VEDA HUTBESİ
(9 Zilhicce l0 /8 Mart 632 Cuma)
Hz. Peygamber'in, hicri 10. yılda yaptığı Veda Haccı'nda sayıları yüz on dört bini bulan hacıya hitaben irad ettiği hutbedir.
Hz. Peygamber bu son hutbesinde, bundan sonra bir daha haccedemeyeceğini bildirip vefatının yaklaştığını ima ettiği, sonraki gelen günler de onun bu sözlerini doğruladığı için bu hacca Veda Haccı, bu hac esnasında irad ettiği hutbeye de Veda Hutbesi adı verildi.
Veda Hutbesi her ne kadar tek bir hutbe imiş gibi kabul edilmekteyse de, gerçekte bu hutbe, Arafat’ta, Mina’da ve bir gün sonra yine Mina'’a olmak üzere arafe günü ile bayramın birinci ve ikinci günlerinde parça parça irad edilmiştir. Değişik yer ve zamanda irad edildiği için de hutbe, birçok kişi tarafından birbirinden farklı şekillerde rivâyet edilmiş; kişinin ya da grubun duyduğunu diğerleri işitmediğinden, hutbenin tamamının biraya toplanmasında bu farklı rivâyetlerden yararlanılmış ve daha sonraki yıllarda bu üç ayrı yer ve zamanda buyurulan hutbe tek bir hutbe olarak bir araya getirilmiştir.
الحمد لله نحمده ونستعينه ونستغفره ونتوب إليه، ونعوذ بالله من شرور أنفسنا ومن سيئات أعمالنا من يهده الله فلا مضل له ومن يضلل فلا هادي له، وأشهد أن لا إله إلا الله وحده لا شريك له وأشهد أن محمداً عبده ورسوله.
Allah'a hamd olsun. O'nu över, O'na şükrederiz. O'ndan medet umarız. O'ndan bağışlanma dileriz, tevbe ederek O'na itaate yöneliriz. Nefislerimizin kötülük telkinlerinden ve kötü ameller işlemesinden Allah'a sığınırız. Allah kime doğruyu gösterirse, kimse onu hak yoldan uzaklaştıramaz.
Kimin de hak yoldan uzaklaşmasına özgürlük tanırsa, kimse ona doğruyu gösteremez. Tek Allah'tan başka tanrı olmadığını, ilahlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında ortağı bulunmadığını kabul ve tasdik ederim. Muhammed'in O'nun kulu ve Rasûlü olduğunu kabul ve tasdik ederim.
أوصيكم عباد الله بتقوى الله وأحثكم على طاعته وأستفتح بالذي هو خير.
Ey Allah'ın kulları, size Allah'a sığınmanızı, emirlerine yapışmanızı, günahlardan arınmanızı, azabından korunmanızı öğütlerim. Size tekrar tekrar, O'na itaati tavsiye ederim. Sözlerime hayırlı olanla, O'nun izni ve yardımıyla başlıyorum.
أما بعد أيها الناس اسمعوا مني أبين لكم فإني لا أدري لعلى لا ألقاكم بعد عامي هذا في موقفي هذا.
Ey İnsanlar! Beni dinleyin, size bazı açıklamalar yapacağım. Bu yıldan sonra, bir daha burada sizinle buluşup buluşamayacağımı bilemiyorum.
Can ve Mal Emniyeti
أيها الناس! إن دمائكم و أموالكم وأعراضكم وابشاركم حرام عليكم إلي أن تلقوا ربكم كحرمة يومكم هذا , في شهركم هذا في بلدكم هذا إلا بحقها
Ey İnsanlar! Kanlarınız, canlarınız, yaşama hakkınız, mallarınız, namuslarınız, haysiyet ve şerefleriniz, vücut bütünlüğünüz Rabbinizle buluşacağınız güne kadar bu ayınızda, bu beldenizde, bu gününüzün saygıya, korunmaya layık olduğu gibi, saygıya ve korunmaya layıktır, dokunulmazdır. Ancak İslam'ın belirlediği cezalar müstesnadır.
Adalet - Zulüm
ألا واسمعوا مني تعيشوا. ألا لا تظلموا, ألا لا تظلموا, ألا لا تُظلموا ألا هل بلغت؟ اللهم اشهد!
