İzzetin Ve Zilletin Kuran'daki Yasaları
Tarih, Müslümanlar olarak geçmişte güçlü izzetli olduğumuz dönemlere şahitlik yapmıştır. İlmi bakımdan, güç bakımından gerekli üstünlüğü yakalayarak tarihe uzun süre yön verdiğimiz de tarihi bir vakadır. Tabi hemen şunu belirtmiş olalım ki güçlü ve izzetli olmanın belli kuralları, sosyal yasaları vardır. Buna kuran sünnetullah der ve Allah'ın sünnetinde bir değişiklik göremezsin diyerek de kayıt düşer. Aynı şekilde gücü ve izzeti kaybetmenin de kuralı ve yasası vardır. Bu da sünnetullahtır. Ve sünnetullahta bir değişiklik yoktur.
اِسْتِكْبَاراً فِي الْاَرْضِ وَمَكْرَ السَّيِّئِۜ وَلَا يَح۪يقُ الْمَكْرُ السَّيِّئُ اِلَّا بِاَهْلِه۪ۜ فَهَلْ يَنْظُرُونَ اِلَّا سُنَّتَ الْاَوَّل۪ينَۚ فَلَنْ تَجِدَ لِسُنَّتِ اللّٰهِ تَبْد۪يلاًۚ وَلَنْ تَجِدَ لِسُنَّتِ اللّٰهِ تَحْو۪يلاً
Yeryüzünde büyüklük taslamak ve kötü tuzak kurmak için (böyle davranıyorlardı). Oysa kötü tuzak, ancak sahibini kuşatır. Onlar ancak öncekilere uygulanan kanunu bekliyorlar. Sen Allah'ın kanununda hiçbir değişiklik bulamazsın. Sen Allah'ın kanununda hiçbir sapma bulamazsın. Fatır, 43.
Şimdi insanlığın önünü aydınlatan Kuran sayfaları arasında dolaşarak fertleri, toplumları ve medeniyetleri bağlayan sosyal yasalarını okumaya çalışalım. Önce güçlü ve izzetli olmanın yasalarını okuyalım. Ardından zillete düşme yasalarını birlikte okumaya çalışalım. Okumaya çalışalım ki geçmişte millet olarak kurduğumuz medeniyetle dünyaya nasıl adalet saçtığımızı görelim. Bu Medeniyeti hangi temel ilkelere borçlu olduğumuzu anlayalım. Diğer taraftan bugün Müslümanlar olarak her konuda geri kalmışlığımızın ana sebeplerini görelim. Neleri ıskaladığımız, ne basit kavgalarla enerjimizi tükettiğimiz için bu hallerde olduğumuzu anlayalım. Yeniden doğrulmamızın nereden hangi noktadan olacağını anlayıp fark edebilelim.
İzzetli Olmanın Yasaları:
1. Allah'ın İlgisine ve İltifatına Talip Olmak
اِنَّا لَنَنْصُرُ رُسُلَنَا وَالَّذ۪ينَ اٰمَنُوا فِي الْحَيٰوةِ الدُّنْيَا وَيَوْمَ يَقُومُ الْاَشْهَادُۙ
Şüphesiz ki, peygamberlerimize ve iman edenlere dünya hayatında ve şahitlerin şahitlik edecekleri günde yardım ederiz. Ğafir, 5.
Allah'ın ilgisini ve iltifatını elde edebilmek mümin olma vasfına sahip olmakla mümkün olacaktır. Vasıflı mümini Kuran'ı kerim şöyle tarif eder:
اِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا بِاللّٰهِ وَرَسُولِه۪ ثُمَّ لَمْ يَرْتَابُوا وَجَاهَدُوا بِاَمْوَالِهِمْ وَاَنْفُسِهِمْ ف۪ي سَب۪يلِ اللّٰهِۜ اُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الصَّادِقُونَ
İman edenler ancak, Allah'a ve Peygamberine inanan, sonra şüpheye düşmeyen, Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad edenlerdir. İşte onlar doğru kimselerin ta kendileridir. Hucurat, 15.
2. Sözünde Durmak Ahdini Yerine Getirmek
Sözünü bozmayanlar, vadinden dönmeyenler Allah'ın yardımına layık olanlardır.
