Farklı görüşleri tü kaka görmek ve sâhiplerine hakaret dili kullanmak ilmen, dinen ve ahlâken iflasın ilanıdır. 

* Adem ve Habil olacak, karşı tarafta da şeytan ve nefs

* İbrâhim, Musa, Muhammed olacak; karşılarında da Nemrût, Firavun ve Ebû Cehil

* Şirki, küfrü, nifâkı temsil edenler olacak; tevhidi, imanı ve ihlâsı temsil edenler de

* İffeti temsil eden Meryem’ler olacak, Lût’un karısı gibi sapıklara destek olan da

* Sihri, büyüyü, falı, rüyayı, keşfi önemseyenler de olacak; aklı, bilimi, teknolojiyi önemseyenler de

* Geleneğe sarılanlar da olacak, moderniteye sarılanlar da

* Pozitivist olanlar da olacak, doğma denilen şeylere göre hayatını tanzim edenler de

* Nakilci olanlar da olacak, akılcı olanlar da

* Bazı şeyleri araç olarak gören de olacak, amaç olarak gören de

* Kendi menfaatini önceleyen de olacak, kamu menfaatini önceleyen de

* Bugünü düşünen de olacak, yarını düşünen de

* Geçici olanı tercih eden de olacak, kalıcı olanı tercih eden de

* Enbiya yapılı insanlar da olacak, eşkiya yapılı insanlar da

* Mülayim de olacak, Çetin de

* Beyaza, kara diyen de olacak; gri diyen de

* Eski söylemleri kullanan da olacak, yeni birşeyler söylemek gerek diyenler de

* Sofra bütün dursun, fakat karnım tok olsun diyenler de olacak; aklım da olacağına karnımda olsun diyenler de

* Ele telkin verip, kendi salkımı yutanlar da olacak; yapmadığını anlatmayanlar da

Şaşılacak ne var ki bunda? Dünya kurulalı beri durum böyle. Ben, bunun böyle olduğunu bilmiyordum, farklı söylemlerden haberdar değildim, tek görüşün var olduğunu zannediyordum demek cehâlet ızharından başka bir şey değildir.

Allah şeytana, kafire, zalime lanet etmiştir, diyorsun kendini haklı çıkarmak için, ama bil ki O, Allah! Biz kendimizi, Allah yerine mi koyalım? İnsanların ve fikirlerininin ayarını tartabilecek hassas bir tartın var mı senin?

Allah bize, “Deyin ki: Ey kâfirler, Sizin dininiz size; benim dinim bana” buyurdu. Putperestliği bile din olarak görüp; O bâtıl inanca bile hoşgörü ile bakmayı öğütledi.

“Onların, Allahtan başka ibadet ettiklerine sövmeyin ki, onlar da bilmeyerek ve düşmanlık ederek Allah’ınıza sövmesinler!” Buyurarak değerlere saygıyı emretti.

Herkes, işini yapacaktır. Herkes, küpünde bulunanı dışarı sızdıracaktır. Bal küpünden baldan, sirke küpünden sirkeden başka birşey süzülür mü?

Herkes, kendi anlayışını hakim kılmaya çalışacaktır. Kimse, kimsenin değirmenine su taşımayacaktır; kendi değirmeni varken.

Herkes, ihtiyaç duyduğu malın satıcısının yanına gider. Pazarda tek tür mal satılacak iddiası da neyin nesi? Bırakın, pazar kurulsun; çeşit çeşit ürünler bulunsun orda. Her satıcı, bağırsın. Herkes, istediğini istediğinden alsın. 

Ben siyah severim, sen beyaz, öteki gri. Biri değerli sever, diğeri vasat, öteki değersiz

Herkes, şakülüne göre iş yapar. Kimi şakül dengeli, kimisi de dengesizdir.

Sonuçta herkes, kendi düşüncesinin, inancının ve eyleminin karşılığını görecek; kimse kimsenin yükünü yüklenmeyecektir.

O halde, haddimizi bilelim; Allah’ın yetkisine ortak olmaya kalkmayalım. O, hükmedenlerin en hayırlısıdır.

Biz doğruya, hakka tâlip olalım. Ne kadar insan varsa o kadar bakış açısı ve düşünce olduğunun bilincinde olalım. Unutmayalım ki, kimse benim yoğurdum ekşi demez. Herkes, kendince haklıdır; kendini ikna ederek yol almaktadır. 

Aynı pencereden dışarıya bakan, aynı manzarayı görür. Başka pencerelerden bakmayı bir becerebilirsek kesinlikle başka dünyalarla karşılaşacağız. Bizim göremeyip de başkalarının gördüğünü göreceğiz.

Vesselam...