• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/insanveislam.org/
  • https://twitter.com/insanuislam











Mehmet CÖMERT
mcomert34@gmail.com
UĞURSUZ ANTLAŞMA
22/01/2019

İslam dünyasını acıya, kana, boğan anlaşmanın üzerinden yüz küsur yıl geçti. ‘Hasta adam' denilen Osmanlı'nın ölüm fermanıdır Sykes- Picot anlaşması. İngilizler ile Fransızlar arasındaki bu anlaşma 1916 Mayıs'ında Çarlık Rusya'sının başkenti St.Petersburg' da yapılır. Rusya, yapılan gizli antlaşmanın ortağı olmasa da, onayı alınan taraftır ve ölünün terikesinden ona da makul bir pay verilir. Doğu Anadolu Bölgesi ile Boğazların denetimi Çarlık Rusya'sına bırakılır.

Osmanlı'nın ölüm fermanı demek olan bu gizli anlaşma 1917' de Rusya'da yapılan devrimden sonra yapılan arşiv aramaları esnasında ortaya çıkar. Komünist lider Lenin, 'sömürgeci hırsızların antlaşması' dediği bu belgeyi dünyaya ilan eder. Ve o günden beri anlaşma 'Sykes- Picot' anlaşması' diye anılır.

Birinci Cihan Harbi'nin sürdüğü dönemde yapılan anlaşma gizli kalmıştır. Çünkü henüz savaş sona ermeden böyle bir anlaşmanın açıklanması sakıncalı görülmüştür. 1920'de SanremoKonferansı'nda anlaşmanın gereği yerine getirilir ve bölgemizin bölünmesi planı hayata geçirilir. İngilizler, Şerif Hüseyin' e verdikleri 'Arap İmparatorluğu' sözünü unuturlar. Suriye ve Lübnan Fransa'ya, Irak ve Filistin de İngiltere'ye bırakılır.

Sömürgeci işgalciler, masa başında cetvelle sınırlarını çizdikleri bölgeyi ufak taksim ederler. Yüzyıllarca beraber yaşamış Müslüman unsurlar, çizilen yapay sınırlarla birbirinden koparılır. Yapay sınırlarla belirlenen devletçikler arasında ihtilaf alanlarının bırakılması unutulmaz. Plan çok sinsi ve uzun vadelidir.

Yapılan bu coğrafi bölünmeyi kültür emperyalizmi politikaları takip eder. Müslüman toplumların gerçek anlamda parçalanması için coğrafi bölünmüşlük yeterli görülmez. Müslümanların kendi özlerinden, inançlarından, tarih ve kültürlerinden koparılması politikaları devreye konur. Ümmet bağı yerine ırk, ülke ve kabile bağı öne çıkarılır.

Oluşturulan bu yapay devletleri idare edecek kadroların, kendilerine bağlı, uşak ruhlu insanlar olmalarına önem verilir. Bunu kabul etmeyenler tasfiye edilir. İslam'ın hayattan soyutlanması demek olan laiklik, radikal bir şekilde uygulanır. Özellikle Türkiye'de devreye konan bu projenin nelere mal olduğu her kesin malumudur.

Bu meşum anlaşma sonucu ortaya çıkan somut sonuçların ilki ve en önemlisi, Filistin toprakları üzerinde Siyonist bir devletin kurulması oldu. İngilizlerin Filistin'deki manda yönetimi, Siyonist devletin oluşmasının kuluçka dönemidir.

Filistin'e her taraftan göçler başlatılır. Siyonist çetelerin yağma ve katliamlar yapmalarına göz yumulur. Son olarak 14 Mayıs 1948'de Filistin'in küçük bir parçası üzerinde İsrail diye bir devlet kurulur ve hemen tanınır. Filistin halkının 'Nekbe' (büyük felaket, kara gün) adını verdiği bu olay yetmiş yıldan beri sürüyor. 1967'de başlayan ve sadece altı gün süren Arap-İsrail savaşında, İsrail işgal ettiği toprakları dört kat arttırdı. Golan tepeleri, Gazze şeridi, Sina yarımadası ve en önemlisi kutsal şehir Kudüs işgal edildi.

