• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/insanveislam.org/
  • https://twitter.com/insanuislam











Abdurrahman AKBAŞ
a.akbas25@hotmail.com
YARATILIŞTAKİ SIR
26/10/2016


İnsan, çevresinde olup bitenleri ibret nazarıyla müşahede etse görecektir ki; Allah, gökleri, yeri ve ikisi arasındaki her şeyi bir ölçü, bir ahenk içerisinde ve muazzam bir dengede yaratmıştır. Gezegenler belli bir ölçü ve yörüngede seyreder. Gündüz ve gece ahenkle birbirini takip eder. Mevsimlerin oluşması bir ölçü iledir. Tabiattaki bütün değişiklikler; yeşermeler, solmalar, yok olmalar ve tekrar hayat bulmalar hep bir ölçü ve ahenk üzeredir. Kısacası yaratılan bütün varlıklar, Yaratıcının koyduğu ölçü ve nizam içerisinde hayatlarını sürdürmektedir.

Hiçbir şey tabiatı itibariyle ölçüsüz ve gelişigüzel değildir. Çünkü Allah, “biz her şeyi bir ölçü ile yarattık.”[1] buyurur. Bu ayetiyle Yüce Allah, yaratılılıştaki en önemli sır olan itidal (ölçü / denge) olgusuna  dikkat çekmektedir.

Âlemdeki her şeyin bir ölçü ve denge içerisinde yaratıldığını söylerken, akıl ve sorumluluk sahibi insanı bundan müstesna tutmak mümkün değildir. En güzel biçimde yaratılan insan da aynı ilahî ölçü ile varlık bulmuştur. Kur’an-ı Kerim’de bu gerçek şöyle ifade edilmektedir: “O Allah ki, seni yarattı, seni düzgün ve dengeli kılıp, sana ölçülü bir biçim verdi.”[2]

Fiziki anlamda en güzel biçimde yaratılan insan, metafizik bakımdan da muazzam özelliklerle donatılmıştır. Her biri zıddıyla var olan muhtelif duygularıyla ve düşünme kabiliyetiyle insan, diğer varlıklardan üstün yaratılmıştır.

Bu itibarla insanın asla ihmal edemeyeceği veya birini diğerine tercih edemeyeceği iki yönü vardır: Ruh ve beden. İnsan bu dünyada ne sadece ruhuyla ne de sadece bedeni ile varlığını sürdürebilir. Dolayısıyla en güzel şekilde yaratılan ve yaratılmışların en şereflisi olan insan, dengeli ve ölçülü olmaya, kâinattaki diğer bütün varlıklardan daha fazla muhtaçtır. Ruh ile beden, madde ile mana ve dünya ile ahiret arasında bir denge oluşturmaya mecburdur. Aslında insan düşen, fıtraten var olan dengeyi (ölçüyü) korumaktır. Nasıl koruyacağını da Yüce Allah, peygamberiyle ulaştırdığı İslam nizamında ortaya koymuştur.

İnsan, bu fıtrî olguya sadakat gösterdiği sürece yaratılış gayesine hizmet etmiş olacaktır. Aksi halde, hem kendi hayatında hem de çevresinde büyük problemlerin ortaya çıkmasına sebep olacaktır. İşte bunun için Allah, insandan şunu istemektedir: “Allah, göğü yükseltti ve mîzanı (dengeyi) koydu. Sakın dengeyi (ölçüyü) bozmayın.”[3] Allah, dua ederken bile “Allahım, bize dünyada iyilik, âhirette de iyilik ver”[4] dememizi telkin ederek iki hal (iki hayat) arasında kurulması gereken dengeye işaret etmiştir.

Bu sebeple Müslüman, her ikisinin de talibi olmalıdır. Ne acelecilerin istediği gibi sadece dünya ne de aşırılıkçıların yanıldığı gibi sadece ahiret… Müslüman akıllı insandır, her ikisini de ister ve her ikisi için de çalışır… Müslüman, dünyada kazanmak için çalışacağı gibi, yaptığı her davranışın ve emek harcadığı her işin ahirette de karşılığını alabilmek için kalbini temiz tutar ve bütün işlerinde Allah’ın rızasını kazanmayı da öncelikli bir görev bilir.

