26/12/2016
Sosyal medya, çoğumuzun hayatında önemli bir yer işgal eder oldu. 7'den 70'e herkes, neredeyse bu ağa katılmış durumda. Milli, dini veya kişisel her türlü olumlu veya olumsuz paylaşım yapılarak kitleler yönlendirilmeye ve bilgilendirilmeye çalışılıyor burada.
Sosyal medyanın kapalı olan bireyler arası iletişim kanallarını nasıl açtığını, reel hayatta birbirini hiç tanımayan insanların sanal âlemde saatlerce sohbet edebildiğini, nasıl modern bir etkileşim ve bilgilenme/bilgilendirme aracı ile karşı karşıya olduğumuzu, tanık olduğum bir sohbeti aktararak ifade etmiş olacağım.
Genç bir imam ile 18 yaşında ve ateist olduğunu söyleyen bir üniversite öğrencisi, Messenger’da inanç mevzuları üzerine konuşurken mevzu evlat edinme üzerine gelmiş. Bu aşamada imam kardeşimiz bana yazarak konu hakkında bilgi istedi. Benim, sohbete kısa bir süreliğine müdahil olmam bu fıkhî mevzu üzerine oldu. Buyurun sohbete....
-İmam: Selamun aleyküm hocam, Nisa suresinin 3. ayetiyle ilgili bir sorum olacaktı.
-Ben: Mesele nedir? Ne var o âyette?
-İmam: "Eğer, (velisi olduğunuz) yetim kızlar (ile evlenip onlar) hakkında adaletsizlik etmekten korkarsanız, (onları değil), size helal olan (başka) kadınlardan ikişer, üçer, dörder olmak üzere nikâhlayın. Eğer (o kadınlar arasında da) adaletli davranmayacağınızdan korkarsanız, o takdirde bir tane alın veya sahip olduğunuz (cariyeler) ile yetinin. Bu, adaletten ayrılmamanız için daha uygundur."
Konuştuğum kişi şöyle diyor: Bir insan, evlatlık alıp büyüttüğü bir kızla evlenebilir mi? Evlenebilecekse bu saçma değil mi?
-Ben: İslam’da evlatlık veya evlat edinme diye bir şey yoktur. O kişi, o kızın babası değildir. Dolayısı ile o kızla evlenmesine engel yoktur. Zira bağ olarak karabet veya sıhriyet yok. Yani nesep ve kan hısımlığı ve de evlilikten kaynaklanan evlilik manisi yok. Evlatlık denen kişi, evlat edinenin değil; kimin kanından ve nesebinden ise onun kızıdır.
-İmam: Hocam, ateist olduğunu söyleyen biriyle konuşuyorum. Bana, anlat diyor ben de anlatıyorum. Bana şunu dedi: "Başına gelmez umarım, ama diyelim ki çocuğun olmuyor, sen de evlat hasretine dayanamayıp bir evlatlık alıyorsun. Kız 18 yaşına geldiğinde, bu zamana kadar kızım gel buraya derken birden karıcım buraya gel diyebilir misin? Yemin ediyorum bu benim aklımda canlanınca gözlerim doluyor."
-Ben: İslam, yetimin korunması istemiştir. Adı geçen ayet, yetimleri korumaya yöneliktir, velâyet ve vesâyetle ilgilidir. Yetim, küçük olduğu için kendini ve malını koruyamayacağından malı ve kendisi, birinin himayesine bırakılmıştır. Allah, yetim kızlara haksızlık yapmaktan korkarsanız, bu yetim kızları değil; başka kadınlardan, isterseniz dörde kadar alın diyor. Ayetin nüzul sebebi, Kur'an ve Hz. Peygamberin yetime olan hassasiyetinden dolayı ashabın, haksızlık yaparız düşüncesi ile yetim himayesinden vazgeçmeye başlamasıdır.
-İmam: Tamam hocam. Yazdıklarını gönderince o da şaşırdı zaten. Allah razı olsun hocam, ben de anladım şimdi.
-Ben: O gence de ki: Sen ensest ilişki duydun mu? Öyle ahlak fukarâları var ki...
-İmam: Aynen hocam, duraksadı şimdi.
-Ben: Bu din, ne kural koymuşsa aklı olanlar bunun yerli yerinde olduğunu anlar.
-İmam: Çocuk dürüst hocam, hak verdiği yerler oldu.
* Ben imama bir şeyler hatırlattıktan sonra aralarındaki yazışmaları şöyle devam etti:
-İmam: Bak kardeşim! Şu an koruyucu ailelik diye bir uygulama var.
-Genç: Aynen abi.
-İmam: Devlet, kimsesiz çocukların aile ortamını yaşamasını istediğinden, koruyucu ailelik gibi bir uygulama yapıyor. Koruyucu olmak için başvuran aileyi araştırıyor, belli kriterleri karşılıyorsa, kimsesiz çocuğu veriyor. Çocuksuz aile, çocuk yetiştirecekse bu yolla yetiştirecek ..Okutsun, meslek sahibi yapsın, evlendirsin.
-Genç: Ben, evlatlık dediğim kız olayını yanlış anlamışım değil mi? Aslında iyi bir şey de değil, değil mi?
-İmam: Anlamamışsın veya yanlış anlamışsın.
-Genç: Bir kızı önce evlatlık alıp sonra nikahına geçirmek kötü bir şey mi? Normal olarak yani.. Benim anlamadığım yer burası. Benim yanlış anladığım şekilde anlatışım var ya yani evlatlık alıp nikâhına geçirmek... Öyle bir şey sence doğru olur mu? Evet veya hayır de bana!
-İmam: Bunu dedi hocam, anlamadı herhalde hâlâ..