Benim sözlerimi iyi dinleyin ki, huzurlu yaşamaya devam edesiniz. Sakın haksızlık yapmayın ve zulmetmeyin. Sakın baskı, zulüm ve işkenceye alet olmayın. Sakın zulme boyun eğmeyin. Haksızlığa rıza göstermeyin. İyice anlatabildim mi?
Allah'ım, Sen de şahit ol.
Hesap Verme Şuuru:
أصحابي إنكم ستلقون ربكم غدا فيسألكم عن أعمالكم. ألا هل بلغت؟ أللهم اشهد!
Ashabım! Siz Rabbinizin huzuruna varacaksınız, size işlediğiniz bilinçli amellerin hesabını sorulacak. İyice tebliğ edebildim mi?
Allah'ım, Sen de şahit ol!
Ticaret Ahlakı:
أيها الناس اتقوا الله ولا تبخسوا الناس أشيائهم ولا تعثوا في الأرض مفسدين.
Ey İnsanlar, Allah'a sığının, emirlerine yapışın, azabından korunun. İnsanların mallarını eksik teslim etmeyin, değerlerini düşürmeyin, bedellerini eksik ödemeyin, mallarını kötülemeyin, haksız rekabet yapmayın, aldatarak, hile yaparak, fırsat kollayarak, gasp ederek insanların haklarını zayi etmeyin, zayiine sebep olmayın. Ülkede, yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmakta ve küfürde ileri gitmeyin.
Emanete Riayet:
أصحابي فمن كانت عنده أمانة فليؤدها إلي من ائتمنه عليها. ومن أهدى لكم فكافئوه. الزعيم غارم والدين مقضي.
Ashabım! Kimin yanında bir emanet varsa, bu emaneti sahibine versin. Size hediye verene hediye ile karşılık verin. Kefil borçlu gibidir. Borcun ödenmesi gerekir.
Kavmiyetçilik:
لا تأتوني بأنسابكم وأتوني بأعمالكم فأقول للناس هكذا ولكم هكذا.
Soyunuzdan sopunuzdan medet umarak benim yanıma yaklaşmayın. İşlediğiniz bilinçli amelleri vesile ederek yanıma gelin. Ben bütün insanlara da, size de aynı şeyleri söylüyorum.
Faiz:
وإن ربا الجاهلية موضوع و إن الله عز وجل قضي أول ربا يوضع ربا العباس بن عبد المطلب لكم رؤوس أموالكم لا تظلمون ولا تظلمون. قضي الله انه لا ربا و إن أول ربا ابدأ به ربا عمي العباس بن عبد المطلب.
Cahiliye döneminin faizli alışverişleri kaldırılmıştır. Yüce Allah, kaldırılan ilk faizin, Abbas b. Abdilmuttalib'inki olmasını emretmiştir. Ancak ana paralarınız sizindir. Ne siz haksızlık edebilirsiniz, ne de haksızlığa uğratılacaksınız. Allah, faizli alışverişin yapılmayacağını icrası kesin hüküm haline getirdi. Kaldıracağım ilk faiz amcam Abbas b. Abdilmuttalib'in faizli alış verişlerindeki faizdir.
Can ve Mal Emniyeti:
أيها الناس هل تدرون في أي شهر أنتم. وفي أي يوم أنتم. وفي أي بلد أنتم. (قالوا: في يوم حرام. وبلد حرام. وشهر حرام).
Ey İnsanlar! Hangi ayda, hangi günde, hangi ülkede olduğunuzu biliyor musunuz?
(İnsanlar, ‘saygıya layık korunan bir günde, dokunulmazlığı olan ülkede ve bir ayda', dediler.)
أيها الناس! فان دمائكم و أموالكم وأعراضكم وابشاركم عليكم حرام كحرمة يومكم هذا في شهركم هذا في بلدكم هذا إلي أن تلقوا ربكم إلا بحقها.
Ey İnsanlar! Kanlarınız, canlarınız, yaşama hakkınız, mallarınız, namuslarınız, haysiyet ve şerefleriniz, vücut bütünlüğünüz, Rabbinizle buluşacağınız güne kadar bu ayınızda, bu beldenizde, bu gününüzün saygıya, korunmaya layık olduğu gibi, saygıya ve korunmaya layıktır, dokunulmazdır. Ancak İslam'ın koyduğu sorumluluk gereği uygulanan gerekçeli karara dayalı cezalar müstesnadır.
