RIZIK
l. Konunun Plânı
1. Rızık Kavramı
2. Rızkı Veren Allahtır.
3. Helal Rızık Yemenin Önemi
4. Haram Rızıktan Sakınmak
5. Rızık- Tevekkül İlişkisi
6. Helal Rızık- İman İlişkisi
7. Helal Rızkın Duanın Kabulüne Etkisi
8. Rızkın Bereketlenmesine Vesile Olan Ameller
II. Konunun Açılımı ve İşlenişi
Önce rızık kavramı üzerinde dururuz. Sonra, Yüce Allah’ın “ Rezzâk” ismini açıklar, rızkın yalnız O’na isnad edilebileceğini vurgulayarak konumuzu genişletmeye başlarız. Daha sonra şu hususları sırasıyla, açıklamalar yaparak anlatmaya çalışırız:
1- Herkes kendisi için takdir edilen rızkı yer. Bir kimse ne kadar kazanırsa kazansın yiyeceği miktar sınırlıdır. Bu sebeple, bir mümin kazandıklarından ihtiyaç fazlasını ihtiyaç sahiplerine vererek manevî rızık (ahiret azığı) kazanmaya çalışmalıdır.
2- Ahirete inancı olan, hesaba çekileceğinin idraki içinde bulunan bir müminin haram rızık kazanmaya çalışması düşünülemez. Bu büyük bir gaflettir ve iman zafiyetidir.Bu sebeple ahiret inancımızı bir daha gözden geçirmeliyiz.
3- Kulun haram rızık elde etmesine Allah’ın rızası yoktur.
4-“Yeryüzünde hiçbir yürüyen canlı yoktur ki, rızkı Allah’a ait olmasın.” [1] ayetinden anlaşılması gereken mana şudur: Yeryüzünde yaşayan -insan dahil- bütün canlıların rızkını taksim eden ve canlılara ulaşması için vesileler, sebepler yaratan Allah’tır.Canlılar, -avlanmak, çalışmak vs. suretiyle- o sebeplere, vesilelere sarılarak kendileri için takdir edilmiş olan o rızkın peşine düşer ve onu elde eder.Hiç kimse, bu dünyada eline geçenin, sırf kendi kabiliyeti, gücü, ekonomik zekâsı ve girişimci ruhunun neticesi olduğu anlayışına kapılmamalıdır.[2]
5- “Rızkı dilediğine daraltan ve dilediğine genişleten” [3]Yüce Allah, bize şer ve olumsuzluk gibi gelen her olayda imanımızı, sabrımızı ve sebatımızı denemekte; sözümüzde ve amelimizde samimi olup olmadığımızı bizzat kendi kendimize göstermektedir.
6- Allah Tealâ kullarına asla zulmetmez. O’nun, rızkımızdan biraz eksiltmeyle bizi samimiyet testine tabi tutması -hâşâ- asla zulüm olarak vasıflandırılmamalıdır. Eğer olaya böyle bakıyorsak, imtihanın, imanın, ahiret inancının bizim için ne ifade ettiğini yeni baştan gözden geçirmemiz gerekiyor demektir.
“Her nefis ölümü tadacaktır. Sizi bir imtihan olmak üzere şer (gibi gelen şeyler)le ve hayır (gibi gelen şeyler) ile deneriz. (Sonunda) bize döndürüleceksiniz.” [4] ayeti, hayrın ve şerrin olayların bize görünen yüzünden ibaret olmadığını, bize hayır gibi gelen bir şeyin,
Bu vaaz projesi Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmanı Sabri AKPOLAT tarafından hazırlanmıştır.
imtihanı kaybetmemize sebep olarak bizim için zararlı bir sonuca yol açabileceğini; keza bize şer gibi gelen şeylerin de, imtihan şuurunun verdiği sebat ve direnç sonucunda bizim için hayırlı kapılar açılmasına sebep teşkil edeceğini açık bir şekilde ortaya koymaktadır.
7- Duada günah ve haram ile akraba ile ilgiyi kesecek bir husus istenmemelidir.
