• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/insanveislam.org/
  • https://twitter.com/insanuislam











İnsan Tabiat Gibidir Sarsılır

İNSAN TABİAT GİBİDİR SARSILIR

Hiç deprem yaşadınız mı? Yaşadıysanız bilirsiniz koca koca binaların rükûa gider gibi eğilip doğrulduklarını. Koca binaların bir o yana bir bu yana nasıl da savrulduğunu görmüşsünüzdür. Öyle binalar vardır ki, sarsıntıya maruz kaldığında bina haysiyetinden uzaklaşır. Gözünüzün önünden sıyrılır gider. Gözlerinizin önünde büyük bir enkaz yığınına dönüşür. Böyledir işte sanki daha önce orada hiç bina yokmuş gibi kaybolur gider. Öyle binalarda vardır ki; sarsıntı karşısında duruşunu bozmayan, savrulmayan, bina olma vakarıyla dimdik dururlar. Pek tabi ki bu ikisi aynı değildir.sarsıntılar insanda toplumda büyük tedirginlikler yaşatır. Kalıcı travmalara sebep olur. Deprem, binaları sarstığı gibi insanları da silkeler. İnsanların gündemi değişir. Depreme dayanıklı bina yapmanın çarelerine başvurulur. Şunu öncelikle belirtmiş olalım ki; bir yapının depreme dayanıklı olması için şu beş merhale uygulanmalıdır.

1. Demirin Ölçülerine Riayet: Demir deyip geçmeyin. Onunda taşıyabileceği miktar var. Demirin taşıyacağı yük sağlamlığı, kalitesi ve miktarı kadardır. Birde hangi alanda kullanılacaksa o alana uygun kıvamda olması gerekir.

2. Çimentonun, Tuğlanın Ölçülerine Riayet:

Kullanılacak tuğla belli kalite de ve sağlamlıkta olmalı. İçi boş bir yanı kırık tuğladan depreme dayanıklı düzgün bina üretmek mümkün değildi. Kullanılan kumun kalitesi de önemlidir. Ayrıca tuğlaları birbirine tutturacak harcın kıvamı da çok önemlidir. Harcın kıvamı yoksa duvar patır patır dökülür ilk sarsıntıda.

3. Sağlıklı Bir Zemin Araştırması:

Zemin sağlam olmalı. Zemin sağlam değilse en kaliteli malzemeyi kullansanız da sağlam yapı üretemezsiniz. Ürettiğiniz yapılar depremin hışmına uğrar. Depreme onu yakasından tutuğu gibi yere çalar.

4. Ustaca Tasarlanmış Bir Projeye İhtiyaç Var:

Eldeki tüm malzemenin uyumlu ve belli bir ahenk içinde olması gerekir. Duvarları üst üstü oturmayan bir bina tasavvur edilebilir mi? Kolonları birbirine bağlanmayan, birbirinden kopuk bir yapı mı olur? Temeli ile yüksekliği arasında uyumun olmaması kabul edilebilir mi? Uyum ve insicamı tutturulamamış bir bina ilk sarsıntıda yere kapaklanacaktır.

5. Sağlam Yapılar İyi Bir Ustanın Elinden Çıkar.

Malzemeniz ne kadar sağlam olursa olsun mahir bir ustanın elinde değilse o malzemeden iyi ürün çıkmaz. Her malzemeyi yerli yerine ustaca koyacak ve ana planın dışına çıkmayacak maharetli eller... Bu zorunludur.

Binaların sınav alanı depremlerdir. Tabi afetlerdir. Allah bizi milletimizi bu gibi afetlerden korusun. Bu imtihanla yüzleşen yapılardan bazıları ilk darbede dökülenler. Ayakta kalmaya direnenler enkaz yığınına dönüşenler hala ayakta dimdik kalıp yaşayanlar vardır.

Ve İnsan..
İnsanında Depremi Vardır.