Kan Davaları:
ألا كل شيء من أمر الجاهلية تحت قدمي موضوع إلي يوم القيامة.
Ashabım! Şunu belirteyim ki, Cahiliye dönemindeki bütün kan, su ve mal davaları, kıyamet gününe kadar şu ayaklarımın altındadır.
أصحابي إن دماء الجاهلية موضوعة وان أول دم نبدأ به دم عامر(إياس) بن ربيعة بن الحارث بن عبد المطلب. كان مسترضعا في بني سعد فقتلته هزيل.
Kıyamet gününe kadar Cahiliye döneminde var olan kan davaları kaldırılmıştır, kaldıracağımız ilk kan davası, Amir (İyâs) b. Rebîa b. el-Hâris b. Abdülmuttalib'in kan davasıdır. O Sa'd b. Leysoğulları'nda süt anneye verilmiş bir çocuktu. Hüzeyl, onu öldürdü.
ألا هل بلغت؟. (قالوا: نعم). اللهم اشهد! فليبلغ الشاهد الغائب
İyice tebliğ edebildim mi?
(İnsanlar; ‘elbette tebliğ ettin', dediler)
-Allah'ım Sen de şahit ol! Burada bulunanlar sözlerimi bulunmayanlara iletsin.
Kabe ve Hacılara Hizmet:
وان مآثر الجاهلية موضوعة غير السدانة والسقاية
Kâbe hizmetkarlığı ve hacıların su ihtiyacını karşılama dışında cahiliye devrinin hükümet görevleri kaldırılmıştır.
Kısas:
والعمد قود وشبه العمد ما قتل بالعصا والحجر وفيه مئة بعير. ومن زاد فهو من أمر الجاهلية.
Kasten adam öldürmenin cezası, kısastır. Kasten öldürmeye benzeyen cinayet, sopa ve taşla öldürmedir. Diyeti, yüz devedir. Kim daha fazlasını isterse, o İslam'ı benimsemeyen Cahiliye dönemini özleyen biridir.
أعدي الأعداء علي الله قاتل غير قاتله ضارب غير ضاربه. ألا هل بلغت؟ اللهم اشهد!
En büyük Allah düşmanı, kendisine herhangi bir kastı olmayan birini sebepsiz yere öldürendir, kendisine el kaldırmayana sebepsiz yere vurandır.
İyice tebliğ edebildim? Allah'ım, Sen de şahit ol!
Cezanın Şahsiliği:
أيها الناس لا يجني جان إلا علي نفسه ولا يجني والد علي ولده ولا ولد علي والده.
Ey İnsanlar! Sizi uyarıyorum, herkes yalnızca kendi işlediği suçtan sorumludur. Suçlu evlattan dolayı baba sorumlu tutulamaz, suçlu babadan dolayı evlat da sorumlu tutulamaz.
Şeytanın Tuzakları:
أما بعد أيها الناس إن الشيطان قد يئس أن يعبد في أرضكم هذه، ولكنه قد رضي أن يطاع فيما سوى ذلك مما تحرقون من أعمالكم فاحذروه على دينكم،
Ey İnsanlar! Şeytan, sizin bu topraklarınızda kendisine tapınılmasından ümit kesmiş bulunuyor. Ancak, bunun dışındaki önemsiz gördüğünüz davranışlarda, aranızda çıkardığı fitne fesatla sizi birbirinize düşürdüğünde sözünün dinlenmesinden hoşnut olacaktır. Dininizde sebat ederek, dininize sahip çıkarak, şeytanın, şeytan tıynetli ahlaksız azgınların, şeytani düzenlerin vesvesesinden, daleveresinden kendinizi koruyun.
Yalan Yemin:
يا أيها الناس لا تألوا علي الله فانه من تألي علي الله أكذبه الله.
Ey İnsanlar, yalan yere Allah'ın adını anarak yemin etmeyin. Yalan yere Allah adına yemin edenin yalanını Allah açığa çıkarır.