8- Berekete sebep olan amellerin bazıları şunlardır:
1. Kur’an okumak[5]
2. Takva ve İman [6]
3. Yemekten önce ve sonra elleri yıkamak.[7]
4. Sahur yemeği yemek[8]
5. Hamd ve şükrün çokça yapılması [9]
6. Allaha gerçek anlamda tevekkül etmek[10]
7. Namaz kılmak [11]
8.Selâm vermek.[12] Bu sebeple Kur’an-ı Kerim’de evlere girildiğinde, Allah katından bereket, selâmet ve güzellik dileyerek selâm verilmesi öğütlenmektedir.[13]
9. Ticarette alıcı ve satıcı, dürüst davranarak birbirlerine yalan söylememek ve birbirlerini aldatmamak.[14] Peygamberimiz: “(Sırf malı satabilmek için) yemin etmek, malı tüketir, bereketi yok eder.” Buyurmuşlardır.[15]
10. Yemeği israf etmemek.[16] Aynı maksatla, “Bereket yemeğin sonundadır.” buyurmuşlardır.[17] Ayrıca Peygamberimiz : “Allah bir kimseye yemek nasip ettiği zaman, o kimse (başlamadan önce), ‘Allah’ım! Bize bu yemeği bereketli kıl ve bize bundan daha hayırlı rızık ver.’ Diye dua etsin. Allah bir kimseye süt içmeyi nasip ettiği zaman da o kimse ‘Allah’ım! Bize bu sütü bereketli kıl ve bize daha çok süt ver.’ diye dua etsin. Çünkü sütten başka bütün gıdaları içeren başka bir besin bilmiyorum.” buyurmuştur.[18]
III. Konunun Özet Sunumu
Sözlükte "azık, yenilen, içilen ve faydalanılan şey" anlamına gelen rızk, terim olarak, "Yüce Allah'ın, canlılara yiyip içmek ve yararlanmak için verdiği her şey" diye tanımlanır. Bu tanıma göre rızık, helal olan şeyleri kapsadığı gibi, haram olanları da kapsamaktadır.
Rızık konusunda şu temel prensipler benimsenmiştir:
1. Yegane rızık veren Allah Teala'dır. Kur'an'da, "Yeryüzünde yürüyen her canlının rızkı, yalnızca Allah'ın üzerinedir..."[19] buyurularak, tüm canlıların rızkını verenin Allah olduğu bildirilmiş, bir başka ayette de O'nun, dilediğine bol rızk verip, dilediğinin rızkını ise daralttığı ifade edilmiştir.[20]
2. Rızkı yaratan ve veren Allah Teala'dır. Kul, Allah'ın evrende geçerli tabii kanunlarını gözeterek çalışır, çabalar, sebeplere sarılır ve rızkı kazanmak için tercihlerde bulunur. Allah da onun bu tercihine ve çabasına göre rızkını yaratır. Allah'ın yegane rızık veren olması, tembellik yapmayı, çalışmamayı, yanlış bir tevekkül anlayışına sahip olmayı gerektirmez. Kazanç için, meşru yollardan gerekli girişimde bulunmak kuldan, rızkı yaratmak ise Allah'tandır.
3. Haram olan bir şey, onu kazanan kul için rızık sayılır. Fakat Allah'ın haram olan rızkı, kulun kazanmasına rızası yoktur. Bir ayette, "Artık Allah'ın size verdigi rızıktan helal ve temiz olarak yiyin..."[21] buyurularak, helal yenilmesi emredilmiş, haram yasaklanmıştır.
