• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/insanveislam.org/
  • https://twitter.com/insanuislam











Dr. Nail ÇAM
nailcam09@hotmail.com
KUR'ÂN ve SÜNNETE GÖRE NİKÂHTA ve EVLİLİK BİRLİĞİNİ SONLANDIRMADA TEVSîK
03/12/2017

Bu yazımızda Kur’ân ve Sünnette evlenme ve boşanmaların kaydedilmesi için bir talep ve uygulama var mıdır? sorusuna cevap arayacağız.

Vesîka: ihtiyaç anında hakkı veya vâkıayı ispatta delil olması için elle veya başka bir şeyle yazılan, kendine has bir biçimi olan, hukûkî ve kanûni bir eylemi kapsayan kâğıt veya belgedir.

Kur’ân’da Nikâhın kaydedilmesi doğrultusunda herhangi bir emir olmadığı gibi hz. Peygamberin sünnetinde de yoktur. Sahabe de nikâhı tescillemiyordu. Hz. Peygamber ve sahabe devrinde mâli bir değer olan mihirler yazılmıyordu. Çünkü peşin ödüyorlardı. İnsanlar mihr-i müeccel ile evlenmeye başlayıp mihri ödeme süresi de uzayınca mihir miktarı unutulmaya başladığından yazılmaya başlandı. Böylece bu tevsîk, mihri ve kadının eş olduğunu ispatta hüccet oldu. 

Nikâhın tevsîki, İslamın sınırları genişleyip insanların ahlâkları değişmeye başlayınca ilk defa Fâtimîler döneminde (h. 358-567/ m. 969-1172) başlamıştır. Bu görev, kadı’ya verilmiş ve nikâh, kadı’nın yanında bulunan deftere kaydedilmiştir. Daha sonraları kadıların iş yükünü azaltmak için bu iş, niyâbeten âlimlere devredilmiştir.

Nikâhın, dini mi yoksa medeni bir muamele mi olduğu hususunda âlimler arasında ihtilaf vardır. Çoğunluk nikâhın medeni yönü ağır basan dini bir muamele olduğunu söyler. Bu medenî/hukûkî yön de Kur’ân ve sünnet nassları ile belirlenmiştir.

Nikâhın tevsîk ve tescîli ile alakalı olarak Kur’ân ve sünnette doğrudan bir delîl olmasa bile kıyasla ve de hz. Peygamber dönemi uygulamalarından bunun varlığını söylemek zor olmayacaktır. Gerçi günümüzde ahlâkın bozulmasından hareketle, kadının haklarını ve çocuğun nesebini korumak için maslahatı mürsele prensibi gereği resmî nikahın gerekliliğini inkar eden olmasa da Kur’an ve sünnette nikahın vesikalandırılmasından söz edildiğini söylemek zor olmayacaktır. 

Kur’ân’da, “يا أيها الذين آمنوا إذا تداينتم بدين إلى أجل مسمى فاكتبوه : Ey iman edenler, belirli bir süreliğine borçlandığınızda onu yazın.” (2/282) âyeti ile borçlanmaların kayıt altına alınması istenir. Nikâh, bu mevzudan daha önemsiz değildir. Nikâha âit işlerden olan mihrin, mâli bir muamele olduğu unutulmamalıdır. Kur’ân’da en çok yer bulan konuların başında aile hukuku ile ilgili ahkâm gelir.

Nikâh ahkâmıyla ilgili teşrî faaliyetini Allah ve Rasûlü yapmıştır. Böylece evlilik müessesesinin inşâsı ve yıkılması ile ilgili hukûki mevzûat diğer dinî ve hukukî ahkâmda olduğu gibi şârî tarafından belirlenmiştir. Kimlerle evlenilebileceği, Karşılıklı rıza, velî, şâhit, mihir, ilân, kefâet gibi konular Şârî tarafından belirlenerek bir bakıma resmî ve kanûnî kıstaslar getirilmiştir.

Şu örneklere bakalım:

 

1. Sizden bekâr olanları ve kölelerinizden sâlih olanları evlendirin....” (Nûr, 32) Âyetteki emir, velîleredir. Velîsi olmayanın da velîsi devlettir.

2. “Eğer karı koca arasındaki ihtilâftan korkarsanız erkek tarafından bir hakem ve de kadın tarafından bir hakem gönderin.” (Nisa, 35)

3. “Boşadığınız eşleriniz iddetlerinin sonuna yaklaştıkları zaman ya onları iyilikle tutun veya güzellikle serbest bırakın. İçinizden de iki adaletli kimseyi şahit tutun". (Talak, 2) 

* Şâfiîler eşe dönüşte (ric'a) şahit tutmayı vacip görmüştür. 

* Caferîlere göre, iki adaletli şahidin huzunda yapılmayan boşama geçerli değildir. 

Zahirîlere göre şahit bulundurma, talakta ve boşamadan sonra eşe dönüşte gereklidir. 

* İbn Hazm, bu konuda şöyle demiştir: "Yüce Allah Talak Sûresi 2. âyette boşama, eşe dönme ve şahit bulundurmanın arasını ayırmadı. Bunun için şahit bulundurma her iki muameleyi de kapsamına alır. Bu yüzden iki adaletli şahit olmaksızın eşini boşayan Allah'ın koyduğu sınırları aşmış olur." 

