Dr. Nail ÇAM
nailcam09@hotmail.com
HULEFÂ-İ RÂŞİDÎN’İ̇N SEÇİLME YÖNTEMLERİ ve SÂİKLERİ
25/02/2018 1. İttifâk-u Ehl-i Hâl ve’l-Akd (ileri gelen kişilerin/ kanaat önderlerinin görüş birliği) Buna istişârî seçim de denilmektedir. Hz. Ebû Bekr, bu yolla seçilmiştir. İki merhalede gerçekleşmiştir. a) Özel Bey’at: Hz. Peygamber vefat edince, Ensar ve Muhacirden bazıları Sakîfetu Benî Sâide’de toplanmış ve çetin tartışmalar neticesi hz. Ebû Bekr’e bey’at edilmiştir. b) Genel Bey’at: Sakîfe’den sonra mescid-i nebî’de, umûmun yaptığı bey’attır. 2. Şûrâ ve Tezkiye: Bu yönteme, görevlendirme/atama diyenler de bulunmaktadır. Hz. Ömer, bu yolla Halife seçilmiştir. Hz. Ebû Bekr, kendisinden sonra Hz. Ömer’in Halife olması için ashab-u hal ve’l-akd ile istişare etmiş ve hz. Ömer’in şahsiyetini, vasıfları ve faziletleri ile tezkiye etmiştir. Onların Hz. Ömer hakkındaki, “O, sert mizaçlı biri” şeklindeki çekincelerini Hz. Ebû Bekr şu sözü ile reddetmiştir: “O, bana göre kibar/yumuşak huylu olacaktır. İş ona verilince eskisi gibi olmayacaktır”. 3. Topluluk Arasından Tezkiye/Şûra Yöntemi: Hz. Ömer, kendisinden sonraki Halife için hasta yatağında iken hepsi de Kureyşli olan 6 kişiden oluşan istişâre meclisi oluşturmuş ve bunların kendi arasından birini seçmelerini istemiştir. Oğlu Abdullah 7. kişidir, ama o aday olmayacaktır. Zübeyr b. Avvâm oyunu Ali b. Ebî Tâlib’e; Sa’d b. Ebî Vakkâs, Abdurrahman b. Avf’a; Talha b. Ubeydullah, Osman b. Afvan’a vermiştir. Abdurrahman, Osman lehine adaylıktan çekilmiştir. 4. Doğrudan Seçim: Hz. Ali’nin seçimi, ashabın baskısı neticesi onun aday olması üzerine mescitte bey’at usûlü olmuştur. DEĞERLENDİRME 1) Hz. Peygamber, Kureyş’in Haşimoğulları kolundan; Hz. Ebû Bekr, Kureyş’in Teymoğulları kolundan; Hz. Ömer, Kureyş’in Adiyoğulları kolundan; Hz. Osman, Kureyş’in Ümeyyeoğulları kolundan; Hz. Ali, Kureyş’in Haşimoğulları kolundandır. 2) İlk iki Halife döneminde Haşimoğulları, devletin üst düzey yöneticiliklerinden uzak tutulmuştur. Geri kalan kabileler arasında adalete riayet edilmeye çalışılmıştır. Hz. Osman dönemi ise tam bir Ümeyyeoğulları dönemi olacaktır. Hz. Ali’nin görevi devraldığında durum buydu. Hz. Ali’den sonra ise Ümeyyeoğulları, hilafeti saltanat haline getirecektir. 3) İlk dört Halife’de Kureyş kabilesine mensup olmak, hz. Peygambere yakınlık, islama girmedeki öncelik ve kendi aralarındaki güç ve otorite yarışı etkili olmuştur. İlk iki Halife, güçlü kollardan değildir. Ama son iki Halife, Kureyş’in güçlü iki kolu olan, Ümeyyeoğulları ve Haşimoğullarındandır. 4) Dört Halife döneminden sonra iktidar, yüzyıllarca bu iki kolda kalmıştır. Abbâsî Devleti kurulana dek hilafet, Ümeyyeoğullarında iken Abbasî Devleti ile Haşimoğulları, hz. Ali’den yaklaşık bir asır sonra hilafeti tekrar ele almıştır. Ensar ise hilâfet görevinde hiç yer bulamamıştır. 