Haram Aylar ve Savaş Hükümleri:
أيها الناس! ألا وان الزمان قد استدار كهيئته يوم خلق السموات والأرض. إن عدة الشهور عند الله اثنا عشر شهرا منها أربعة حرم. ثلاثة متواليات وواحد فرد ذو القعدة وذوا لحجة والمحرم ورجب مضر الذي بين جمادى وشعبان.
Ey İnsanlar! Zaman, Allah'ın gökleri ve yeri yarattığı gündeki düzenli sistemine girerek seyrediyor. Ayların sayısı, on ikidir. Dört tanesi, savaşın haram olduğu aylardır. Bunlardan üçü birbiri peşinden gelir. Biri tektir. Bunlar Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Cumade'l-ahire ile Şaban arasındaki Mudar kabilesinin adını koyduğu ay Recep'tir.
(إن عدة الشهور عند الله اثنا عشر شهرا في كتاب الله يوم خلق السموات والأرض منها أربعة حرم ذلك الدين القيم فلا تظلموا فيهن أنفسكم وقاتل المشركين كافة كما يقاتلونكم كافة واعلموا أن الله مع المتقين. إنما النسئ زيادة في الكفر يضل به الذين كفروا يحلونه عاما ويحرمونه عاما ليواطؤا عدة ما حرم الله فيحلوا ما حرم الله زين لهم سوء أعمالهم والله لا يهدي القوم الكافرين) (التوبة 36- 37).
Allah'ın, gökleri ve yeri yarattığı gün, Levh-i Mahfuz'da tesbit ettiği kayıtlarda, Allah katında, ayların sayısı on ikidir. On iki aydan dördü savaşın haram olduğu aylardır. İşte bu haram aylarla ilgili hüküm, insanlığı, insani değerleri ve düzeni ayakta tutan dinin, medeniyetin, zamanla değişmeyen tabii hukuk kurallarını içeren şeriatın hükmüdür. Bu aylarla ilgili Allah'ın koyduğu yasakları çiğneyerek kendinize, birbirinize zulmetmeyin.
İlahlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında, Allah'a ortak koşan Müşrikler nasıl size karşı topyekün savaşıyorlarsa, siz de onlara karşı topyekün savaşın. Bilin ki, Allah kendisine sığınıp, emirlerine yapışarak günahlardan arınıp, azaptan korunanlarla, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davranan, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olan müminlerle, müttakilerle beraberdir.
Saldırmazlığın gelenek haline geldiği, Allah'ın savaşı haram kıldığı ayları erteleyerek, yerlerini değiştirerek, on iki aya ay ilave ederek, hileli takvim düzenlemek, kesinlikle Allah'ın sene ve aylarla ilgili koyduğu hükmü inkarda ileri gitmektir.
Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah'a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkarda ısrar edenlerin, kafirlerin, bu yüzden hak yoldan uzaklaşmalarının, dalaleti tercihlerinin önü açılır. Erteleyerek, değiştirerek ilave ettikleri aydaki savaşları, bir yıl helal ve meşru, bir yıl haram sayarlar. Allah'ın haram kıldığının sayısına uydursunlar da, Allah'ın haram kıldığını helal ve meşru kılsınlar, isterler. Onların bilinçli kötü amelleri kendilerine süslenip güzel gösterilmiştir. Allah kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah'a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip, küfürde, nankörlükte ısrar eden bir kavme doğru yolu gösterme lütfunda bulunmayacak, başarı nasip etmeyecektir. (Tevbe, 9/ 36-37).
كانوا يحلون صفر عاما ويحرمون المحرم عاما فذلك النسئ. اللهم اشهد!
Onlar bir yıl, Safer ayını helal sayıyorlar, bir yıl Muharrem'i haram sayıyorlardı. Nesî (yıla ekleme), işte budur. Allah'ım, Sen de şahit ol!.
Kadın Hakları:
أيها الناس! إن نسائكم عليكم حقا ولكم عليهن حق. لكم عليهن أن لا يواطئن فرشكم غيركم ولا يعصينكم في معروف ولا يدخلن أحدا تكرهونه بيوتكم إلا بإذنكم ولا يأتين بفاحشة
Ey İnsanlar! Kadınlarınızın sizler üzerinde hakları, sizin kadınlarınız üzerinde haklarınız vardır. Sizin onlardaki hakkınız, minderinize sizden başkasını oturtmamaları, meşru tavsiyelerinizde size karşı çıkmamaları, hoşlanmadığınız kişileri izniniz olmadan eve sokmamaları, kötü söz söylememeleri kötü fiil ve davranışta bulunmamalarıdır.