Dağıtılmış.parçalanmış bölgenin acı ve ızdırapları hiç dinmedi. Filistin Nekbe'sinden daha korkunç olaylar yaşandı, yaşanmaya devam ediyor. Batı, bölgedeki petrolü kontrol altında tutmak için yeniden işgale başladı. Irak işgal edildi ve vahşice yağmalandı. Baştanbaşa petrol yatağı olan bu ülke, şimdi IMF'den borç talep eder duruma gelmiş. Suriye'nin hâli ise ortada...

Batı emperyalizmi, aradan geçen yüz yıldan sonra bir kez daha bölgeyi parçalayarak kolayca kontrol altında tutmayı planlıyor. 2003'te başlayan Irak işgaliyle bu plan fiilen yürürlüğe kondu. Suriye'den sonra bölgenin diğer ülkeleri de peyder pey bu planın uygulama alanına konacak. Yemen, Libya, Suudi Arabistan'dan sonra sıranın İran ve Türkiye'ye geleceği konuşuluyor. Bazı ABD yetkililerinin, 'DEAŞ' ile savaş otuz yıl sürecek' demelerinin anlamı budur. Yani bölgenin, kendilerince tasarlanmış yeni şekli otuz yılda tamamlanacak demektir.

Evet dün Fransa ve Britanya, bugün ABD ve Rusya.. Bölgemiz ikinci bir Sykes-Picot anlaşması ile parçalanmaya götürülürken, bölge yönetimlerine de mezhepçilik oyunu oynatılıyor.

Filistin sorunundan Kürt sorununa kadar bölgemizin yaşadığı temel problemlerin önemli sebeplerinden biri olan bu anlaşmanın ikincisi hayata geçirildiğinde bölgemiz rahat mı edecek? Elbette ki değil. Bölgenin mezhep ve etnik kimlikler üzerinden daha küçük parçalar halinde bölünmesi asıl büyük facia olacaktır.

Emperyalizmin bu yeni oyununa seyirci kalan veya destek veren yeni çağdaş Şerif Hüseyin'ler de elbette pişman olacaklardır. Başkalarının belirlediği sınırlar içinde yaşamak özgürlük değil, zillet ve esaretin ta kendisidir. Müslüman halklar bu zilleti yaşamamak için tarihten ders almalı, aralarındaki sorunları kardeşlik hukuku çerçevesinde çözmeli ve emperyalizmin bölgemizden elini çekmesi için güçlü bir diyalog ve direnç ortaaya koymalıdırlar.

Hâsılı bölgemiz, batılıların çıkarlarını korumaya endeksli sınırları kaldıramaz.

Merhum AbdurrahimKarakoç'unaşağıdaki dizeleri sanki Sykes-Picot anlaşmasının sonuçlarını resmediyor:

"Ellerin yurdunda çiçek açarken.

Bizim ile kar yağıyor gardaşım

Bu hududu kimler çizmiş gönlüme

Dar geliyor, dar geliyor gardaşım."