İnsan, evrenin en mükerrem varlığıdır. Bir bakıma evren, onun hizmetine sunulmuştur

اَلَمْ تَرَوْا اَنَّ اللّٰهَ سَخَّرَ لَكُمْ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَمَا فِي الْاَرْضِ وَاَسْبَغَ عَلَيْكُمْ نِعَمَهُ ظَاهِرَةً وَبَاطِنَةًۜ

Göklerde, yerde ne varsa hepsini Allah'ın sizin hizmetinize verdiğini ve açıkça yahut gizlice üzerinizdeki nimetlerini tamamladığını görmediniz mi? Lokman, 20.

İnsan binalardan daha hareketli ve daha hararetli sınavlarla yüz yüzedir. İnsanın yaşadığı düzlem böyledir. Aldığı her solukta verdiği her nefeste bir sınavdan geçiyor. Ağzına aldığı her söz, söylemesi gerekirken sakladığı her kelam onun için yeni bir sınavdır. Attığı her adım uzattığı her el yeni bir sınavdır. Oturduğu her koltuk attığı her imza yeni bir sınav alanıdır. Öğrendiği her ilim kazandığı her servet bir imtihandır. Gözün bakışı kalbin atışı yüreğin çarpışı her biri insanı sarsan sınavlardır. Hâsılı yaşıyor olmak büyük bir imtihandır.

İşte insan bu sınavların arasında nasıl edecekte yıkılmayacak ayakta kalacak. Nasıl olacakta enkaz yığınına dönmeyecek. İnsanın bir kıvamı olmalı depremlere dayanacak türden. Bu kıvamı nasıl elde edecek insan. Allah ölçüsüz bir şey yaratmamıştır. Evren insanın hizmetine sunulmuşsa bu sınavı kaldıracak kıvamı insan yakalayabilir.

Yerin göğün ölçüsü var. Dağın taşın, ağacın yaprağın, ekinin tohumun, derenin tepenin, toprağın suyun, elmanın çileğin, cevizin karpuzun, balığın martının hepsinin bir ölçüsü var. Bu ölçüler korunmalıdır. Aksi halde bedeli, insana ağır olur. Ve bedelini mutlaka ödetir. Güneşin ölçüsü, dünyadan, dünyanın ölçüsü insandan bağımsız değildir. Güneşin ölçüsü bozulursa insanı bozarsınız. Denizi kirletirseniz balıkların ölçüsünü bozarsınız. Böylece balığın kıyametini hazırlamış olursunuz. Ormanı yok ederseniz toprağın kıyametini hazırlarsınız. Kuşların böceklerin kıyameti onların doğal yaşam alanlarının tahrip edilmesiyle hızlanır.

Evrenin tam orta yerine konumlanan insanın belli bir ölçüsü olmaz mı? Olmasın mı? Ve bu ölçüler bozulunca insanın kıyameti hazırlanmış sayılmaz mı?

وَالسَّمَاء رَفَعَهَا وَوَضَعَ الْمِيزَانَ

Göğü Allah yükseltti ve mîzanı (dengeyi) O koydu.

أَلَّا تَطْغَوْا فِي الْمِيزَانِ


1. Ölçülü Olun

وَأَقِيمُوا الْوَزْنَ بِالْقِسْطِ وَلَا تُخْسِرُوا الْمِيزَانَ
Ölçüyü adaletle ikâme edin."ve eksik tartmayın.

Birinci Ölçü: Kulluk
يَٓا اَيُّهَا النَّاسُ اعْبُدُوا رَبَّكُمُ الَّذ۪ي خَلَقَكُمْ وَالَّذ۪ينَ مِنْ قَبْلِكُمْ لَعَلَّكُمْ تَتَّقُونَۙ :
Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize ibadet edin ki, Allah'a karşı gelmekten sakınasınız. Bakara,21

İkinci ölçü: Şahsiyet
Adamı adam edecek ilahi öğretiyle gergef gergef işlenmiş islam ahlakıyla örülmüş bir kişilik.
قُلْ كُلٌّ يَعْمَلُ عَلَى شَاكِلَتِهِ فَرَبُّكُمْ أَعْلَمُ بِمَنْ هُوَ أَهْدَى سَبِيلاً
De ki; "Herkes kendi yaratılışına (tabiatına) göre hareket eder."
İnsan ahseni takvim ile esfele safilin çizgisi arasında gider gelir. Ya var oluşuna uygun izzetli bir çizgiyi tutturur ya da enkaz yığınına dönüşür. Ya insanlığın zirvesine tırmanır ya da kuranın ifadesiyle belhum edal çukuruna savrulur.

