İnsanlık tarihinde eşi benzeri hiç görülmemiş bir olaydır şu birkaç haftadan beri yaşadığımız. Kendisi çok küçük, ama etkisi devasa... Kıtaları dolaştı ve dünyayı avucunun içine aldı korona adı verilen bu küçücük virüs. Küresel çapta bütün insanları etkileyen, korkutan içeride izole eden gizemli bir güç. Hiç bir devletin, ülkenin, ordunun, donanmanın, ekonominin kendisiyle baş edemediği bir musibet. Dünya kurulduktan beri bütün insanları etkilemiş bu türden başka bir olay olmadı herhalde. Dünya hiç bu kadar çaresiz de kalmadı. Ekonomisiyle, eğitimiyle her türlü sosyal ve kültürel etkinlikleriyle tatile girmiş bir dünya ve dört duvar arasında korku içinde bekleyen insanlar... Modern dünyanın ilâhları da külliyen sustular; küçücük bir tehlikeden kaçıp pustular. 

Korona nedir, nasıl ortaya çıktı, nereye kadar devam edecek gibi merak edilen soruların kesin bir cevabı henüz yok. Gerçekten bu bir virüs müdür? Nasıl ve nereden bulaştı? Bu bir hayvandan mı insana geçti yoksa dünyanın gizli karanlık güçleri mi devreye koydu bunu? Bu ve buna benzer bir çok soru kafaları karıştırıyor; ama ortada net bir cevap da yok. Yani oldukça gizemli bir olay. Doktorlar ve tıp çaresiz. AB, ABD ve diğer güçlü devletler aciz durumdalar. Böyle giderse pek yakında birlikler, ekonomiler hükümetler çökecek. En tehlikelisi ahlâk ve değerler çökecek, çöküyor da. Hırsızlık, talan ve gasp haberleri ürkütüyor. Fransız haber dergisi L'Express, İsveçli bir firma tarafından Çin'den satın alınan ve Marsilya üzerinden Lyon'a ulaşan maskelere 5 Mart'ta el konduğunu duyurdu. Yani sözde dünyanın en büyük ve güçlü birliği AB üyesi ülkeler birbirlerinden çalıyor, yek diğerinin malına el koyuyorlar. Evet daha işin başında her kes kendi başının derdinde, kimse kimseyi düşünmüyor. Amerika'da tedavi parası olmayanların hastanelere alınmadığı ve sokaklarda öldüğü haberleri geliyor. Gerçekten ABD kötü bir sınav veriyor. Parası olmayan hastayı ortada yerde bırakıyor ve gebersin diyor. Bu ahlâki çöküntü, öldüren Korona'dan çok daha tehlikelidir. Kısacası modern çağın putları çatırdıyor. Bu olay devam ettiğinde putların bazısı yıkılacak belki, ama muhtemelen yıkılacak bu putların enkazının oluşturacağı daha büyük olaylar ve acılar da yaşanacak.

Şimdi doktorlar ve tıp bu illete bir çare bulamayınca her kesimden bir ses çıkıyor. Korona konusu tam bir curcuna. Yok kime nasıl bulaşıyor, kimi öldürüp kimi bırakıyor vb detaylarda bir belirsizlikten öteye birbirini yalanlayan haber ve raporlar dolaşıyor ortalıkta. Bu arada din alimleri, görevlileri de bir şeyler söylüyorlar. Elbette ki onların da söylemeleri gereken şeyler vardır. Oluşacak panik ve korku havasını dağıtmak, toplumun değişik kesimleri arasındaki diyalog ve yardımlaşmayı sağlamak gibi önemli görevler ifa etmeliler gerekir. Afet ve felaket dönemlerinde en az doktorlar kadar onlar da sorumluluk almalı iş görmeliler. Merhum Nurettin Topçu'nun dediği gibi ´Din görevlisinin en başta görevi, insanların sefaletlerinin yanında yaşamak, ister vücutta ister ruhta gözüksün, lakin her halde ruhu sefalete sürükleyecek olan acıların yıktığı varlıklara uzanıp onları yerden kaldırmaktır. Din görevlisi ruhların kurtarıcısı, ahlâk hastasının doktorudur."

Ama her konuda olduğu gibi bu konuda da olması gereken yerde olamadığımız kesin. İslam aleminin de hal-i pürmelali ortada. Suriye, Libya ve Yemen'de hâlâ ateşkes sağlanamadı. İslam ülkeleri içinde korona'dan en çok etkilenen İran'a kimse el uzatmıyor. Oysa Müslümanların böylesi günlerde birbirlerine de, kendilerinden olmayan diğer insanlara da yardım etmeleri gerekir. Rasulullah (sav) efendimiz kıtlık zamanında Mekke'lilere yardım etmişti. Kur'an da söyle der: ‘Allah, din uğrunda sizinle savaşmayan, sizi yurdunuzdan çıkarmayan kimselere iyilik yapmanızı ve onlara karşı adil davranmanızı yasak kılmaz; doğrusu Allah adil olanları sever. (Mümtehine, 8)

Şimdi bir Müslümanın böylesi bir musibete karşı ‘oh ne iyi oldu, gebersin bu gavurlar' türünden şeyler demesi, olaya böyle bakması behemehal doğru değildir. İslam insanlığın kurtuluşu için indirilmiş bir dindir. Müslüman da bu uğurda cihad eden bir er. İnsanların hidayetine vesile olacak en etkin faaliyetlerin başında onları zorluklardan çıkaracak yardımlar, iyilikler gelir.

Avrupa'nın çoğu şehirlerinde ezan-ı muhammedi okunmaya başlandı. Dileriz ki bu Avrupalıların İslam ile tanışmalarına vesile olsun. Öyle görünüyor ki bu olaydan sonra dünyadaki dengeler temelden değişecek.

İstikbalin İslam'ın olacağı müjdesinin gerçekleşmesinin de bir başlangıcı olsun bu olay inşallah. Mevla görelim neyler, neylerse güzel eyler.