Müslümanlar tarihin hiçbir döneminde bugün yaşadıkları kadar ağır ve onur kırıcı acılar yaşamadılar. Haçlı seferleri, Moğul istilası dahi böylesi felaketler yaşatmadı. Bugün İslam coğrafyası dramatik olaylara sahne oluyor. İslam ümmeti ile diğer toplumlar arasındaki farka bakınca, ortaya çıkan hazin manzara insanı derinden sarsıyor; utandırıyor ve tarifi imkânsız bir kedere boğuyor. Sanki cennet ve cehennem bu aleme inmiş de, bizim payımıza cehennem, diğerlerinkine cennet düşmüş.
Coğrafyamızın her tarafında istilalar, savaşlar, katliamlar, muhaceretler, patlamalar, oluk oluk akan masum kanları, arşı inleten mazlumların feryad-ü figanları... Şairin yüz yıl önce ifade ettiği acı hakikat hiç değişmemiş gibi:
"Diyar-ı küfrü gezdim, beldeler kâşaneler gördüm
Dolaştım mülk-i İslam'ı bütün viraneler gördüm." (Z.Paşa)
İslam'ın ilk kıblesi Kudüs ve Filistin toprakları yarım asrı aşan bir zamandan beri esaret altında. Yurtlarından, yuvalarından koparılan milyonlarca Filistinli...
Filistin şehirleri ve köyleri şimdi tanınmaz durumda. Üzerlerine Yahudi yerleşim birimleri kondurulmuş. Asırların birikimi bir tarih ve kültür yok edilmiş. İslam'ı andıran her şey silinmiş; ‘Filistin' adı her yerden kazınmış.
Irak, ABD tarafından işgale uğradı ve yerle bir edildi. Yaklaşık bir milyon Müslüman hayatını kaybetti. ABD bütün bu cinayetleri dünyanın gözleri önünde elini kolunu sallayarak işlerken, hiçbir İslam ülkesinden en küçük bir tepki dahi duyulmadı. Tepki şöyle dursun bölgedeki ülkeler; işgalciye ya bizzat katıldı, ya da yardım ve yataklık ettiler. İşgal sonrası idareye getirilen kukla yönetim ise Irak'ı amansız bir mezhep savaşının arenasına dönüştürdü ve Irak fiilen bölünme noktasına getirildi.
Yanı başımızdaki Suriye'de altı yıldır yüreklerimizi dağlayan iç savaş ise önceki acılarımızı da unutturdu. Altı yüz bine yaklaşan ölü sayısı, bir o kadar kayıp... Yerinden yurdundan edilmiş milyonlarca mülteci. Vatandaşlarının başına bomba yağdıran azgın bir rejim...
Zalim rejimi devirmek için silaha sarılmış gurupların sonra birbirlerini bitirmek için döktükleri kan... Katledilen masum çocuklar ve kadınlar...
Bütün bu acılar yaşanırken, hiçbir şey olmamış gibi vur patlasın çal oynasın âleminde yaşamaya devam edenlerin, çaldıkları ümmetin servetini nereye koyacaklarını şaşıranların, Washington'a dönerek namaz kılanların ve hâlâ meleklerin cinsiyetini tartışmakla ümmeti uyutanların olması da son derece tiksindirici bir şey. Allah akıl fikir versin.

 



926 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

DÜNYAYA ALDANIŞIN HİKÂYESİ - 02/08/2022
Dünyaya Aldanışın Hikâyesi
SAHİBİNE ÜZÜNTÜ VEREN GÜNAH - 24/05/2022
SAHİBİNE ÜZÜNTÜ VEREN GÜNAH
RAMAZAN DERSLERİ - 06/04/2022
RAMAZAN DERSLERİ
DERYADAN KATRELER - 01/03/2022
DERYADAN KATRELER
İSLAM'IN DİĞER ADI MERHAMET VE ADALETTİR - 24/01/2022
İSLAM'IN DİĞER ADI MERHAMET VE ADALETTİR
SUSMAK, BÜYÜK İNSANLARIN DİLİDİR - 18/12/2021
Susmak, Büyük İnsanların Dilidir
ALLAH KADİR MİDİR? - 24/11/2021
Allah Kâdir midir?
GEL EY MUHAMMED BAHARDIR - 17/10/2021
Gel Ey Muhammed Bahardır
AYAĞIMIZA BATAN DİKENLER, ARADIĞIMIZ GÜLÜN HABERCİSİDİR - 18/08/2021
AYAĞIMIZA BATAN DİKENLER, ARADIĞIMIZ GÜLÜN HABERCİSİDİR
 Devamı
Üye Girişi
Aktif Ziyaretçi14
Bugün Toplam872
Toplam Ziyaret5019887
MAKALELER
EĞİTİM SUNUMLARI