يَا بَن۪ٓي اِسْرَٓائ۪لَ اذْكُرُوا نِعْمَتِيَ الَّت۪ٓي اَنْعَمْتُ عَلَيْكُمْ وَاَوْفُوا بِعَهْد۪ٓي اُو۫فِ بِعَهْدِكُمْ وَاِيَّايَ فَارْهَبُونِ
Ey İsrailoğulları ! Size verdiğim nimeti hatırlayın. Bana verdiğiniz sözü yerine getirin ki ben de size verdiğim sözü yerine getireyim. Yalnız benden korkun. Bakara, 40.
وَلَقَدْ اَرْسَلْنَا مِنْ قَبْلِكَ رُسُلاً اِلٰى قَوْمِهِمْ فَجَٓاؤُ۫هُمْ بِالْبَيِّنَاتِ فَانْتَقَمْنَا مِنَ الَّذ۪ينَ اَجْرَمُواۜ وَكَانَ حَقاًّ عَلَيْنَا نَصْرُ الْمُؤْمِن۪ينَ
Andolsun, senden önce biz nice peygamberleri kendi kavimlerine gönderdik. Peygamberler onlara apaçık mucizeler getirdiler. Biz de suç işleyenlerden intikam aldık. Mü'minlere yardım etmek ise üzerimizde bir haktır. (47)
3. Allahın Dinine Yardım Etmek
وَلَيَنْصُرَنَّ اللّٰهُ مَنْ يَنْصُرُهُۜ اِنَّ اللّٰهَ لَقَوِيٌّ عَز۪يزٌ
Şüphesiz ki Allah kendi dinine yardım edene mutlaka yardım eder. Şüphesiz ki Allah çok kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir. Hac, 40.
4. Allah'a Güvenmek Ona Tevkkül Etmek
اِنْ يَنْصُرْكُمُ اللّٰهُ فَلَا غَالِبَ لَكُمْۚ وَاِنْ يَخْذُلْكُمْ فَمَنْ ذَا الَّذ۪ي يَنْصُرُكُمْ مِنْ بَعْدِه۪ۜ وَعَلَى اللّٰهِ فَلْيَتَوَكَّلِ الْمُؤْمِنُونَ
Allah size yardım ederse, sizi yenecek yoktur. Eğer sizi yardımsız bırakırsa, ondan sonra size kim yardım edebilir? Mü'minler, ancak Allah'a tevekkül etsinler. Aliimran, 160.
5. İzzeti Başka Yerde Aramamak
اَلَّذ۪ينَ يَتَّخِذُونَ الْكَافِر۪ينَ اَوْلِيَٓاءَ مِنْ دُونِ الْمُؤْمِن۪ينَۜ اَيَبْتَغُونَ عِنْدَهُمُ الْعِزَّةَ فَاِنَّ الْعِزَّةَ لِلّٰهِ جَم۪يعاًۜ
Onlar, mü'minleri bırakıp kafirleri dost edinen kimselerdir. Onların yanında izzet ve şeref mi arıyorlar? Halbuki bütün izzet ve şeref Allah'a aittir. (139)
6. Allah'ı Daima Anmak Ve Ona Şükretmek
فَاذْكُرُون۪ٓي اَذْكُرْكُمْ وَاشْكُرُوا ل۪ي وَلَا تَكْفُرُونِ۟
Öyleyse yalnız beni anın ki ben de sizi anayım. Bana şükredin, sakın nankörlük etmeyin. Bakara, 152.
Buraya kadar sıralamaya çalıştığımız ilkeler güçlü ve izzetli olmanın, Allah'ın yardımını hak etmenin genel yasalarıdır.
Şimdide bugün içinde bulunduğumuz çelpeşik halimizin, geri kalmışlığımızın, tarihin nesnesi durumuna düşüşümüzün sebepleri bağlamında genel yasaları okumaya çalışalım aziz kurandan.
Zilleti Yaşamanın Yasaları
1. Allahın Kitabından Yüz Çevirmek
وَمَنْ اَعْرَضَ عَنْ ذِكْر۪ي فَاِنَّ لَهُ مَع۪يشَةً ضَنْكاً وَنَحْشُرُهُ يَوْمَ الْقِيٰمَةِ اَعْمٰى
"Her kim de benim zikrimden (Kur'an'dan) yüz çevirirse mutlaka ona dar bir geçim vardır. Bir de onu kıyamet gününde kör olarak haşrederiz." Taha, 124.
