İSLAM’DA AHLAKİ VECİBELER[1]
A- Ahlak Kavramı
B- Ahlakın Çeşitleri, Önemi ve Arınmaya Etkisi
C- Kur’an’ın Ahlaka Bakışı
D- Hadislerde ve Sünnette Ahlak
E- Kötü Ahlakın Zararları
F- Ahlaki Vecibeler
1. İlahi Vecibeler
2. Şahsa ait Görevler
3. Ailevi Görevler
4. Toplumsal Görevler
5. İslam’da Beşeri Münasebetler (Adab-ı Muaşeret)
6. Güzel ve Çirkin Huylar
Konuya ahlak kavramı açıklanarak başlanır. Daha sonra ilgili ayet-i kerimeler ve hadislerle ahlakın dini açıdan izahına gidilir. Ahlakın nevileri, önemi, manevi yönden nefsi arındırmada etkisi anlatılır. İslam Dininin mahza güzel ahlak olduğu üzerinde durularak, Hz. Peygamber’in gönderilme misyonunun güzel ahlakı tamamlamak ve en güzel örnek olduğu vurgulanır. Vaazın gelişme bölümünde kötü ahlakın zararları, ahlaki vecibelerin neler olduğu, toplumun huzuru ve bekası için bu vecibelere riayetin önemi, ibadet- ahlak münasebeti anlatılır. Güzel ve çirkin huylar kısaca açıklandıktan sonra genel bir değerlendirme ve özet yapılır.
Sözlükte huy, seciye, tabiat, mizaç, karakter gibi anlamlara gelen hulk veya huluk kelimesinin çoğuludur. İnsanın fiziki yapısı için çoğunlukla halk, manevi yapısı için ise hulk kelimesi kullanılmaktadır. Bir terim olarak ise “insanın iyi veya kötü olarak nitelendirilmesine sebep olan mânevi vasıfları, huyları ve bunların etkisiyle ortaya koyduğu iradeli davranışlarının bütününe” verilen addır. Ayrıca bu konuları inceleyen bilim dalına da ahlâk adı verilir. Ahlak özellikleri güzel ve çirkin huylar olarak iki kısma ayrılır. Ahlakın dinle çok yakın münasebeti vardır. Hak dine bağlanan ve dayanan, bu itibarla ilahi bir mana taşıyan ahlak müessesesi, insanın
manevi ihtiyaçlarını karşılar ve yücelmesini sağlar. Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de Peygamberimizin en güzel ahlak üzere bulunduğunu bildirmektedir
Kur'an-ı Kerim' de insan davranışlarına hakim olan belirgin görünümler hakkında bilgi verilir ve değerlendirmelerde bulunulur. Özellikle yüksek ahlakdeğerlerini gerçekleştirme doğrultusunda, özünde saklı bulunan insani varlık nitelikleri uyandırılmaya çalışılır. İnsanlar bencil davranışlardan alıkonulmak üzere uyarılır. Kur'an-ı Kerim’de ahlaki vecibeler hususunda temel alınması üzerinde durulan nokta “Allah’ın hoşnutluğunun kazanılması” esasıdır. Hz. Peygamber’in ve bütün inananların dar ve geniş anlamdaki bütün kulluk eylemleri, hayati faaliyetleri Allah içindir.
Kaynağını Kur'an-ı Kerim'den alan ahlak ilkeleri toplumdan topluma, çağdan çağa özü değişmeden çeşitli isimlerle karşımıza çıkar. Kur'an-ı Kerim'de ana ahlaki vecibelerden bazıları İsra Suresi 22-37. ayetlerde özet olarak şu şekilde sıralanmıştır:
1- Allah'tan başkasını ilah edinme, O'ndan başkasına tapma.
2- Anana, babana iyilikte bulun ve iyi davran.
3- Akrabaya, yoksula, yolda kalana hakkını ver.
4- Harcamalarında orta yolu tut, saçıp savurma.
5- Geçim kaygısı, yoksulluk korkusuyla çocuklarını öldürme.
6- Zinaya yaklaşma! Çünkü o iğrenç bir iştir.
7- Allah’ın saygın kıldığı cana kıyma, onu öldürme.
8- Yetimin malına iyilik dışında yaklaşma.
9- Verdiğin sözü yerine getir.
10- Ölçü ve tartıda hile yapma.
11- Hakkında kesin bilgin olmayan şeye uyma.
12 -Yeryüzünde böbürlenerek yürüme.
قُلْ إِنَّ صَلَاتِي وَنُسُكِي وَمَحْيَاي وَمَمَاتِي لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ
لَا شَرِيكَ لَهُ وَبِذَلِكَ أُمِرْتُ وَأَنَا أَوَّلُ الْمُسْلِمِينَ
" Ey Muhammed! De ki: “Şüphesiz benim namazım da, diğer ibadetlerim de, yaşamam da, ölümüm de âlemlerin Rabbi Allah içindir.”2
Kur'an'da bildirilen ahlak değerleri evrensel olup bütün insanlığa hitap eder.
يَاأَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا كُونُوا قَوَّامِينَ لِلَّهِ شُهَدَاءَ بِالْقِسْطِ وَلَا يَجْرِمَنَّكُمْ شَنَآنُ قَوْمٍ عَلَى أَلَّا تَعْدِلُوا اعْدِلُوا هُوَ أَقْرَبُ لِلتَّقْوَى وَاتَّقُوا اللَّهَ إِنَّ اللَّهَ خَبِيرٌ بِمَا تَعْمَلُونَ
" Ey iman edenler! Allah için hakkı titizlikle ayakta tutan, adalet ile şahitlik eden kimseler olun. Bir topluma olan kininiz sizi adaletsizliğe itmesin. Adil olun. Bu, Allah’a karşı gelmekten sakınmaya daha yakındır. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.”3
Ahlaki vecibelere riayetin karşılığı olarak uhrevi mükafat vaat edilmiştir.4
عن أبي الدَّرداء:ِ أنَّ النَّبيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيهِ وسَلَّم قال: مَا مِنْ شئ أثْقَلُ في مِيزَانِ المُؤمِنِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ مِنْ خُلُقٍ حَسَنٍ، وَإنَّ اللّهَ تَعالى ليُبْغِضُ الفَاحِشَ الْبَذِئَ َ
Ebu’d-Derda’(r.a.)’dan; Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Kıyamet gününde (ameller tartılırken) müminin mizanında güzel ahlaktan daha ağır (gelecek) bir şey yoktur.Şüphesiz ki Allah Teala, kötü huylu, çirkin sözlü kimseleri sevmez” 5
عن أبي ذَرٍّ قال:قال لي رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيهِ وسَلَّم: اتَّقِ اللهَ حيثُ ما كُنتَ وأتبعِ السَّيِّئةَ الحسَنَةَ تمحُها وخالِقِ النَّاسَ بخلُقٍ حسنٍ .
Ebu Zer(r.a.)’den Rasulullah (s.a.v.) bana şöyle buyurdu:
“Nerede olursanız olun, Allah’a karşı gelmekten sakının ve kötülüğün peşinden hemen iyiliği yetiştirin ki, onu silip yok etsin. Ayrıca insanlarla güzelce geçinin.”6
عن معاذ بن جبل رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ قال: قالَ رسولُ اللّهِ : يَا مُعَاذ، أحْسِنْ خُلُقَكَ لِلنَّاسِ.
Hz. Muâz İbnu Cebel (r.a.) anlatıyor: "Resûlullah (s.a.v.) bana: "Ey Muâz, insanlara karşı iyi ahlâklı ol!" dedi." 7
عن عائشة رحمها اللّه قالت:
سمعت رسول اللّه صلى اللّه عليه وسلم يقول: "إن المؤمن ليدرك بحسن خلقه درجة الصاائم القائم".
Aişe (r.a.) dan Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“ Mümin güzel ahlak sahibi olmakla gündüz oruç tutan ve gece namaz kılan kimse gibi ecir ve mükafat elde eder.” 8
عن سالم، عن أبيه،أن النبي صلى اللّه عليه وسلم قال: "المسلم أخو المسلم، لا يظلمه ولا يسلمه؛ من كان في حاجة أخيه فإِن اللّه في حاجته، ومن فرج عن مسلمٍ كربةً فرج اللّه عنه بها كربةً من كرب يوم القيامة، ومن ستر مسلماً ستره اللّه يوم القيامة".
Salim (r.a.) ın babasından Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu:
„Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu (düşmanına) teslim etmez. Kim, (mümin) kardeşinin bir ihtiyacını giderirse Allah da onun bir ihtiyacını giderir. Kim müslümanı bir sıkıntıdan kurtarırsa, bu sebeple Allah da onu kıyamet günü sıkıntılarının birinden kurtarır. Kim bir müslümanı(n kusurunu) örterse, Allah da Kıyamet günü onu(n kusurunu) örter.“ 9
وعن جابر رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ قال: ]قال رسولُ اللّهِ : إنَّ
مِنْ أحَبِّكُمْ إلىَّ وَأقْربِكُمْ مِنِّى مَجْلِساً يَوْمَ القِيَامَةِ أحَاسِنُكُمْ أخْقاً وَإنَّ أبْغَضَكُمْ إلىَّ وَأبْعَدَكُمْ مِنِّى مَجْلِساً يَوْمَ الْقِيَامَةِ الثَّرثَارُونَ وَالمتَشَدِّقُونَ وَالمُتَفَيْهِقُونَ. قالُوا: يَا رسولَ
اللّهِ، مَا المُتَفَيْهقُونَ؟ قال: المُتَكَبِّرُونَ
Hz. Câbir (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (s.a.v.) buyurdular ki: "Bana en sevgili olanınız, kıyamet günü de bana mevkice en yakın bulunacak olanınız, ahlâkça en güzel olanlarınızdır. Bana en menfur olanınız, kıyamet günü de mevkice benden en uzak bulunacak olanınız, gevezeler, boşboğazlar ve yüksekten atanlardır." (Cemaatte bulunan bâzıları): "Ey Allah'ın Resûlü! Yüksekten atanlar kimlerdir?" diye sordular. "Onlar mütekebbir (büyüklük taslayan) kimselerdir!" cevabını verdi." 10
وعن النوّاس بن سمعان رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ قال:سَأَلْتُ رسولَ اللّهِ عَنِ الِبرِّّ وَا“ثْمِ، فقَالَ: البِرُّ حُسْنُ الخُلُقِ، وَا“ثْمُ: مَا حَاكَ في صَدْرِكَ وَكَرِهْتَ أنْ يَطَّلِعَ عَلَيْهِ النَّاسُ.
