Vakıf Ehemmiyetine Vâkıf Hanedan Kadınları
Vakıf Ehemmiyetine Vâkıf Hanedan Kadınları
“Ademoğlunun yiyip tükettiği, giyip eskittiği ve sağlığında tasadduk edip gönderdiğinden başka kendisinin olan neyi var?”[1] Cevabı içinde mündemiç bu Peygamber sualinin muhatabı olan ümmet-i Muhammed, Medine'de temelleri atılan İslam medeniyetini, îlâ-yı kelimetullah idealiyle geleceğe taşırken, bu geçici dünyada kalıcı izler bırakma düşüncesinde oldular. Sahibi olduğu malın menfaatinin, kişi için bu fani dünyadan göçüp gittikten sonra bile devam etmesi anlamına gelen vakıf düşüncesi mümin olma bilincinin eseriydi.
Köklü bir geleneğe sahip olan Devlet-i Âl-i Osman'ın, kendisine tevarüs eden en kıymetli emanetlerden biriydi “vakıf” ve devlet büyüklerinden halka kadar herkes kendi kudretince sahip çıkmıştı bu kuruma. Bugün bir kısmı yaşayan, tarihin şahitlik ettiği, hayır eserlerine bakıldığında, padişahlar, şehzadeler, sadrazamlar, paşalar gibi hanedan üyesi hanım sultanların da, toplumun hâlihazırdaki bir ihtiyacını karşılamak üzere nitelikli hayır hizmetlerinde bulundukları görülmektedir...." Devamı>>>
Kadıköy Vaizi Fatma Hilal FERŞATOĞLU'un Din ve Hayat dergisinde yayımlanan makalesinin tamamı için Tıklayınız
www.insanveislam.org
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için
tıklayın