5) Bunlar, tarihi verilerdir. Biz müslümanlara miras kalan itikâdî, hukûkî, siyâsî ve ilmî mirasta bu dönemler temeldir, en önemli yapı taşlarıdır. Zira, her devir, ekol ve şahıs kendi anlayışını miras bırakır. 6) Bu anlatılanlarda gözden kaçırılmaması gereken en önemli hususlardan biri, ilk dört Halife’den hiçbirinin göreve kendiliğinden talip olmadığıdır. 7) Son söz olarak şu soruları sorup yazıyı tamamlayalım: Günümüzde çeşitli kadrolara adam belirlenirken hangi kriterler gözetilmektedir? Kriterler yukarıda söylenenlerin herbiriyle örtüşme veya benzerlik gösteriyor mu? Yoksa daha fazla ve başkaca kriterler konularak açılım yapılıp farklılaşmaya mı gidildi? Ashabın yaptığı gibi liyakata, ehliyete ve istişâreye önem veriliyor mu? Tercih edilecek kişi, aday mı oluyor yoksa gösteriliyor mu? |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
NAMAZ KIRAATİNDE TEKNOLOJİK CİHAZ KULLANMAK - 10/12/2020 |
Farz ve nafile namazlarda yazılı bir metinden, cep telefonundan, PC’den vs. okuyuşta bulunmak câiz midir? Sorusuna cevap bulunabilecek bir yazı. |
NİÇİN KULLUKTA BULUNMALIYIZ? - 22/07/2020 |
Allahın cenneti ve cehennemi olmasa veya farz-ı muhal asiler cennete, itaatkârlar cehenneme girecek olsaydı bile, Allah ibadete layık olduğu için ibadet edebilmektir kulluk. |
GENÇ KUŞAKLARI KENDİ EMEKLERİMİZLE HELÂK ETMEYELİM - 13/05/2020 |
Önce iman! Eyleme sevketme düşüncesi ile yaptığımız işler imansızlığa götürmesin gençlerimizi. Yanlış taktik neticede bizi, imansızlık ve inançsızlık için çaba sarfedenlerle aynı ligde top koşturuyor olmak gibi bir duruma sokabilir. |
ALLAH’TAN KORKULUR MU? - 04/05/2020 |
Korkunç, çirkin, zararlı, şerli ve kötü olan şeyden korkulur. Türkçede kullandığımız şekliyle korkuyu bu gibi etkenler doğurur. Havfullah, haşyetullah ve takvallah korkuyla ne kadar ve nasıl ilintilidir? |
İKİ ASLI, EKİNİ VE NESLİ HELAK ETMEK - 27/04/2020 |
Bakara 205. Âyet... Bir zihniyetin portresi.. |
CUMA MÜSTAKİL BİR NAMAZ MIDIR? - 20/03/2020 |
Eski ulemamızın bahis mevzuu yaptığı; fakat günümüzde sorgulanmadığı, gündem yapılmadığı ve dillendirilip yazılmadığı için pek bilinmeyen esaslı bir mevzuuyu ele alıp değerlendirmeyi size bıraktık. |
İNSANIN İNSANA SECDE ETMESİ - 10/03/2020 |
Açıklanmaya ve izaha muhtaç olan bir rivayetti. Zira bu rivayet hakkında çok tartışmalar olmuş ve olmaktadır. Rivayetin senedi sahih olsa da metin tenkidi yöntemi ile anlamaya ve yorumlamaya çalıştık. |
POZİTİF DÜŞÜNCE (TEFÂÜL) - 23/12/2019 |
Kolaylaştırın, zorlaştırmayın; müjdeleyin, nefret ettirmeyin! Her çığlığı aleyhte sanmayın! Belki o, müjde verecek; belki de sizi uyandıracak da tehlikeden kurtaracaktır. |
YABANCI BİR KADINLA MUSÂFAHA YAPMAK - 02/10/2019 |
Dört mezhebin, yabancı bir kadınla musafaha yapmanın hükmü hususunda söylediklerini ve hükümlerine dayanak aldıkları akli ve nakli gerekçeleri ifade etmeye çalıştım. |
Devamı |