4. Herkes kendi rızkını yer. Bir kimse başkasının rızkını yiyemeyeceği gibi, başka biri de onun rızkını yiyemez.
IV: Konu İşlenirken Başvurulacak Bazı Ayetler
وَمَا مِن دَآبَّةٍ فِي الأَرْضِ إِلاَّ عَلَى اللّهِ رِزْقُهَا وَيَعْلَمُ مُسْتَقَرَّهَا وَمُسْتَوْدَعَهَا كُلٌّ فِي كِتَابٍ مُّبِينٍ[22]
وَظَلَّلْنَا عَلَيْكُمُ الْغَمَامَ وَأَنزَلْنَا عَلَيْكُمُ الْمَنَّ وَالسَّلْوَى كُلُواْ مِن طَيِّبَاتِ مَا رَزَقْنَاكُمْ وَمَا ظَلَمُونَا وَلَـكِن كَانُواْ أَنفُسَهُمْ يَظْلِمُونَ [23]
إِنَّ اللَّهَ هُوَ الرَّزَّاقُ ذُو الْقُوَّةِ الْمَتِينُ
[24]
Bakara,2/172,212,254; Âl-i İmrân,3/27,37; Mâide,5/88,114; En’am,6/142,151; Araf,7/160;Yunus,10/31,59;Hûd,1188;Ra’d,13/26;14/37;Hıcr,15/20;Nahl,16/71-72,114;İsra,17/30-31,70;Tâhâ20/131-132;Nûr,24/38;Kasas,28/57,82;Ankebût,29/16-17,60,62;Rûm,30/23,37,40,46;Sebe’,34/24,36,39;Yâsîn,36/47;Mü’min,40/64;Câsiye,45/12;Zâriyât,51/22-23,56-58;Cum’a,62/9-10;Talâk,65/ 2-3; Mülk,67/15,21;Müzzemmil,73/7,20
V. Konu İşlenirken Başvurulacak Bazı Hadisler
وَلو تَوَكَلْتُم على اللّه حق توكله، لرزقكم كَمَا يَرزُقُ الطَيْر، تَغْدُو خِمَاصاً وتروحُ بِطَاناً
"Siz Allah'a hakkıyla tevekkül edebilseydiniz, sizleri de, kuşları rızıklandırdığı gibi rızıklandırırdı: Sabahleyin aç çıkar, akşama tok dönerdiniz."[25]
قَالَ مَا أَكَلَ أَحَدٌ طَعَامًا قَطُّ خَيْرًا مِنْ أَنْ يَأْكُلَ مِنْ عَمَلِ يَدِهِ وَإِنَّ نَبِيَّ اللَّهِ دَاوُدَ عَلَيْهِ السَّلَام كَانَ يَأْكُلُ مِنْ عَمَلِ يَدِه
ِ
"(Adem oğullarından) hiç kimse elinin emeğinden daha hayırlı bir taamı asla yememiştir. Allah'ın peygamberi Dâvud aleyhisselâm elinin emeğini yerdi." [26]
عن أبي هريرة رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: قَالَ رَسُولُ اللّهِ : يَا أيُّهَا النّاسُ إنَّ اللّهَ تعالى طَيِّبٌ، َ يَقْبَلُ إلا طَيِّباً. وإنّ اللّهَ تَعالى أمَرَ الْمُؤمِنِينَ بِمَا أمَرَ بِهِ الْمُرْسَلِينَ. فقَالَ تَعالى: يَا أيُّهَا الرُّسُلُ كُلُوا مِنَ الطَّيِّبَاتِ وَاعْمَلُوا صَالِحاً. وَقَالَ تَعالى: يَا أيُّهَا الّذِينَ آمَنُوا كُلُوا مِنْ طَيِّبَاتِ مَا رَزَقْنَاكُمْ. ثُمَّ ذكَرَ الرَّجُلَ يُطِيلُ السَّفَرَ أشْعَثَ أغْبَرَ، يَمُدُّ يَدَيْهِ الى السّمَاءِ: يَا رَبِّ، يَا رَبِّ، وَمَطْعَمُهُ حَرَامٌ، وَمَشْرَبُهُ حَرَامٌ، وَمَلْبَسُهُ حَرَامٌ، وغَذِيَ بِالْحَرَامِ فأنّى يُسْتَجَابَ لذلِكَ .
Hz. Ebu Hureyre (r.a) anlatıyor: "Resulullah (a.s) (bir gün) şöyle hitap ettiler: "Ey insanlar! Allah Teala tayyibtir, tayyibten başka bir şey kabul etmez. Allah'ın mü'minlere emrettiği şeyler, peygambere emretmiş olduklarının aynısıdır. Nitekim Allah Teala (peygamberlere):"Ey Peygamberler, temiz olanlardan yiyin de salih amel işleyin" (Mü'minun,23/ 51) emretmiş, mü'minlere de:"Ey iman edenler, size rızık olarak verdiklerimizin temizlerinden yiyin" (Bakara,2/172) diye emirde bulunmuştur."Sonra seferi uzatıp, saçı başı dağınık, toztoprak içinde kalan ve elini semaya kaldırıp: "Ey Rabbim, ey Rabbim" diye dua eden bir yolcuyu zikredip, dedi ki:"Bu yolcunun yediği haram, içtiği haram, giydiği haramdır ve (netice itibariyle) haramla beslenmektedir. Peki böyle bir kimsenin duasına nasıl icabet edilir?" buyurdular." [27]
عن أبي المتوكل عن أبي سعيد:
-أن النبي صلى الله عليه وسلم قال ما من مسلم يدعو بدعوة ليس فيها إثم ولا قطيعة رحم إلا أعطاه الله بها إحدى ثلاث إما أن تعجل له دعوته وإما أن يدخرها له في الآخرة وإما أن يصرف عنه من السوء مثلها قالوا إذا نكثر قال الله أكثر.
