• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/insanveislam.org/
  • https://twitter.com/insanuislam











Dr. Mehmet ÖZEL
mehmetozelli@hotmail.com
SORU SORMAK SANATTIR YA DA KISSADAN HİSSE
16/07/2019

Soru sormak, ya da sorununu doğru anlatmak cevabın yarısıdır. Doğru yerde sormak, doğru yerde istemek sorunu çözmenin en önemli aşamasıdır.

Aynı zamanda kıssanın kendisi zaten bir hisse barındırır. Onun için sen kıssayı anlat, isteyen hissesini alır.

1.

Bir âlim, zina illeti üzerine cemaati ikna edecek bir hutbe irad etti. Namazdan sonra gençlerden biri âlime yaklaştı ve sordu;

- “Hocam coğrafyamız kan ağlarken hutbenin konusu bu mu olmalıydı, Daha öncelikli konularımız varken bu konu nerden çıktı?” dedi. Âlim:

- “Haklısın,” anlamında kafasını salladı, Genç:

- “Hocam niye susuyorsun soruma cevap vermiyorsun, sadece haklısın demekle beni ciddiye almamış olursun?,”dedi, Âlim:

- “Senin amacın soru sormak değil, beni töhmet altında bırakmak, eğer amacın soruna cevap almak olsaydı, bir âlimi töhmet altında bırakmaz, anlamak isterdin,” dedi.

           

2.

Bir gün yaşlı bir köylü müftüye geldi;

- “Cennetin kapısının önündeki kavak ağacını kim kesti,” diye sordu. Müftü çılgına döndü, köylüye kızdı bağırdı, böyle uydurma bir bilgiyi nerden duyduğunu sordu, yaşlı köylü sakince sakalını sıvazladı ve gülümseyerek;

- “Ama gözümle gördüm” dedi.

Müftü, bu arsız adama daha da hiddetlendi “be adam sen peygamber misin ki ötelere gidip haber getiriyorsun?” dedi. Sonra yalan söylemenin ve din uydurmanın nasıl büyük bir günah olduğunu anlatmak için uzun uzun ayetler ezberden okuyarak adamı ikna etmeye çalıştı, Fakat adam hala sırıtıyordu. Müftü iyice hiddetlendi, ayetle bile ikna olmayan bu arsız adama yapacak bir şey yok diye düşündü ve hiddetle

- “Hangi cennet?” dedi. Köylü:

- “Geçte olsa doğru soruyu sordun; sen müftü değil iyi bir ezbercisin, eğer müftü olsaydın şakaya şakayla karşılık verirdin. Ben, bizim köydeki Cennet ablanın evinin önündeki kavak ağacını kast etmiştim.” dedi.

           

3.

Tilki süslendi, püslendi, üstünü başını taradı ve tavuk kümesine geldi. Tavuğa:

- “Lütfen, rica etsem şu kapıyı açar mısın tavuk kardeş? Ben atalarımın size yaptıklarından dolayı özür dilemek, sizinle dost olmak istiyorum” dedi. Tavuk:

- “Soruyu doğru sordun ama ben senin dilinin altındaki zehri görmeyecek kadar toy değilim” dedi. Tilki hiddetlendi:

- “Madem nezaketten anlamıyorsun ben de kümesi başına yıkar öyle girerim içeri, hem zorla içeri girersem tüm yavrularını gözünün önünde yedikten sonra seni yerim” dedi. Tavuk:

- “İlla gireceksen bari biraz zahmet çekerek gir, ben kapıyı kesinlikle açmam” dedi. Kümesi yıkacak gücü olmayan tilki:

- “Ben senin yavrularına kapıyı açtırmayı bilirim” dedi.

Eline pamuk şekerler, mikrofonlar alan tilki, şarkılar söyledi, sanat dedi, yavruları güldürdü, eğlendirdi ve gün geldi tavuk yavrularına;

- “Bu tilkinin amacı bizi yemek, uyanık olun” dedi. Yavrular:

- “Ama tilki amca çok tatlııı..!” dediler. Tavuk çok endişelendi ve korkuyla;

- “Yavrularıma kendimi anlatacağıma, gerçek tarihimizi anlatsaydım böyle olmazdı” dedi

 

4.

Farzları terk eden birileri bir hocaya sünnetten sordular. Hoca saatlerce sünnetin önemini, mahiyetini türlü deliller getirerek anlattı, sonra sünnet inkârcılarını saatlerce tazir etti, ötekiler keyifle hocayı izlediler, bazen heyecanına ortak oldular, bazen alay ettiler, hoca anlamadı, sadece delillerin tamamını sunduğu için ve inkârcıları toplum önünde tazir ettiği için çok mutlu oldu.

Bu işten epey keyif alan reyting ehli başka bir hoca buldular ona da aynı soruyu sordular, o da Kur’anın sünnetle ötelendiğini anlattı, yeni bir dinin uydurulduğunu söyledi, sünnet istismarcılarına sövdü saydı. Arkasından delillerinin ne kadar doyurucu olduğuyla övündü. Ötekiler bu işten daha fazla keyif aldılar.

