Müberra AKTÜRK
muburuk@hotmail.com
ASR-I SAADET'TE SAADETLİ KADIN
24/09/2019 İnsana iki cihanda saadet ve huzur getiren İslamiyet, ilk andan itibaren insana insan olması hasebiyle kıymet vermiş, onu zengin, fakir, asil, köle, siyah, beyaz, kadın, erkek diye ayırmamıştır. Kim inanarak ve sevabını yalnızca Allah'tan umarak güzel işler yaparsa Allah onun emeklerini zayi etmeyecektir. İnsan kâinata halife olarak yaratılmış en şerefli mahlûktur. Rabbimiz insana büyük bir sorumluluk yüklemiş ve onu dünyayı imar ve inşa etmesi için dünyaya göndermiştir. Bu sorumluluk yalnızca erkeğe yüklenmiş bir sorumluluk değildir. Çünkü Rabbimiz biliyor ki ne erkek bu vazifeyi tek başına yapabilir, ne de kadın. Nasıl ki tek kanatla uçmak mümkün değilse tek başına erkek ya da kadının bu vazifeyi hakkıyla yerine getirmesi de mümkün değildir. İlahi kelamında insanı muhatap alan Rabbimiz, iman, ibadet, ahlak konularında kadın, erkek tüm insanlara aynı hedefleri gösterir ve kelamında biz kullarına şöyle seslenir; "Allah'a teslim olan erkekler ve teslim olan kadınlar, İslam dinine iman eden erkekler ve iman eden kadınlar, itaate devam eden erkekler ve itaate devam eden kadınlar, dürüst erkekler ve dürüst kadınlar, sabreden erkekler ve sabreden kadınlar, mütevazı erkekler ve mütevazı kadınlar, hayır yolunda infak eden erkekler ve infak eden kadınlar, oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar, ırzlarını koruyan erkekler ve ırzlarını koruyan kadınlar, Allah'ı çok zikreden erkekler ve çok zikreden kadınlar var ya, işte Allah onlara mağfiret ve büyük bir mükâfat hazırlamıştır." (Ahzab suresi, 35.ayet) Hz. Peygamber'e ilk vahyin gelmesinin ardından kendisine ilk iman edenin bir kadın olması, ilk dönemlerden itibaren kadınların tüm zorluk ve sıkıntılara göğüs germesi ve şahadet mertebesine ilk erişenin de bir kadın olması, İslam'ın kadın erkek ayırt etmeden insanlara ebedi saadeti hedef gösterdiğinin delilidir. Mekke'de karşılaştıkları sıkıntılar karşısında dinlerini daha iyi yaşayabilmek amacıyla rızayı ilahi için hicret eden, evini, barkını, malını, mülkünü arkasına bile bakmadan bırakarak hicret eden kadınlar Allah tarafından övülen kadınlardı. Ayeti kerime de yüce Allah onları şu şekilde taltif etmişti; "Onların Rabbi de dualarına şöyle icabet buyurdu; Sizden gerek erkek, gerek kadın, hayır işleyen hiçbir kimsenin çalışmasını zayi etmem. Çünkü siz birbirinizdensiniz, birbirinizden farkınız yoktur. Benim rızam için hicret edenlerin, vatanlarından sürülenlerin, benim yolumda işkenceye, zarara uğrayanların, benim yolumda savaşanların ve öldürülenlerin, elbette kusurlarını örtecek ve elbette onları Allah tarafından mükâfat olarak içinden ırmaklar akan cennetlere yerleştireceğim. En güzel ödüller Allah'ın yanındadır." ( Al-i İmran suresi, 195.ayet) Asr-ı saadette kadın olsun erkek olsun, inanan insanlar arasında büyük bir yarış vardı; mal biriktirme, gezme tozma, alış veriş yapma, gösteriş, riya, büyüklük taslama, diploma alma, daha çok biliyorum deme, çocukları üzerinden insanlara gösteriş yapma yarışı