فان فعلن فان الله قد أذن لكم أن تعضلوهن وتهجروهن وتضربوهن ضربا غير مبرح فان انتهين وأطعنكم فعليكم رزقهن وكسوتهن بالمعروف.
Şayet bunları yaparlarsa, Allah onları engellemenize, sıkıştırmanıza yataklarında tek başlarına bırakmanıza ve hafifçe, incitmeden vurmanıza izin vermiştir. Bunlardan vazgeçer ve size itaat ederlerse, meşru, örfe uygun ölçüler içerisinde rızıklarını ve giyimlerini sağlama sorumluluğunuz var.
واستوصوا بالنساء خيرا فإنهن عندكم عوان لا يملكن لأنفسهن شيئا وإنكم أخذتموهن بأمانة الله واستحللتم فروجهن بكلمة الله. فان أطعنكم فلا تبغوا عليهن سبيلا.
Kadınların iyiliğini isteyin, durumlarının iyileşmesi için çaba sarf edin. Çünkü onlar müşterek hayatın gereği kendileri adına bir şey yapma gücüne ve imkanına sahip olmayan, sizinle birlikte yaşamak mecburiyetinde olan hayat arkadaşlarınızdır. Siz onları Allah'ın emaneti olarak aldınız. Allah'ın emri ve hükmüyle onlarla ilişkiyi helal edindiniz. Eğer haklarını ararlar, sorumluluklarına riayet ederlerse onlara tavır takınmanıza, cezalandırmaya hakkınız yoktur.
فإن خفتم نشوزهن فعظوهن واهجروهن في المضاجع واضربوهن ضربا غير مبرح ألا وان حقهن عليكم أن تحسنوا إليهن في كسوتهن وطعامهن.
Onların serkeşliğinden ve şiddete başvurmasından endişe ederseniz, onlara öğüt verin ve yataklarınızı ayırın. Aşırı gitmeden hafifçe vurun. Onların yiyeceği ve giyimi konusunda cömertçe her türlü iyilik ve ihsanda bulunmanız, onların haklarıdır.
فاتقوا الله في النساء واستوصوا بهن خيرا ولا يأذن في بيوتكم إلا بعلمكم و إذنكم واعقلوا. ألا هل بلغت؟ اللهم اشهد!
Kadınların haklarına riayet konusunda Allah'ın emirlerine yapışın, azabından korunun, onların iyiliğini isteyin, durumlarının iyileşmesi için çaba sarf edin. Hanımlarınız, sizlerin izni ve bilgisi olmadıkça, evinizin mali imkanlarını cömertçe harcamasınlar. Sözlerimi iyice anlayarak hatırınızda tutun. İyice tebliğ edebildim mi? Allah'ım, Sen de şahit ol!
Köleler ve Cariyeler:
أيها الناس! فأوصيكم بمن ملكت أيمانكم فأطعموهم مما تأكلون وألبسوهم مما تلبسون وان أذنبوا فكلوا عقوباتهم إلي شراركم ولا تؤذوهم لا تعذبوهم.
Ey İnsanlar! Meşru şekilde sahip olduğunuz, köle ve cariyelerinize, bağlı işçilerinize hayırla muameleyi size tavsiye ederim. Sofranızda bulunanları ölçü alarak onların karınlarını doyurmanızı, giydiklerinizi ölçü alarak onların giyimlerini sağlamanızı tavsiye ederim. Affetmeyi düşünmediğiniz bir suç işledikleri takdirde aranızda aynı cinsten suç işleyenlere uyguladığınız cezaları ölçü alınız. Onlara işkence etmeyiniz, onları cezalandırmayınız.!
Eşitlik:
أيها الناس! اسمعوا قولى واعقلوه تعلمن أن كل مسلم أخ للمسلم إنما المؤمنون إخوة. لا يحل لامرئ مال أخيه إلا عن طيب نفسه منه ولا يغشه ولا يخونه ولا يغتابه وسأخبركم من المسلم, المسلم من سلم الناس من لسانه ويده
Ey İnsanlar! Sözlerimi iyi dinleyin, iyi muhakeme edin. Bütün ırklara mensup Müslümanların, Müslümanların kardeşi olduğunu bilin. Bütün müminler kardeştir. Kimseye, gönül rızası olmadıkça, kardeşinin malı helal değildir. Sakın haksızlık etmesin, hile yapmasın, haince davranmasın.