Ebü’l Mütevekkil’in Ebu Saîd el- Hudrî’den rivayet ettiğine göre Nebi (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:” Yeryüzünde bir müslüman Allah’tan bir şey dilerse, günah bir şey istemediği veya akrabası ile ilgisini kesmeyi arzu etmediği sürece Allah ona üç şeyden birini verir: Ya dileğini hemen yerine getirir veya ahirete saklar ya da ona vereceği şey kadar bir kötülüğü kendisinden giderir.” Orada bulunanlardan biri:
- O takdirde biz Allah’tan çok şey isteriz, deyince, Hz. Peygamber (a.s):
- “Allah’ın lütfu dilediğinizden daha çoktur” buyurdu. [28]
VI. Rızıkla İlgili Özlü sözler
“ Eğer Ademoğlunun gönlü rızka olduğu kadar, rızkı verene de bağlı olsaydı, makamda melekleri geçerdi.”
“Gizli ve kendini bilmez bir nutfe halindeyken dahi Allah seni unutmadı. Sana ruh, akıl, idrâk, güzellik, söz, tedbir, fikir ve zeka verdi. Omuzlarına iki pazu yerleştirdi, eline on tane parmak dizdi. A himmetsiz, şimdi mi rızkını unutacak sanıyorsun.”[29]
VII. Yararlanılabilecek Bazı Kaynaklar
TDV.İslam Ansiklopedisi “Bereket” “ İman” maddeleri
İslam Ansiklopedisi,”Rızık” maddesi
Tevekkül ve Rızık, Yakup Üstün, Diyanet İlmi Dergi, c.10,sayı.114-115, s.414,yıl.1971.
Kelam, Şerafettin Gölcük, Süleyman Toprak, Konya,1991,s.252-254
Nurettin Sâbunî, Matüridiyye Akaidi,terc. Bekir Topaloğlu, Ankara,1979
Rızık Anahtarları ve Tevekkül, Mustafa Utku,İstanbul,2001
Kaza-Kader:Hayır,Şer,Rızık,Ecel ve Tevekkül, M. Kenan ÇIĞMAN,Ankara,t.y.
[1] Hud,11/6
[2].Hicr15/19-21
[3] Bakara,2/245
[4] Enbiya21/35
[5] En’am,6/ 92
[6] Araf, 7/96
[7] Ebû Davud, Et’ıme, 11(IV,136)
[8] Buhari, Savm,20 (II,232)
[9] İbrahim,14/ 7
[10] Tirmizi,Zühd,33 (IV,573)
[11] Tâ Hâ,20/132
[12] Muvatta, Selâm, 2 (II,959)
[13] Nur, 24/61
[14] Buhari, Büyu’, 19 (III,2)
[15] Buhari, Büyu’ 26 (III,12)
[16] Müslim, Eşribe, 133-135 (II,1606)
[17] Ahmed b. Hanbel,Müsned,l I/293
[18] İbn Mace, Et’ıme, 35 (II,1103)
[19] Hud 11/6
[20] Şüra 42/12
[21] Nahl 16/114
[22]Hud,11/6
[23] Bakara,2/57
[24] Zariyat,51/58
[25] Tirmizî, Zühd, 33, (IV,573)
[26] Buhârî, Büyû,15 (III,9)
[27] Müslim, Zekat, 65, (I,703)
[28] Ahmed b. Hanbel,Müsned, III,18
[29] Şeyh Sadî, Gülistan, s.248-249