değildi bu yarış, bu yarış sadece Allah'ın rızasını kazanma yarışıydı. Onlar biliyorlardı ki, dünya da kazanılan her şey dünyada kalacaktı. Kim Allah'ın rızasını kazanmak istiyorsa Allah'ta ona hayır kapılarını açacaktır. Yeter ki temel hedefimiz O'nun rızasını kazanmak olsun. "Huzur İslam'da" sözünü çoğu zaman arabaların arkasında, dükkânların ya da evlerin duvarlarında görürüz. Bizlerin buralara yazıp astığımız sözü asr-ı saadette ashab kadınıyla erkeğiyle gönüllerine nakşettiler ve iki cihanda huzur için İslam'a var güçleriyle sarıldılar. Ailede, toplumda, kadın, erkek arasında, ebeveynler ve çocuklar arasında bir huzursuzluk ortamı varsa, orada daha çok İslam, en çok İslam, sadece İslam diyebilmeliyiz. Kişinin ahlakının güzelliği, imanının güzelliğindendir. Eğer ahlakımızda sıkıntılar varsa kalbimizi yoklamanın zamanı gelmiş demektir. İmanımız, ibadetimiz ahlakımızı güzelleştirmiyorsa bir yerde bir eksiklik var demektir. "Mutlu kadın, mutlu aile", "Mutlu aile, mutlu toplum" sloganları atmak yerine, mutluluğu, huzuru, saadeti sağlamak için, bunu yakalamış insanları örnek almalıyız. Asr-ı saadeti hayatımıza ne kadar dâhil edersek, oradaki saadet, mutluluk bize de ulaşır. Hayatımızı Kur'an'a uygun, Hz. Peygamberin sünneti ile bezenen, sahabenin örnek hayatından izler taşıyan bir hayat yaparsak, hem bu dünya da hem ahirette kazananlardan oluruz. Hedefimiz Rızayı İlahi, rehberimiz Kur'an, önderimiz Rasulullah, örneklerimiz Ashabı Kiram olursa mutlu insan, mutlu aile, mutlu toplum, mutlu insanlık oluruz. Bugünden itibaren ilk yapmamız gereken şey kendi hayatımızı düzeltmeye çalışmak olmalıdır. "İslam güzel ahlaktır" buyuran peygamberimizi tanımak ve ona layık ümmet olmaya, ona layık evlatlar yetiştirmeye çalışmak en büyük vazifemizdir. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
SEVGİMİ KATTIM - 25/03/2022 |
SEVGİMİ KATTIM |
SELAM KARDEŞİM - 16/08/2021 |
Rabbimiz kardeş kılmış kerim kitapta bizleri. Öyle bir kardeşlik ki ta Hz. Âdem’den beri. Hepimiz topraktan yaratıldık yoktur farkımız bizim. Ayrılık çıkaran, üstünlük taslayan, ilk ırkçılık yapan şeytandır bilesin. |
ŞİFA AYINDA ŞAFİİ OLAN RABBİMİZİN ŞİFA KAYNAĞI KELAMI - 02/05/2021 |
Rabbimizin güzel isimlerinden biride “Şifâ Veren” anlamına gelen “Şâfii”dir. Ya Şâfii, hasta kullarına şifâ veren demektir. Allah (cc) Şâfii ismiyle maddi ve manevi hastalıklara şifâ verir. |
HAYRI ÖĞÜTLEMEK - 16/09/2020 |
HAYRI ÖĞÜTLEMEK |
DEDEMİN ARDINDAN - 03/01/2020 |
Sabrı Eyyüb'ten, İffeti Yusuf'tan, hikmeti Lokman'dan öğrenen dedem, Allah için yaşayan, Allah dostu bir insandı. |
HZ. PEYGAMBER VE KADINLARIN DİNİ EĞİTİMİ - 31/01/2019 |
HZ. PEYGAMBER VE KADINLARIN DİNİ EĞİTİMİ |
BİŞNEV - 13/12/2018 |
Dinle! der Mevlana daha mesnevinin başında. |
KUR'AN-I KERİM'DE ANNE BABA ÇOCUK İLİŞKİSİ - 26/10/2018 |
Yüce Allah Kur'an-ı Kerimde pek çok ayette değişik vesilelerle aile içi iletişimden bahsetmiş, çağlar öncesinden evrensel iletişim dersleri vermiştir |
El Âlem Ne Der Değil el-Alîm Ne Der? - 26/10/2018 |
El Âlem Ne Der Değil el-Alîm Ne Der? |
Devamı |