• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/insanveislam.org/
  • https://twitter.com/insanuislam











Uzman Vaiz Ahmet Ünal'dan Darbe Konulu Vaaz

Uzman Vaiz Ahmet Ünal'dan Darbe Konulu Vaaz

Yüce Rabbim Vatanımızı, Milletimizi, Ümmet-i Muhammedi her türlü beladan, musibetten, darbeden muhafaza eylesin. Allah’ım daha ilk günden beri vatan hainlerine karlı gelen, canıyla malıyla direnç gösteren siz kıymetli kardeşlerimden razı olsun.

Rabbim inananlar ile inanmayanları ayırt etmiştir, edecektir...

 

وَلِيُمَحِّصَ اللّهُ الَّذِينَ آمَنُواْ وَيَمْحَقَ الْكَافِرِينَ {}

 أَمْ حَسِبْتُمْ أَن تَدْخُلُواْ الْجَنَّةَ وَلَمَّا يَعْلَمِ اللّهُ الَّذِينَ جَاهَدُواْ مِنكُمْ وَيَعْلَمَ الصَّابِرِينَ

 “Bir de Allah, böylece iman edenleri günahlardan arıtmak, inkârcıları ise yok etmek ister. Yoksa Allah içinizden cihat edenleri belli etmeden, sabredenleri ortaya çıkarmadan cennete gireceğinizi mi sandınız?” (Al-i İmran, 3/141-142)

 

عنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ وَالَّذِى نَفْسِى بِيَدِهِ وَدِدْتُ أَنِّى لأُقَاتِلُ فِى سَبِيلِ اللَّهِ فَأُقْتَلُ ثُمَّ أُحْيَا ثُمَّ أُقْتَلُ ، ثُمَّ أُحْيَا ، ثُمَّ أُقْتَلُ ، ثُمَّ أُحْيَا ، ثُمَّ أُقْتَلُ ، ثُمَّ أُحْيَا

Ebû Hüreyre’den nakledildiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Varlığım elinde bulunan Allah’a yemin ederim, istedim ki, Allah yo­lunda savaşıp öldürüleyim ve diriltileyim, öldürüleyim tekrar diriltileyim, sonra öldürülüp diriltileyim, daha sonra tekrar diriltileyim ve öldürüleyim!” (Buhârî, Temennî, 1)

 

İbretle Rabbimizin hikmetlerini şu gün görüyoruz.

Al-i İmran suresi 141. ayette “Bir de Allah, böylece iman edenleri günahlardan arıtmak, inkârcıları ise yok etmek ister.” buyrulmaktadır. Yüce Yaratan iman edenlerle iman etmeyenleri dün ayırt ettiği gibi bugünde birbirinden ayırt ediyor. Artık hiç kimsenin bahanesi kalmamıştır. İnanmayanların ayırt edildiği şu günde herkes inananların yanında yer almak zorundadır. Kur’an-ı Kerimde şöyle buyruluyor.

وَمَا أَصَابَكُمْ يَوْمَ الْتَقَى الْجَمْعَانِ فَبِإِذْنِ اللّهِ وَلِيَعْلَمَ الْمُؤْمِنِينَ {} وَلْيَعْلَمَ الَّذِينَ نَافَقُواْ وَقِيلَ لَهُمْ تَعَالَوْاْ قَاتِلُواْ فِي سَبِيلِ اللّهِ أَوِ ادْفَعُواْ قَالُواْ لَوْ نَعْلَمُ قِتَالاً لاَّتَّبَعْنَاكُمْ هُمْ لِلْكُفْرِ يَوْمَئِذٍ أَقْرَبُ مِنْهُمْ لِلإِيمَانِ يَقُولُونَ بِأَفْوَاهِهِم مَّا لَيْسَ فِي قُلُوبِهِمْ وَاللّهُ أَعْلَمُ بِمَا يَكْتُمُونَ

“İki topluluğun karşılaştığı günde başınıza gelen musibet de Allah'ın izniyledir. Bu da müminleri belirlemesi ve hem de münafıklık yapanları ayırt etmesi içindir. Ve onlara: "Geliniz, Allah yolunda savaşınız veya (hiç olmazsa) savunmaya geçiniz." denilmişti. Onlar ise: "Biz savaşmasını (veya savaş olacağını) bilseydik arkanızdan gelirdik." demişlerdi. Onlar, o gün, imandan çok küfre yakındılar. Kalplerinde olmayanı ağızlarıyla söylüyorlardı. Allah neyi gizlediklerini daha iyi bilendir.” (Al-i İmran, 3/166-167)

DEVAMINI OKU...>>>

2878 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Üye Girişi
Aktif Ziyaretçi17
Bugün Toplam1501
Toplam Ziyaret5020516
MAKALELER
EĞİTİM SUNUMLARI