/2018
İslam dini sadece insanlarla Yaratıcı arasındaki münasebetleri tanzim eden bir din değil, aynı zamanda insanların birbirlerine karşı görev ve sorumluluklarının olduğunu belirten, sosyal yönü de olan bir dindir.
 Devamı
Üye Girişi
Aktif Ziyaretçi24
Bugün Toplam879
Toplam Ziyaret5019894
MAKALELER
EĞİTİM SUNUMLARI