20. yüzyıl İslam hukukçularından Muhammed Ebû Zehra, Ali el-Hafîf ve Abdurrahman es-Sâbûnî bu konuda Zahirîlerin görüşündedir. 

4. Sabit b kaysın karısı hz peygamberin yanına gelir ve ya rasulallah sâbitin dini ve huyu hakkında birşey demiyorum fakat ben daha ona dayanamayacağım, boşanmak istiyorum. Küfre düşmekten korkuyorum. 

Hz peygamber kadına buyurdu ki: mihir olarak sana verdiği bahçeyi geri verir misin? Veririm. Hz. Peygamber Sâbiti çağırdı ve dedi ki: verdiğini al, fazlasını alma. O da bahçesini aldı ve hz peygamber aralarını ayırdı.

5. Ümm-ü Şerik eşinden ayrılıp iddet süresi bittikten sonra Peygamber’e geldi ve Muaviye ile Ebû Cehm'in kendisine talip olduklarını, hangisiyle evlenmesinin daha doğru olacağını sordu. Hz. Peygamber şu tavsiyede bulundu, "Ebû Cehm'in sopası omuzundadır, Muaviye ise malı olmayan bir fakirdir. En iyisi, sen Üsâme bin Zeyd'le evlen!" Ümmü Şerik, Üsame ile evlendi ve ondan büyük hayır gördü.

6. Zeyd b. Hârise, eşi Zeyneb binti Cahş’ın kibirinden ve diliyle yaptığı eziyetten hz peygamber’e şikayetçi oluyor ve karısını boşamak istediğini söylüyordu. Hz peygamber de Zeyd’e onu boşama diye emrediyordu.

7. Eşini hayızlı iken boşayan Abdullah İbn Ömer'e Hz. Peygamber, eşine dönmesini emretmiştir. 

Bu yazıda ifade edilenlerden ve verilen örneklerden de anlaşılacağı üzere nikâhın tevsîki ile ilgili doğrudan bir nass olmasa da  bu mevzûda hükümler koyan Allah ve Rasûlüdür. Yani otoritedir. O günkü şartlarda emir ve yasaklarla, sözlü ve uygulamalı beyanlarla evlilik ve evlilik birliğinin son bulması kanûnilik ve hukûkîlik kazanmış; yazmaya ihtiyaç duyulmamıştır.



2964 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

NAMAZ KIRAATİNDE TEKNOLOJİK CİHAZ KULLANMAK - 10/12/2020
Farz ve nafile namazlarda yazılı bir metinden, cep telefonundan, PC’den vs. okuyuşta bulunmak câiz midir? Sorusuna cevap bulunabilecek bir yazı.
NİÇİN KULLUKTA BULUNMALIYIZ? - 22/07/2020
Allahın cenneti ve cehennemi olmasa veya farz-ı muhal asiler cennete, itaatkârlar cehenneme girecek olsaydı bile, Allah ibadete layık olduğu için ibadet edebilmektir kulluk.
GENÇ KUŞAKLARI KENDİ EMEKLERİMİZLE HELÂK ETMEYELİM - 13/05/2020
Önce iman! Eyleme sevketme düşüncesi ile yaptığımız işler imansızlığa götürmesin gençlerimizi. Yanlış taktik neticede bizi, imansızlık ve inançsızlık için çaba sarfedenlerle aynı ligde top koşturuyor olmak gibi bir duruma sokabilir.
ALLAH’TAN KORKULUR MU? - 04/05/2020
Korkunç, çirkin, zararlı, şerli ve kötü olan şeyden korkulur. Türkçede kullandığımız şekliyle korkuyu bu gibi etkenler doğurur. Havfullah, haşyetullah ve takvallah korkuyla ne kadar ve nasıl ilintilidir?
İKİ ASLI, EKİNİ VE NESLİ HELAK ETMEK - 27/04/2020
Bakara 205. Âyet... Bir zihniyetin portresi..
CUMA MÜSTAKİL BİR NAMAZ MIDIR? - 20/03/2020
Eski ulemamızın bahis mevzuu yaptığı; fakat günümüzde sorgulanmadığı, gündem yapılmadığı ve dillendirilip yazılmadığı için pek bilinmeyen esaslı bir mevzuuyu ele alıp değerlendirmeyi size bıraktık.
İNSANIN İNSANA SECDE ETMESİ - 10/03/2020
Açıklanmaya ve izaha muhtaç olan bir rivayetti. Zira bu rivayet hakkında çok tartışmalar olmuş ve olmaktadır. Rivayetin senedi sahih olsa da metin tenkidi yöntemi ile anlamaya ve yorumlamaya çalıştık.
POZİTİF DÜŞÜNCE (TEFÂÜL) - 23/12/2019
Kolaylaştırın, zorlaştırmayın; müjdeleyin, nefret ettirmeyin! Her çığlığı aleyhte sanmayın! Belki o, müjde verecek; belki de sizi uyandıracak da tehlikeden kurtaracaktır.
YABANCI BİR KADINLA MUSÂFAHA YAPMAK - 02/10/2019
Dört mezhebin, yabancı bir kadınla musafaha yapmanın hükmü hususunda söylediklerini ve hükümlerine dayanak aldıkları akli ve nakli gerekçeleri ifade etmeye çalıştım.
 Devamı
Üye Girişi
Aktif Ziyaretçi14
Bugün Toplam957
Toplam Ziyaret5019972
MAKALELER
EĞİTİM SUNUMLARI