Üçüncü Ölçü: Selim Kalp
يَوْمَ لَا يَنْفَعُ مَالٌ وَلَا بَنُونَۙ
"O gün ki ne mal fayda verir ne oğullar!" şuara, 88.
اِلَّا مَنْ اَتَى اللّٰهَ بِقَلْبٍ سَل۪يمٍ
"Allah'a arınmış bir kalp ile gelen başka." Şuara, 89
Ya selim kalp sahibi olmak yada kangirene dönüşmüş enkaz yığınına benzemiş bir kalp sahibi olmak.

Dördüncü Ölçü: Kendi Tercihinin Kurbanısın
اَفَمَنْ كَانَ مُؤْمِناً كَمَنْ كَانَ فَاسِقاًۜ لَا يَسْتَوُ۫نَ
Hiç mü'min fasık gibi olur mu? Bunlar (elbette) eşit olmazlar. Secde, 18
لَا يَسْتَـو۪ٓي اَصْحَابُ النَّارِ وَاَصْحَابُ الْجَنَّةِۜ اَصْحَابُ الْجَنَّةِ هُمُ الْـفَٓائِزُونَ
Cehennemliklerle cennetlikler bir olmaz. Cennetlikler kurtuluşa erenlerin ta kendileridir. Haşr, 20
وَاِذَا مَسَّ الْاِنْسَانَ ضُرٌّ دَعَا رَبَّهُ مُن۪يباً اِلَيْهِ ثُمَّ اِذَا خَوَّلَهُ نِعْمَةً مِنْهُ نَسِيَ مَا كَانَ يَدْعُٓوا اِلَيْهِ مِنْ قَبْلُ وَجَعَلَ لِلّٰهِ اَنْدَاداً لِيُضِلَّ عَنْ سَب۪يلِه۪ۜ قُلْ تَمَتَّعْ بِكُفْرِكَ قَل۪يلاًۗ اِنَّكَ مِنْ اَصْحَابِ النَّارِ
İnsana bir zarar dokunduğu zaman Rabbine yönelerek O'na yalvarır. Sonra kendi tarafından ona bir nimet verdiği zaman daha önce ona yalvardığını unutur ve Allah'ın yolundan saptırmak için O'na eşler koşar. De ki: "Küfrünle az bir süre yaşayıp geçin! Şüphesiz sen cehennemliklerdensin." Zümer, 8
اَمَّنْ هُوَ قَانِتٌ اٰنَٓاءَ الَّيْلِ سَاجِداً وَقَٓائِماً يَحْذَرُ الْاٰخِرَةَ وَيَرْجُوا رَحْمَةَ رَبِّه۪ۜ قُلْ هَلْ يَسْتَوِي الَّذ۪ينَ يَعْلَمُونَ وَالَّذ۪ينَ لَا يَعْلَمُونَۜ اِنَّمَا يَتَذَكَّرُ اُو۬لُوا الْاَلْبَابِ
(Böyle bir kimse mi Allah katında makbuldür,) yoksa gece vakitlerinde, secde halinde ve ayakta, ahiretten korkarak ve Rabbinin rahmetini umarak itaat ve kulluk eden mi? De ki: "Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?" Ancak akıl sahipleri öğüt alırlar. Zümer, 9