Müslümanın kim olduğunu size anlatayım mı? Müslümanların, dilinden ve elinden zarar görmediği kişidir.
والمؤمن من أمنه الناس علي أموالهم وأنفسهم والمهاجر من هجر الخطايا والذنوب والمجاهد من جاهد نفسه في طاعة الله
Müminin kim olduğunu size anlatayım mı? İnsanların mallarına ve canlarına zararı dokunmayacağından emin olduğu kişidir.
Muhacirin kim olduğunu size anlatayım mı? Kötülükleri ve günah işlemeyi terk eden kişidir.
Mücahidin kim olduğunu size söyleyeyim mi? Allah'a itaat yolunda nefsiyle mücadele eden kişidir.
والمؤمن حرام علي المؤمن كحرمة هذ اليوم لحمه عليه حرام أن يأكله بالغيبة يغتابه وعرضه عليه حرام أن يظلمه ووجهه عليه حرام أن يلطمه وأذاه عليه حرام أن يدفعه. ألا هل بلغت؟ اللهم اشهد!
Bu günün dokunulmazlığı gibi, müminin mümine zarar vermesi haramdır. Etini yeme mesabesinde olan müminin mümini gıybeti de haramdır. Namus ve haysiyetine zarar vermesi de haramdır. Müminin yüzüne tokat vurmak da mümine haramdır. Onu itip kakarak incitmesi de haramdır.
İyice tebliğ edebildim mi? Allah'ım, Sen şahit ol!
İslama Davet:
أيها الناس ألا إن الأرض لله ولرسوله إنما أمرت أن أقاتل الناس حتى يقولوا لا اله إلا الله فاني رسول الله. و إذا قالوها عصموا مني دمائهم وأموالهم إلا بالحق وحسابهم علي الله ولا تظلموا أنفسكم.
Ey İnsanlar! Yeryüzü Allah ve Rasûlüne aittir. İnsanlar, 'Allah'tan başka ilah yoktur' deyip, benim Allah'ın Rasûlü olduğumu kabul edinceye kadar, insanlarla mücadele etmem, savaşmam emredildi. İnsanlar kelime-i tevhidi söyleyince, kanlarını, canlarını ve mallarını korumuş olurlar. Ancak İslam'ın koyduğu sorumluluk gereği uygulanan gerekçeli karara dayalı cezalar müstesnadır. Ahiretteki hesapları ise Allah'a aittir. Kendinize, birbirinize haksızlık etmeyin!
İki Emanet Kuran ve Sünnet:
أيها المؤمنون! فلا ترجعن بعدي كفارًا يضرب بعضكم رقاب بعض فاني تركت فيكم ما إن تمسكتم به لن تضلوا أبدا أمرا بينا: كتاب الله وسنة نبيه فاعملوا بهما وعترتي أهل بيتي. ألا هل بلغت؟ اللهم اشهد!
Ey Müminler, benden sonra küfre dönmeyin, birbirinin boynunu vuran kafirler haline gelmeyin. Size, sımsıkı sarıldığınız sürece asla hak yoldan uzaklaşmayacağınız apaçık dinî, ilmî, idari, siyasi kuralları içeren Allah'ın kitabı Kur'ân'ı ve Rasûlü'nün sünnetini bıraktım. Bunlarla amel ediniz, davranışlarınıza Kur'ân ve sünneti yansıtınız. Bir de soyumdan yakınlarımı, Ehl-i beytimi bıraktım.
İyice tebliğ edebildim mi? Allah'ım, Sen şahit ol!
Eşitlik:
أيها الناس إن ربكم واحد و أباكم واحد الناس في الإسلام سواء. كلكم لآدم وآدم من تراب إن أكرمكم عند الله اتقاكم وليس لعربي علي عجمي ولا لعجمي علي عربي ولا لأسود علي الأحمر ولا لأحمر علي الأسود فضل إلا بالتقوى.