قَالَ رَبِّ لِمَ حَشَرْتَـن۪ٓي اَعْمٰى وَقَدْ كُنْتُ بَص۪يراً
O da şöyle der: "Rabbim! Dünyada gören bir kimse olduğum halde, niçin beni kör olarak haşrettin?" Taha, 125
قَالَ كَذٰلِكَ اَتَتْكَ اٰيَاتُنَا فَـنَس۪يتَهَاۚ وَكَذٰلِكَ الْيَوْمَ تُنْسٰى
Allah "Evet, öyle. Âyetlerimiz sana geldi de sen onları unuttun. Aynı şekilde bugün de sen unutuluyorsun" der. Taha, 126.
Ayette geçen Allah'ın zikri ifadesi takip eden ayetlerden anlaşılıyor ki Kuran'ı kerimin ta kendisidir. Allah kuranla kimi toplumları yüceltir kimi toplumları ise onunla alçaltır. Kuranı bir nimet olarak görüp ona hak ettiği kıymeti veremeyen nice toplumlar tarihin karanlıklarında kaybolup gitmişlerdir. Her nimet şükür gerektirir. Şükrü ifa edilmeyen nimet onu nimeti hak etmeyenlerde çekip alınır. Allah bizi, neslimizi ve milletimizi Kuran nimetini hakkıyla takdir edenlerden eylesin. Onun zikrinden yüz çevirenlerden eylemesin. Soyumuzdan azgın ve sapkın kimseler getirmesin.
2. Sözünü Bozmak Vadinden Dönmek
عَسٰى رَبُّكُمْ اَنْ يَرْحَمَكُمْۚ وَاِنْ عُدْتُمْ عُدْنَاۢ وَجَعَلْنَا جَهَنَّمَ لِلْكَافِر۪ينَ حَص۪يراً
Umulur ki Rabbiniz size merhamet eder. Eğer yine eski duruma dönerseniz, biz de (cezaya) döneriz. Biz cehennemi kâfirlere bir zindan yapmışızdır. İsra, 8.
3. Çekişip Nizalaşmak
وَاَط۪يعُوا اللّٰهَ وَرَسُولَهُ وَلَا تَنَازَعُوا فَتَفْشَلُوا وَتَذْهَبَ ر۪يحُكُمْ وَاصْبِرُواۜ اِنَّ اللّٰهَ مَعَ الصَّابِر۪ينَ
Allah'a ve Resul'üne itaat edin ve birbirinizle çekişmeyin. Sonra gevşersiniz ve gücünüz, devletiniz elden gider. Sabırlı olun. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir. Enfal, 46.
Allaha ve resulüne itaat hususunda zafiyet olursa toplumda dağılma parçalanma çok başlılık doğar. Bunun bir ileri aşaması cedel, tartışma, nizalaşma, kavga, kargaşa ve kaostur. Dağılmanın devleti kaymetmenin başlangıcı itaatsizlik ve gereksiz nizalaşmadır. Şer güçler parçalara ayrılmış toplumları bir lokmada yutmak için her zaman tetikte beklerler. Tarihte hep böyle olduğu gibi bugünde böyledir. Dışarıda bir takım devletler içeride bir takım şer odakları terör örgütleri ağızlarının suyunu akıtarak tetikte beklemektedirler. Öyleyse şu ayete yeniden dikkat kesilmek zorunda olduğumuzu unutmamalıyız.
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اَط۪يعُوا اللّٰهَ وَاَط۪يعُوا الرَّسُولَ وَاُو۬لِي الْاَمْرِ مِنْكُمْۚ فَاِنْ تَنَازَعْتُمْ ف۪ي شَيْءٍ فَرُدُّوهُ اِلَى اللّٰهِ وَالرَّسُولِ اِنْ كُنْتُمْ تُؤْمِنُونَ بِاللّٰهِ وَالْيَوْمِ الْاٰخِرِۜ ذٰلِكَ خَيْرٌ وَاَحْسَنُ تَأْو۪يلاً۟
Ey iman edenler! Allah'a itaat edin. Peygamber'e itaat edin ve sizden olan ulu'l-emre (idarecilere) de. Herhangi bir hususta anlaşmazlığa düştüğünüz takdirde, Allah'a ve ahiret gününe gerçekten inanıyorsanız, onu Allah ve Resûlüne arz edin. Bu, daha iyidir, sonuç bakımından da daha güzeldir. Nisa, 59.
