Bir kimse birden çok yemini bozarsa, her bir yemin için ayrı ayrı mı yoksa hepsi için bir keffaret mi ödemelidir?
Birden çok yemin edip sonra da bozmanın, çeşitli şekilleri vardır:
a) İster peş peşe olsun isterse farklı zamanlarda, birden çok yemin edilerek, her bir yeminde diğerinden farklı bir işin yapılması veya yapılmamasından söz edilmesi durumunda, fıkıh bilginlerinin çoğunluğuna göre her bir yeminin ihlalinden dolayı ayrı ayrı keffâret gerekir. Mesela, “Vallahi (Allah’a yemin ederim ki) şu kimsenin evine girmeyeceğim”, “Vallahi onunla konuşmayacağım” şeklinde söylenen sözlerin her biri ayrı birer yemindir. Yemin bozulup söz konusu kişinin evine girilmesiyle ayrı bir keffâret, o kişiyle konuşmakla başka bir keffâret gerekir.
Bu durumda bir keffâretin yeterli olacağı şeklindeki bir görüş, Ahmed b. Hanbel’e ve İmam Muhammed’e nispet edilmiş, bazı fıkıh kitaplarında ve ilmihallerde de yer almışsa da (İbn Âbidîn, Reddu’l-muhtâr, V, 486) bu nakil, başta erken dönem kaynakları olmak üzere diğer Hanefî kaynaklarında yer almayan ve sıhhatinde bazı kuşkular bulunan bir nakildir. Din İşleri Yüksek Kurulu da 28. 05. 1952 tarihinde, böyle bir yeminin bozulması durumda her bir yemin için ayrı keffaret ödeneceği yönünde fetva vermiştir.
b) Bir yemin cümlesinde, adına yemin edilen Allah Teâlâ’nın ismi bir defa zikredilmekle beraber, yapılması veya yapılmaması söz konusu edinilen işler sayıca birden fazla olursa, bunların hepsi birden ihlal edilse bile bir keffâret yeterlidir. Mesela, “VAllahi şunu yemeyeceğim, şunu içmeyeceğim” diyen kimse, hem yiyerek hem de içerek verdiği söze aykırı davranırsa, sadece bir keffâret gerekir.
c) Bir yemin cümlesinin tamamı birden fazla mesela, “VAllahi şu işi yapmayacağım, “VAllahi şu işi yapmayacağım” şeklinde tekrar edilir ve sonra da bu yemin bozulursa; Hanefî mezhebinde kabul gören görüşe göre, ne kadar tekrar edildiyse o kadar sayıda keffâret gerekir. Böyle bir yemin tekrarının aynı zaman ve ortamda veya farklı zaman ve ortamlarda yapılması hükmü değiştirmez.
Malikî, Şâfiî ve Hanbelî mezheplerinde kabul gören görüşlere göre ve bazı Hanefilere göre ise bir keffâret yeterlidir.