-Ben: Kanûnîlik diye bir ilke var. Kanûnun meşru saymadığı bir şey üzerine yapılan işlem, hukuken geçersizdir, hüküm ifade etmez ve suçtur. Yasak olan evlatlık uygulamasına başvurmak, yabancı statüsünde olan biri ile evlenebilme helalliğini haram kılmaz, bunu söyle ona.
-Genç: Abi, ben 18 yaşındayım, bilişim okuyorum. Bir Müslüman’ın bana karşı bu kadar iyi olacağını beklemezdim. Çünkü genellikle sövüyorlar, ayrımcılık yapıyorlar. Komşudan tut, din hocasına kadar, ama sen öğle değilsin. Olgun davranıyorsun.
-İmam: Allahu Teâlâ, Peygamber efendimizi güzel ahlâk üzere yarattı, onu bize örnek kıldı. Her şeyden önemlisi, güzel ahlâktır. Güzel ahlâk, bir erdemdir. Sen paranla, malın ve mülkünle çok şey kazanabilirsin, ama kaybedince çevrendekiler de seni terk eder değil mi? Fakat güzel ahlâk gibi eşsiz bir hazineye sahipsen etrafındakiler artar, değerin artar, seni örnek gösterirler. Falanca ateist, ama saygılı ve çok edepli bir çocuk... Bir de Müslüman olsa falan diye konuşurlar. Sen, ateist ol veya olma; ben Müslüman olayım veya olmayayım, şuradaki şu konuşmadaki en önemli nokta anlaşabilmektir, olgun konuşabilmektir. Bunun da Allah katında bir mükâfatı vardır.
-Genç: Abi, her Müslümanım diyende Allah korkusu olmuyor ki... Onun için her b....yedikleri için İslamın kötülenmesine sebep oluyorlar. Her insan senin gibi düşündükten sonra zaten Müslümanlar sevilir. Şu an Müslümanlara İşid gözüyle bakıyor yabancılar...İslamı kötü zannediyorlar....Adam rus elçisini öldürüp, tekbir getiriyor ve o şerefsiz yüzünden İslam kötüleniyor.
-İmam: Doğru söylüyorsun, kardeşim. Hem İslamiyet, hem de Türkiye üzerine oynanan oyunlar bunlar. Biz de evvelallah bu oyunlara gelmeyeceğiz. Estağfirullah kardeşim, emin ol ki benim gibi düşünen ve benden daha saygın o kadar çok insan var ki.. Yabancılar, bu cennet vatanı ele geçirme çabasında zaten asırlardır. İşid de ülkemizi ele geçirmeye çalışanların kuklası, oyuncağı..
Aramızdaki bağları koparmaya çalışıyorlar, dilimiz, dinimiz, ırkımız her ne olursa olsun bunlardan da önemlisi aramızdaki sıcak bağ... Hristiyan, Müslüman veya ateist kimse, kimsenin din özgürlüğüne karışamaz. Bu, İslamiyetin ilk yıllarında da böyleydi. Peygamberimiz, gayr-i müslimlerle çok olumlu ve olgun bir anlaşma yapmıştı... "Sizin dininiz size, benim dinim bana" ayeti gereğince herkes eşit ve özgür haklara sahipti. Kimse kimsenin malına ve canına kastetmeksizin o topraklarda eşitçe yaşıyordu. Hele ki bir savaş olduğunda, Müslim ve gayr-i müslim beraberce omuz omuza savaşıyordu, çünkü aynı topraklarda yaşıyorlardı.
-Genç: Aynen öyle abi, Peki bu Suriyelilere nasıl bakıyorsun?
-İmam: Sana ilk önce bir kıssa anlatarak Kuran'ın hikmetli yolundan gitmek isterim. Sana anlatacağım şu:
-Genç: Dinliyorun abi.
-İmam: Hz. Musa, ayağına diken batan bir köpek görür. Köpeğin ayağındaki dikeni çıkarmaya çalışırken etraftakiler: "Ya Musa, o köpektir; iyilik yaptığını bilmez de canının acısından seni ısırır" derler. Nitekim dikeni çıkarırken, köpek ısırır. Hz. Musa yarasını sararken, haklı çıkmanın mağrurluğuyla "biz sana söylemiştik" diyenlere döner ve "o köpekti, köpekliğini yaptı; ben de insanım, insanlığımı yaptım" der.
-Genç: Vay be, ne güzel söylemiş!
-İmam: Şimdi sen, sana muhtaç olana yardım etmezsen bir gün gelir de sen o duruma düşersen ne olacak? İnsan bir komşuna, bir arkadaşına, bir yakınına muhtaç olduğu gibi; ülkeler de muhtaç olur güzel kardeşim.
-Genç: Çok güzel ifade ettin abi, Helal olsun! Abi sana baya kanım ısındı, çok iyi birisin. 5-6 saattir konuştuk, baya iyi bir insana benziyorsun, baya da zeki birisin.
-İmam: Estağfirullah kardeşim, nezaketin için teşekkür ederim.
-Genç: Ama sen İslamı sevdirdin bana. Belki satanist olsan, satanistleri bile seveceğim. O derece iyi niyetli konuşuyorsun abim.
-İmam: İnsan, inanç üzere yaratılmıştır kardeşim. Güzel ahlâk her kapıyı açar. Ben, bir şey yapmadım; sen, kendin buldun güzel kardeşim. O, senin güzel görüşün. Sürekli olarak yanmanızı isteyenler, hidayete ermenizi istemezler.
-Genç: Çok çok haklısın abi. İslamı kötüleyen şerefsizlere kanmamak lazım. Hâlâ bir ateist olabilirim, ama bakış açımı değiştirdin sen. Var ol, sağ ol abim!