Reytingciler bir âlim buldular ona da aynı soruyu sordular. Âlim:

- “Farzı inkâr edenin sünneti önemseyeceğini hiç zannetmiyorum. Sünnet ve Kur’an-ı ayırmak meyve suyu içindeki meyve ile suyunu ayırt etmek demektir. Ne meyve meyve suyu olabilir, ne su meye suyu olabilir.” dedi

- “Fakat ötekiler böyle konuşmadılar bir sürü delil getirdiler hocam, yoksa siz delil getirmeyi bilmiyor musunuz?” dediler, Âlim:

- “Onların amacı Kur’an-ı ve sünneti anlatmak değil, ne kadar büyük âlim olduklarını cümle âleme göstermektir, siz farzları bile önemsemezken sünneti tartışmak neyinize?” dedi.

           

5.

Öğretmen öğrenciye sordu:

- “Ödevini yaptın mı, yavrum?” Öğrenci:

- “Babam ödevi boş ver, öğretmen sana bir şey yapamaz,” dedi. Öğretmen:

- “Haklısın yavrum, bu soruyu vaktinde babana sormalıydım,” dedi.



986 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

     02/08/2019 19:47

ülkemizde mehmet özel gibi insanların değeri bilinmiyor
mustafa karakeçili

Yazarın diğer yazıları

KUR’AN’IN YAKILMASI, YERYÜZÜNDE TANRILAŞANLARIN HÜSRANI VE KÜRESEL DİRENİŞ - 03/02/2023
Kur’an’ın savunduğu hakikat ve değerler batıda onu tehdit edecek kadar dile gelmiştir ki kitleler ona dikkat kesilir ve yakar olmuştur. Yoksa mesela; Tipitaka’yı, Veda’yı, Avesta’yı, kimse yakmaz. Çünkü bunların kutsal kitap olduğu bile bilinmez.
KUL VE TAKDİR - 03/11/2020
Niyet kulluk ise, “insan kaderini yaşar” cümlesi ile “insan kaderini çizer” cümlesi arasında pek bir fark yoktur. Her ikisi de kulluğa götürür. Ama eğer niyet isyan ise; “kaderini yaşamak”, günahları Allah’a fatura etmeye sevk eder.
TARTIŞMALARIN ODAĞINDAKİ OKULLAR: İMAM-HATİP OKULLARI - 02/10/2020
İmam hatip okulları gerek (ön yargılı)dindar gerekse dine mesafeli kesimler tarafından ideolojik ve kategorik bir kadre tabi tutulmaktadırlar. Bu okulları aşan bir din eğitimi modeli önermedikçe, yapılan bu tip ithamlar ahlakî olmaz.
SÜNNET Mİ GELENEK Mİ? - 16/06/2020
Şunu da söylemeliyim ki kitap ve sünnet dinin kaynaklarıdır, gelenek ise dinin kaynağı değil, "kitap ve sünnetin nasıl yorumlamalıyız" sorusunun cevabıdır. Tenkide açık olmak kaydıyla, bu günkü sorunlarımızın çözümü için umut vaad etmektedir.
VİRÜSTEN Mİ, YOKSA KİRLERİMİZDEN Mİ ARINMALIYIZ? - 11/04/2020
Tam bu noktada, insan olarak karar vermeliyiz; kirlerimizden mi arınmalıyız, yoksa virüslerimizden mi? Bence kirlerimizden arınmazsak virüsten kesinlikle arınamayız.
KUR’AN-I ANLAMAK MÜMKÜN MÜ? - 03/08/2019
Eğer Kur’an-ı anlamaktan kasıt muradı ilahiye tekel uygulamak ya da muradı ilahiyi anlama ameliyesini yöntemsiz kılmak ise böyle bir anlama mümkün değildir ve faydalı da değildir.
AHLAK EĞİTİMİ ÜZERİNE - 10/07/2019
Sonuç olarak genel geçer bir ahlaki sisteme sahip olmadığımız gibi, eskileri bir kenara atmayı aydınlanmacılık kabul eden hastalıklı bir zihinle de karşı karşıyayız.
HANGİ NİMET DAHA BÜYÜK? - 21/05/2019
“En büyük nimet hangisi?” derlerse, “bana küçüğünü söyle ki ben de büyüğünü söyleyeyim” demelisin.
EĞİTİM ÜZERİNE NOTLAR - 06/05/2019
Eğitim bir toplumun en önemli eylemidir. Onun için gündemden hiç düşmemeli. Yükseköğrenim, çok acilen yüksek lise olmaktan çıkarılmalı.
 Devamı
Üye Girişi
Aktif Ziyaretçi41
Bugün Toplam837
Toplam Ziyaret5019852
MAKALELER
EĞİTİM SUNUMLARI