Ya zina edenle etmeyen?
Ya içki içenle içmeyen
Ya kumar oynayanla oynamayan
Ya faiz yiyenle yemeyen
Ya yetim malı yiyenle yemeyen
Ya uyuşturucu müptelası olanla olmayan?
Ya cimrilik edenle cimrilik etmeyen
Ya çalanla çalmayan?
Ya yalan söyleyenle söylemeyen?
Ya ekini ve nesli harap edenle etmeyen?
Ya vatana ihanet edenle vatansever
Ya millete silah çekenle millete hizmet eden
Ya emanete hıyanet edenle riayet eden
Ya Allah'a isyan edenle ona itaat eden
Ya işittim isyan ettim diyenle işittim itaat ediyorum diyen
Ya Allah yoluna gideni alıkoyanla, insanları O'na çağıran...
Ya Allah'tan korkmayanla Allah korkusunu her şeyin üstünde tutan
Ya vatana millete silah çekenle vatan için millet için canını feda eden
Ya Allah'a gerçekten kulluk edenle, isyan eden?
Nemrut gibi yaşayıp Hz. İbrahim gibi ölemezsin
Firavun gibi yaşayıp, Hz. Musa gibi ölemezsin
Ebu cehil gibi yaşayıp Hz. Ebu Bekir gibi ölemezsin
Ebu lehep gibi ömrünü Allah'ın elçisine düşmanlıkla geçirip Hz. Ömer gibi ölemezsin.

Ömrünü vatana millete düşmanlıkla geçirip düşmanla aynı yatağa girip düşmana karşı canını siper eden Hz. Ali gibi iltifat göremezsin.

Uhut meydanında Müslümanları yüzüstü bırakıp düşman saflarına katılan Abdullah übey bin selül gibi davranıp, canını orta yere koyan Hz. Hamza gibi aynı yerde olmayı düşünüyorsan yanılıyorsun.

15 temmuz da Müslümanların başına bu belayı sarlarla iş tutup, o gece vatanı için namusu için can veren şehitlerle aynı yerde olacağını düşünüyorsan yanılıyorsun.
اَفَمَنْ كَانَ مُؤْمِناً كَمَنْ كَانَ فَاسِقاًۜ لَا يَسْتَوُ۫نَ
Hiç mümin fasık gibi olur mu? Bunlar (elbette) eşit olmazlar. Secde, 18

Her Şey İçin Bir Kıyamet Var

Medeniyetlerin kıyameti var
Ülkelerin, şehirlerin, milletlerin
Erkeğin, kadının, çocuğun ailenin kıyameti var.
Ve bütünüyle insanın insanlığın kıyameti var.
Kuran geçmiş kavimlerin kıyametlerini önümüze serer ayrıntılayarak.
Nuh kavmi, Şuayb kavmi, , Ad kavmi, Lut kavmi, işte bu ölçülere uymadıkları için helak oldular. Enkaz yığını haline geldiler.
Nuh kavmi; putçuluğu
Hud kavmi; gösteriş ve şatafatı
Şuayb kavmi; ölçü ve tartıda hileyi
Lut kavmi; eşcinselliği

Elin ölçüsü, onu günaha uzatmayacaksın.

Ayağın ölçüsü; haram adım atmayacaksın.

Gözün ölçüsü: onu haramdan sakınacaksın.

Kulağın ölçüsü; başkalarının sırrına kulak asmayacaksın

Aklın ölçüsü: Doru yerde kullanmak ve onu perdeleyecek her türlü zararlı maddelerde koruyacaksın. Gereksiz yüklemelerle onu yormayacaksın.

Kalbin ölçüsü: kalp ancak Allah'ı anmakla tatmin olur. Kalbi karartan günahlardan ve kara sevdalardan kaçınacaksın.

Sarsıntılara karşı dirençli olabilmek, iç ve dış savruluşlarla yıkılmamak için insan bu ölçülere uymak zorundadır.

Allah bizi, milletimizi her türlü ölçüsüzlüklerden muhafaza eylesin. Var oluş amacımızı gerçekleştirme yolunda bize katından yardım eylesin.

Hazırlayan: Talip Akbaş - Vaiz

Üye Girişi
Aktif Ziyaretçi17
Bugün Toplam975
Toplam Ziyaret5019990
MAKALELER
EĞİTİM SUNUMLARI