Ey insanlar! Rabbiniz birdir, babanız birdir. İslam'da insanlar eşittir. Hepiniz Adem'in çocuklarısınız, Adem de topraktan yaratıldı. Allah katında en değerliniz, en çok Allah'a sığınanız, emirlerine yapışanınız, günahlardan arınanınız, azabından korunanızdır. Bir Arab'ın, Arap olmayana, bir başkasının Arab'a, bir siyahın bir kızıl deriliye, bir kızıl derilinin bir siyaha, takvanın dışında bir üstünlük sebebi yoktur.
(يا أيها الناس إنا خلقناكم من ذكر وأنثي وجعلناكم شعوبا وقبائل لتعارفوا إن أكرمكم عند الله اتقاكم إن الله عليم خبير) (الحجرات 13).
"Ey iman edenler, biz sizi bir erkekle bir kadından, bir asıldan yarattık. Birbirinizle tanışmanız, işlerinizi tedbirle idare etmeniz, karşılıklı olarak, İslami kurallarla örtüşen milletlerarası teamüllere uymanız, yardımlaşmanız, kültür ve medeniyet alışverişinde bulunmanız, birbirinize iyiliği tavsiye etmeniz için, sizi milletler ve kabileler haline getirdik. Allah yanında en değerliniz, en üstününüz, en çok Allah'a sığınanınız, emirlerine yapışanınız, en çok günahlardan arınıp azaptan korunanız, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davrananınız, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olanınızdır. Allah her şeyi bilir, gizli-açık her şeyden haberdardır." (Hucurat, 49/13.)
أيها الناس اسمعوا وأطيعوا وان أمر عليكم عبد حبشي مجدع ما أقام فيكم كتاب الله عز وجل ألا هل بلغت؟ اللهم اشهد! (قالوا : نعم) قال:فليبلغ الشاهد الغائب.
Ey İnsanlar! Görünürdeki organları kesilmiş bir Habeşli bile başınıza getirilse, size Allah'ın kitabındaki hükümleri uyguladığı sürece, dinleyin ve itaat edin.
İyice tebliğ edebildim mi? Allah'ım, Sen de şahit ol! (İnsanlar, ‘evet' dediler) Burada bulunanlar, sözlerimi bulunmayanlara iletsinler.
Son Peygamber:
أيها الناس! ألا كل نبي قد مضت دعوته إلا دعوتي. فاني قد ذخرتها عند ربي إلي يوم القيامة فان الأنبياء مكاثرون فلا تخزوني ولا تسودو وجهي
Ey İnsanlar! İyi dinleyin! Bütün peygamberlerin daveti geçmişte kalmış, görevleri sona ermiştir. Yalnızca benim davetim ve görevim devam etmektedir. Ben insanların ihtiyacı sebebiyle Rabbimin katında davetimi, görevimi kıyamet gününe kadar muhafaza ettim. Ben önceki ümmetlere karşı sizin çokluğunuzla övüneceğim. Beni mahcup etmeyin, yüzümü kara çıkarmayın.
Bidat ve Hurafeler:
ألا واني مستنقذ أناسا ومستنقذ مني أناس فأقول يا رب أصحابي فيقول: انك لا تدري ما أحدثوا بعدك. ألا واني فرطكم علي الحوض.
İyi dinleyin, bir kısım insanlar için elimden bir şey gelmezken bir kısmını kurtaracağım. Ya Rabbi ashabım, diyeceğim. Bana, ‘Senden sonra din adına neler icat ettiklerini bilmiyorsun', buyuracak. Ben cennetteki havuz başında sizi bekleyen öncünüzüm.
Miras:
أيها الناس! إن الله قد أدي كل ذي حق حقه و إن الله عز وجل قسم لكل إنسان نصيبه من الميراث فلا يجوز لوارث وصية ولا تجوز وصية في أكثر من الثلث والولد للفراش وللعاهر الحجر ومن كفر نعمة مواليه فقد كفر بما انزل الله علي محمد.
Ey İnsanlar! Allah, her hak sahibinin hakkını, her varisin, mirastaki payını belirlemiştir. Varise vasiyet yapılamaz. Vasiyet terekenin üçte birini de geçemez. Çocuk meşru eşe aittir. Zina edenin hak sahipliği söz konusu değildir. Hamisinin, amirinin, ortağının, işvereninin, efendisinin sağladığı imkanlara nankörce davranan, Allah'ın Muhammed'e indirdiği Kur'ân'ı inkar ediyor demektir.