İki cihan saadetinin yolu itidalden (her alanda ölçülü olmaktan) geçer. Yüce Yaratıcımızın bizden istediği de işte budur. 

 


[1] Kamer, 54/49.

[2] İnfitar, 82/7.

[3] Rahman, 55/7-8.

[4] Bakara, 2/201.



1780 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

KADİR GECESİ BİR BAŞLANGIÇTIR - 08/05/2021
Kadir Gecesi Bir Başlangıçtır
NAMAZIN RUHU: ALLAH'I ANMAK - 25/05/2020
Namazla alakalı üzerinde önemle durulan husus, şeklinden ziyade anlam ve ruhuyla alakalıdır. Bu bağlamda namazın, insanın bireysel ve sosyal hayatındaki potansiyel etkisine ve anlamına işaret eden ayetler üzerinde tefekkür etmek elzemdir.
NAMAZ BİR LÜTUFTUR - 21/05/2020
İslam’da ibadet denince akla ilk gelen, dış görünüşü itibariyle bir takım şekil, zikir ve kıraatten ibaret fakat gerçek mahiyeti, Yaratıcı kudret karşısında derin bir huşu ve içten bir münacat olan namaz ibadetidir.
İLETİŞİM ÇAĞINDA BİLGİNİN YÖNETİMİ: DİJİTAL YAYINCILIK - 23/02/2020
Genç kuşakların ve özellikle ilk oyuncakları elektronik cihazlar olan günümüz çocuklarının hayat tasavvurları, istikametleri ve istikballeri, onların ellerinden düşürmedikleri akıllı cihazlarında yer alabilenler tarafından belirlenecektir..
İNSAN, ŞEYLERİN NESİ OLUR? - 04/01/2020
“İnsan nedir?” sorusuna dair en temel yargının, “İnsan şeydir.” önermesi olduğunu düşünüyorum. Bu önerme, her ne kadar ağyârını mâni olmasa da efrâdını câmi bir tanımdır. Zira insan, ontolojik bakımdan bir “şey”dir.
ERDEMLİ HAYATIN SACAYAĞI ÜÇ ORGAN - 21/09/2019
İnsan bedeninde hayatî öneme sahip üç organ var ki bunlar, onun sadece yaşamasını değil, hayatının kalitesini de tayin eder. Birbirleriyle sıkı etkileşim içinde olan bu organlar, ancak birlikte sıhhatli olursa insanın sağlık ve izzetine vesile olur
EN BÜYÜK GÜVENCE - 19/06/2019
Çocukluğumuzun güvencesi insanlar vardı hayatımızda. Şimdi büyüdük ve güvencesi olduk çocuklarımızın. Ne var ki büyüse de bir güvence arıyor insan. Hem güven kadar neye ihtiyaç duyurulur ki?
KELİMELER ELE VERİR - 13/06/2019
Herhangi bir meramı anlatmak için kullanılan kelimelerin, muhatabı bilinçaltı gerçeklere ulaştıracak kodlar barındırdığı üzerinde bir tedebbür denemesi... Kelimelerimiz, kimliğimizdir.
ÇOCUKLARIMI NASIL TERBİYE ETMELİYİM? - 08/06/2019
Çocuk terbiyesi, günümüzde her ne kadar eğitim-öğretim (talim-terbiye) misyonuyla okullara (öğretmenlere) yüklenmiş gibi görünse de bu iş aslen ebeveynin görevidir. İşte "Ne olmalıyım?" sorusuna İslamî perspektiften birkaç cevap:
 Devamı
Üye Girişi
Aktif Ziyaretçi16
Bugün Toplam1158
Toplam Ziyaret5020173
MAKALELER
EĞİTİM SUNUMLARI