• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/insanveislam.org/
  • https://twitter.com/insanuislam











Dr. Talip AKBAŞ
takbas5@hotmail.com
DÖNDÜM KIBLEYE, KIBLEM...?
03/01/2021

Rahmetli annemden sıkça duyardım her namaza kalktığında "Döndüm kıbleye kıblem Kâbe'ye..." diyerek niyet eder ve namaza öyle dururdu. Kıble namazın farzları arasındadır. İlgili ayette "...yüzünü mescidi haram tarafına dön..." derken burada "taraf" vurgusu dikkat çekmektedir. Öyle anlaşılıyor ki kıbleye dönmek sıradan bir yöneliş değil, istikametini bellemek, tarafını seçmek ve hayatın ritmini istikamet bilinci ile belirlemektir.

Kuran'ın ifadesiyle "Herkesin (her kavmin, her ulusun, her milletin) yöneldiği bir yön vardır..." (Bakara 148). Ferdî ve içtimaî hayatı bütünüyle kapsayan bu yöneliş her toplumda farklı biçimlerde kendini göstermektedir. Bizim kıblemiz kuşkusuz Kâbe'dir. Biz Kâbe'yi Allah'ın beyti, evrenin kalbi olarak görürüz. Kalbimizin Kâbe merkezli atması, adı anıldığında gözlerimizin buğulanması bundandır. Biz hayatı kıble eksenli kurmakla sorumluyuz. Kıbleye yönelmek, hayatı Kâbe'nin rabbinin istediği gibi biçimlendirme iddiasıdır. Kıble, sadece ibadet yönünü tayin eden değil, düşünceye, duyguya ve davranışa yön veren merkezin adıdır.

Bu yönüyle kıble ile moda kavramı arasında işlevsel bakımdan bir benzerlik kurulabilir. Türk dil kurumu moda tanımını "yaşam biçimi" şeklinde yapar. Ferdî ve içtimaî hayatı bütün yönleri ile etkileyen bir kapsam alanı vardır modanın. Yüzünü moda merkezine dönenler oradan gelecek tarz ile şekilleneceklerdir. Düşünce, duygu ve davranış kalıpları moda merkezi tarafından belirlenecektir. Aynı moda merkezini takip eden Asyalı ile Avrupalı, Afrikalı ile Amerikalı benzer tarzda ve aynı çizgide buluşacaklardır.

Hal böyle olunca denilebilir ki; duyguyu etkileyen, düşünceyi biçimlendiren ve davranışa yön veren nokta neresi ise kişinin kıblesi orasıdır.

Gelinen noktada moda rüzgârı günümüz dünyasını aynı eksende eşitlemiş durumdadır. Ulaşım ve iletişim alanındaki nefes kesen gelişmeler dünyayı bir uçtan bir uca kasaba haline dönüştürmüştür. İhtiyar dünya böylesini daha evvel tecrübe etmiş midir bilinmez. İzlenen filimler aynı, kullanılan aletler aynı, oynanan oyunlar aynı, duygular aynı korkular aynı düşünceler ve hayatı algılama biçimi aynı. Çünkü bu kasabanın halkı aynı moda merkezine ayarlıdır. İstikamet olarak aynı merkezi belirlemiş durumdadır.

Küresel kasabanın bitkin ve bıkkın sakinleri kim bilir daha neler görecek. Modern kıblenin insanlığı getirdiği nokta herkesleşme bataklığıdır. Govit-19 salgını bunun tuzu biberi olmuştur. Aşı sonrası nasıl bir model oluşacağı ise zaten muammadır. Modanın ezici üstünlüğü karşısında insanlar kimlik bunalımı yaşamaktadır. Geçmişe dayalı ne kadar iddiası varsa onları bir tarafa bırakıp adeta döndüm kıbleye kıblem modaya anlayışında sabitlenmiştir.

Kirlenen dünyamız olup bitenlere itiraz ediyor. Doğal felaketleri bu itirazın çığlıkları olarak okumak mümkündür. Değer kargaşasına tutulmuş insanlık, yeniden silkinip kendine gelmelidir. Âdemoğlunun yerleşik hayata geçiş merkezi ve ilk ev Kâbe'dir. İnsanoğlunun dünya serüveni buradan başlamıştır. Bu yönüyle Kâbe, insanlığın ortak değeri ve insanlığa değer veren ortak noktadır. Kâbe, insanlığın yeniden kalkış noktası olma potansiyelini taşımaktadır. Dolayısı ile insanın, içine düştüğü krizden kurtulması imkânsız değildir. Kâbe'nin Rabbi tarafından insana teklif edilen fıtrata uygun yaşam tarzı insanlığın kurtuluşu olacaktır.

Aksi halde insanlık bu girdaptan kurtulamayacak, iki büklüm olmuş belini doğrultamayacak, sarp yokuşu aşıp düzlüğe çıkamayacaktır. Buna bağlı olarak Kuran'ın orta ümmet konumlandırması ile Müslümanlar peygamberi model alıp, insanlığa da model olma vasfına ulaşmadıkça insanlık bu bunalımı atlatacak değildir.

İslam âlemi yeniden kendine gelip, kıble şuuruyla tevhidi ve vahdeti tesis etmedikçe havanda su dövmeye devam edilecektir. İyi olanı değil en iyi olanı yapmayı emreden bir kitabın müntesipleri, insanlığa umut olma sorumluluğunu kuşanmadıkça, o kitap sadece yüzünden okunmaya devam edecektir.

Sekiz milyar insan içinde üreten değil tüketen bir pozisyon Müslümanların kaderi olamaz. 
Çünkü asırlara saadet mührü vuran, çağları aşıp gelen ama hiç aşınmadan olanca tazeliği ile önümüzde duran bir kitabımız var. Donuk zihinleri canlandıran, paslı gönülleri cilalayan, yorgun bedenlere enerji veren bir rehberimiz var. İşte bu zemin üzerinde yeniden cana gelmek, doğrulmak, umut olmak mümkündür. Bu minvalde kıble, sadece namaz kılarken dönülen yer olarak değil, hayata yön veren bir merkez olarak görülmelidir. Kıblenin, tevhidin ve vahdetin merkezi olduğu şuuruyla yeniden doğrulmak pekâlâ mümkündür.



2379 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

MÜSLÜMANLARIN TEMSİL SORUNU VE GELECEK PERSPEKTİFLERİ - 13/11/2024
Müslümanların Temsil Sorunu ve Gelecek Perspektifleri
ORTALIK KOÇTAN GEÇİLMİYOR - 04/12/2023
Ortalık Koçtan Geçilmiyor
ELEŞTİRİ YETKİNLİK GEREKTİRİR - 25/09/2023
ELEŞTİRİ YETKİNLİK GEREKTİRİR
KULLUK ÖZGÜRLÜK MESELESİDİR - 14/03/2023
Kulluk Özgürlük Meselesidir
53. YILA GİRERKEN - 14/01/2023
53. Yıla Girerken
TÜKETİM İSTASYONU YILBAŞI - 28/12/2022
Tüketim İstasyonu Yılbaşı
YAKINLAŞMA ANAFORU - 18/10/2022
Yakınlaşma Anaforu
GÖNLÜN EN KIYMETLİ İSTİFADESİ - 25/09/2022
Dede-Torun
EKONOMİYİ ETKİLEYEN DÖRT TERİM - 15/09/2022
Ekonomiyi Etkileyen Dört Terim
 Devamı
Üye Girişi
Aktif Ziyaretçi22
Bugün Toplam688
Toplam Ziyaret5019703
MAKALELER
EĞİTİM SUNUMLARI