Nevvâs İbnu Sem'an (r.a.) anlatıyor: "Resûlullah (s.a.v.)'a iyilik (birr) ve günah hakkında sordum. Bana şu cevabı verdi: "İyilik (birr), güzel ahlâktır. Günah da içini rahatsız eden ve başkasının muttali olmasından korktuğun şeydir." 11
İslâm ahlâkının kaynağı Kur’an ve sünnettir. Bu iki kaynak dînî ve dünyevî hayatın genel çerçevesini çizmiş, ameli kurallarını ortaya koymuş, başta fakihler ve muhaddisler olmak üzere kelamcılar, mutasavvıflar ve filozoflar tarafından geliştirilen ahlâk anlayışının temellerini oluşturmuştur. Allah insanı en güzel bir biçimde (kıvamda) yaratmış, ona kendi ruhundan üflemiştir. Bu sebepledir ki, Allâh’ın emriyle melekler, insanlığın atası olan Hz. Adem (a.s) karşısında saygı ile eğilmişlerdir.
Hadislerden genel olarak çıkarılabilecek ahlaki vecibeler şu şekilde özetlenebilir: Kendisi için istediğini başkası için de istemek, kendisi için arzulamadığını başkaları için de arzulamamak, Olduğu gibi görünmek ya da göründüğü gibi olmak, Küçüklere sevgi büyüklere saygı, Affetmek, hoşgörülü davranmak, başkalarının kusurlarını araştırmamak, Öfkeye hakim olmak, Sözünde durmak, ahde vefa göstermek, Doğruluk ve dürüstlükten taviz vermemek, Güvenilir olmak, Kibirden gururdan sakınmak mütevazî olmak, Cimrilikten, tamahtan uzak durmak,cömert olmak, Her hususta sabırlı olmak, Asla adaletten ayrılmamak, Maddi ve manevi temizliğe riayet etmek, Allah’ın kendisine verdiği sağlığına ve sıhhatine çok dikkat etmek, Boş vakitlerini hayırlı işlerde değerlendirmektir.
Ali-İmran, 3/103-104 ; Şuara, 26/137; Kalem, 68/4; Tin, 95/4; Hicr, 15/29; Bakara, 2/165,169-170-171; Enbiya, 21/107; Furkan, 25/43; Casiye, 45/23; İbrahim, 14/7; Maide,5/119; Tevbe, 9/72; Ahzab,33/21;
Hadid, 57/27; Hucurat, 49/7,14; Kalem,68/4; Tîn, 95/4; Hicr, 15/29; Şems, 91/9-10
Buhârî, Mezâlim, 3; İman, 2/4;7 Ebu Davud, Edeb,46; Riyazu’s-Salihin Tercemesi, M.Yaşar Kandemir v.d. Erkam Yay.İst.2004, II/331,III/448,555 Ankara, 1976, Diyanet İslam Ansiklopedisi, Ahlak Mad. II/1-9 Buhari, Kitabu’l-İman,6-7 ;Edeb, 29; Müslim, İman, 17; Ebu Davud, Edep, 1-58; Tirmizi, Birr,61;Özet Olarak İslam,13 Diyanet İşleri Başkanlığı, Web Kütüphanesi
[1] Bu vaaz projesi Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmanı Bahattin AKBAŞ tarafından hazırlanmıştır.
2 Enam, 6/162
3 Maide,5/8
4 el-Kasas,28/83-84; Taha, 20/15; Gafir, 40/17; Casiye, 45/27
5 Tirmizi, Birr, 25/62, (IV,362)
6 Tirmizi, Birr, 25/55, (IV,355); Darimi, Rikak, 20/74, (II,629)
7 Muvatta, Hüsnü'l-Hulk ,1, (II,902)
8 Ebu Davud, Edeb,40/7, (V,149)
9 Müslim, Birr, 45/58, (III,1996)
10 Tirmizî, Birr,25/77, (IV,370)
11 Müslim, Birr,45/ 15, (III,1980)