Allah'ın insanlığa bilâ ücret ikram ettiği nimetlerin başında zaman ve mekan gelmektedir. İnsan, hayatı hangi düzlemde yaşıyor olursa olsun değişmeyen şey zaman ve mekanla mukayyet olmasıdır. Hem zaman hem de mekan insana tertemiz ve boş olarak verilmiş büyük bir nimettir.

Allahın rızasını gözeten, peygamberin rehberliğine ittiba eden kişi zaman ve mekan emanetini anlamlı hale getirmiş olacaktır. Aksi halde içi boş olarak verilen zaman ve mekan kirletilmiş ve hesabı verilemez bir durumla karşı karşıya kalınmış olacaktır. Ziyanın en büyüğü hesap günü yaşanan ziyan olacaktır. İçinden geçtiğimiz üç aylar hayat hikayemizi kendi lehimize çevirmenin imkanını barındırmaktadır.

Günahlarımızla yüzleşme, kusur ve hatalarımızdan kurtulma imkanı veren berat gecesine ulaşmış bulunmaktayız. Geride bıraktığımız kusurlarımızı gözdn geçirip tövbe Halimizi, durumumuzu ve duruşumuzu kontrol edip istikamet belirleme ve sağlıklı bir gelecek planlaması yapma fırsatının doğduğu günleri yaşamaktayız.

İçinde bulunduğumuz dünyamız tarihinin en zor dönemlerinden birini yaşamaktadır. Yeryüzünün en değerli misafiri olan insan hiç olmadığı kadar türlü fitnelerle karşı karşıyadır. Fertlerin, ailelerin toplumların ve özellikle âlemi İslam'ın çok zor zamanlardan geçtiğini yaşayarak görmekteyiz. Milletimizin ve ümmetimizin yeniden toparlanıp bir güç haline gelmesini istemeyen dâhili ve harici mihraklar türlü engellerle her gün yeni bir sahne aldıklarını izleyerek şahit olmaktayız. Bölüp parçalamayı hedefleyen hilelere karşı feraseti ve basireti kuşanma vaktidir. Hikmetli bir duruş ortaya koyup İslam çizgisinde ve vatan duygusunda bir ve beraber olma vaktidir. Yönümüzü kıbleye, gönüllerimizi Allaha çevirme vaktidir. Omuz omuza saf tutup, ellerimizi semaya açma vaktidir.

Sekiz milyar insanın yaşadığı dünyada Müslümanlar olarak bizim hangi konumda olduğumuzu gözden geçirme vaktidir. İnsanlığa katkımız hangi orandadır. Dünyada yapılan üretime etkimiz hangi noktadadır. İnsanlığa iyilik taşımak durumunda olan Müslümanlar hangi kötülük sarmalı içine düşmüştür. Nerede minare varsa orada acı ve gözyaşı varsa bu can sıkıcı durumun sebebi nedir? Üzerimize oynanan bunca oyunu görüp yaşadıktan sonra hala birbirimizle didişmekten ne zaman kurtulacağız. Müslümanlar birbiri ile kenetlenip sosyal tevhit olan vahdeti yeniden ne zaman tesis edecektir. İşte hayatı anlamlandırmanın yolu üç aylarda bu sorgulamaları yapmaktan geçmektedir.

Üç ayların tam ortası olan şaban ayının 15. Gecesine erişmiş bulunmaktayız. Nebevi övgüye mazhar olan bu gece, affa, mağfirete ve günahlardan kurtuluşa kapı aralayan gecedir.
Unutulmamalıdır ki dünya hayatında berati hak edecek Salih amel işlenmeden, ahrette beratı ermenin imkanı yoktur. Ahiret kurtuluşunu uman her mümin Hz. Muhammed (sav)'in şu çağrısına kulak vermelidir.
"Siz, iman etmedikçe cennete giremezsiniz; birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olamazsınız. Yaptığınız zaman birbirinizi seveceğiniz bir şey söyleyeyim mi? Aranızda selâmı yayınız." Riyazü's-Salihin, Hadis No: 849
Yine Hz. Peygamberin verdiği habere göre terk edilmedikçe af kapsamına giremeyecek davranışlar da vardır. Eğer bu davranışları ya da bunlardan herhangi birini semtimize yaklaştırmış isek derhal konum değiştirmeliyiz ve o davranıştan uzaklaşmalıyız.
1-Allah'a şirk koşanlar.
2-Ana-babalarına isyan eden, onlara asi olanlar.
3-Alkollü içecekleri içmeye devam edenler.
4-Büyücülük yapıp gaipten haber verme işiyle meşgul olanlar
5-Müslümanlara karşı kin ve düşmanlık besleyenler
6-Adam öldürüp, yaptığı bu büyük günahtan pişmanlık duymayanlar
7- Gururlu ve kibirli olanlar
8-Akrabalarla ilişkileri kesenler.

Dünyanın en yalanlanamayan bilgisi ve hatta bütün insanlığın üzerinde istisnasız ittifak ettiği gerçek, ölüm gerçeğidir. Her canlı vakti saati geldiğinde bu dünyadan ayrılacaktır. Yine bilinmektedir ki bu dünyadan ayrıldıktan sonra bir daha bu dünyaya dönüş olmayacaktır. Öğleyse gelin Hz. Peygamberin ilk gün ki gibi taze olan şu sözüne birlikte kulak verelim.
"Akıllı kişi, nefsine hâkim olan ve ölüm sonrası için çalışandır. Âciz kişi de, nefsini duygularına tâbi kılan ve Allah'tan dileklerde bulunup duran (bunu yeterli gören) dır" Riyazü's-Salihin, Hadis No: 67.

Hz. Peygamberin akıllı insan tanımına girip girmediğimizi gözden geçirme zamanıdır. Dünya hayatı, dünyalık menfaatler içinde ziyan edilmemelidir. Verilen ömür, mal, makam ve mansıp peşinde heba edilmemelidir. Büyük aldanışın ve derin pişmanlığın yaşanacağı hesap gününe mahcup bir yüzle çıkılmamalıdır.

Hayatı kuran çizgisinde sürdürenler ve yine hayatı peygamberin rehberliğinde sürdürenler dünyanın ve ahretin güzelliklerini elde edeceklerdir.
"Rabbinizin bağışına ve genişliği göklerle yer arası kadar olan, Allah'a karşı gelmekten sakınanlar için hazırlanmış bulunan cennete koşun. Onlar bollukta ve darlıkta Allah yolunda harcayanlar, öfkelerini yenenler, insanları affedenlerdir. Allah iyilik edenleri sever." Ali İmran, 3/133-135