Millet olarak, vatan olarak düşman bakışları arasında keskin bir viraja girdiğimizi unutmayalım. Bunun içinde çok dikkatli olmamız gerektiğini, basiretle ferasetle daha bir kenetlenmemiz gerektiğini bilmeliyiz.
4. Birbirinize Kenetlenmemek
Bakın düşman karşısında nasıl konumlanmamız gerektiğini rabbimiz şu ayette ne güzel açıklıyor.
اِنَّ اللّٰهَ يُحِبُّ الَّذ۪ينَ يُقَاتِلُونَ ف۪ي سَب۪يلِه۪ صَفاًّ كَاَنَّهُمْ بُنْيَانٌ مَرْصُوصٌ
Hiç şüphe yok ki Allah, kendi yolunda, duvarları birbirine kenetlenmiş bir bina gibi saf bağlayarak çarpışanları sever. (4)
5. Dünyaya Gereğinden Fazla Bağlanmak
Allah resulünün bu konudaki hiç eskimeyen uyarısı hayati öneme sahiptir:
‘Hayvanların yem çanaklarına üşüştükleri gibi, kavimlerin de sizin üzerinize üşüşecekleri zaman yakındır'. Birisi sordu; o gün biz az olacağımız için mi böyle olacak? Buyurdular ki, ‘hayır, aksine o gün siz sayıca çoksunuz, ama selin sürüklediği çerçöp gibi darmadağınıksınız. Bu sebeple Allah düşmanlarınızın kalbinden onların size olan korkularını kaldıracak ve sizin kalbinize de vehen koyacak'. Vehen nedir diye sordular. ‘Dünyayı sevme ve ölümden hoşlanmamadır' buyurdu. (Ebu Davud, sahih).
Sonuç olarak; kâinatı Allah yaratmıştır. Yaratılan her bir şeyin bir amacı vardır. Yaratılan her şey eşrefi mahlukat olan insanın etrafında döner. İnsan ya imar eder, ihya eder. Ya da ifsat eder, itlak (Salıverme, koyuverme) eder.
6. Yasa Bellidir. Siz Değişmezseniz Allah Sizi Değiştirmez.
لَهُ مُعَقِّبَاتٌ مِنْ بَيْنِ يَدَيْهِ وَمِنْ خَلْفِه۪ يَحْفَظُونَهُ مِنْ اَمْرِ اللّٰهِۜ اِنَّ اللّٰهَ لَا يُغَيِّرُ مَا بِقَوْمٍ حَتّٰى يُغَيِّرُوا مَا بِاَنْفُسِهِمْۜ وَاِذَٓا اَرَادَ اللّٰهُ بِقَوْمٍ سُٓوءاً فَلَا مَرَدَّ لَهُۚ وَمَا لَهُمْ مِنْ دُونِه۪ مِنْ وَالٍ
İnsanı önünden ve ardından takip eden melekler vardır. Allah'ın emriyle onu korurlar. Şüphesiz ki, bir kavim kendi durumunu değiştirmedikçe Allah onların durumunu değiştirmez. Allah, bir kavme kötülük diledi mi, artık o geri çevrilemez. Onlar için Allah'tan başka hiçbir yardımcı da yoktur. Rad, 11.
7. İyiliğin Karşılığı İyiliktir.
Allah, insana duruşu neyi gerektiriyorsa onu verir. İyilik üzere olana iyilik verir kötülük üzere olana kötülük verir.
هَلْ جَزَٓاءُ الْاِحْسَانِ اِلَّا الْاِحْسَانُۚ
İyiliğin karşılığı, yalnız iyiliktir. Rahman, 60.
8. Temel yasa:
Son sözü gene Kuran'ı Azimüşşana bırakalım:
وَلَا تَهِنُوا وَلَا تَحْزَنُوا وَاَنْتُمُ الْاَعْلَوْنَ اِنْ كُنْتُمْ مُؤْمِن۪ينَ
Gevşemeyin, hüzünlenmeyin. Eğer (gerçekten) iman etmiş kimseler iseniz üstün olan sizlersiniz. Aliimran, 139.
Bu ilahi ferman başka bir sosyal yasayı gözler önüne seriyor. Allah yarınlarımızı bugünlerimizden daha hayırlı eylesin. Merhametini, ilgisini milletimizden vatanımızdan eksik eylemesin.
Hazırlayan: Talip AKBAŞ / Vaiz