من ادعى على غير أبيه أو تولي غير مواليه فعليه لعنة الله والملائكة والناس أجمعين لا يقبل منه صرف ولا عدل.
Babasından başkasına mensubiyet öne süren veya efendisinden başkasını veli edinen, Allah'ın, meleklerin ve bütün insanların lanetine uğrasın. Böylesinin ne azabı geri çevrilir, ne ceza yerine fidye alınır.
Rasûlullah’a İttiba:
أيها الناس وإياكم والغلو في الدين. فإنما أهلك من كان قبلكم الغلو في الدين.خذوا مناسككم فاني لا أدري لا أحج بعد حجتي هذه ألا ليبلغ الشاهد الغائب فلعل بعض من يبلغه أن يكون أوعي له من بعض من سمعه فانه رب مبلغ أسعد من سامع.
Ey İnsanlar! Dinde aşırılıktan sakının. Sizden öncekileri kesinlikle dinde aşırılıkları helak etmiştir. Hacdaki amelleri, davranışları benden öğrenin. Bu seneden sonra bir daha haccedip edemeyeceğimi bilemiyorum. Bu öğütlerimi burada bulunanlar bulunmayanlara ulaştırsın. Öğütlerimin ulaştırıldığı bazı kimseler burada dinleyenlerden daha iyi anlayarak, daha iyi muhafaza edebilirler, nice kimseler uygulayarak daha mutlu olabilirler.
أيها الناس! رحم الله امرأ نضر الله وجهه سمع مقالتي فوعاها فرب حامل فقه لا فقه ورب حامل فقه إلي من هو أفقه منه.
Ey İnsanlar! Allah sözlerimi işitip de belleyene, rahmetini merhametini ihsan etsin. Allah yüzünü ağartsın. Mana yüklü sözlerimi anlamadan ezberleyen birçok insan var. Derin manalar içeren sözlerimi bilen birçok insan, kendisinden daha yüksek anlayış sahiplerine bu sözlerimi ulaştırsın.
واعلموا أن القلوب لا تغل علي ثلاث إخلاص العمل لله ومنا صحة أولي الأمر وعلي لزوم جماعة المسلمين فان دعوتهم تحيط من ورائهم.
Üç vasfa, üç davranışa sahip olan;
-Samimiyetle Allah rızası için dinî görevlerini yerine getiren,
-Müslüman idarecilere samimi davranan ve itaat eden,
-İslam toplumunun birliğini ve bütünlüğünü koruyan müminlerin İslam'a hıyanet etmeyeceğini, kalplerinden İslam'ı atmayacağını bilin.
Bütün müminler gelecek nesilleri, İslam ile şereflenmemiş insanları İslam'a davet ederek İslam'ı tebliğ ve davet görevini yerine getirmelidirler.
ألا لا نبي بعدي ولا امة بعدكم فاعبدوا ربكم وأقيموا خمسكم وصوموا شهركم وأطيعوا ولاة أمركم، تدخلوا جنة ربكم
Benim dışımda benden sonra peygamber görevlendirilmeyecektir. Sizin dışınızda ümmet de olmayacaktır. Rabbinizi ilah tanıyın, candan Müslümanlar olarak Rabbinize teslim olun, saygıyla Rabbinize kulluk ve ibadet edin. Rabbinizin şeriatine boyun eğin, adabına, erkanına riayet ederek beş vakit namazı aksatmadan aşikare kılın. Vicdanı, serveti, sosyal bünyeyi arındıran, berekete vesile olan zekatı verin. Ramazan orucunu tutun. Yöneticilerinize itaat edin ki Rabbinizin cennetine girersiniz.
أيها الناس وانتم تسألون عني غدا فما انتم قائلون؟
قالوا: نشهد انك قد بلغت و أديت و نصحت
اللهم اشهد، اللهم اشهد، اللهم اشهد!
والسلام عليكم ورحمة الله وبركاته
Ey İnsanlar! Yarın Beni size soracaklar. Ne dersiniz? Peygamberlik görevimi yerine getirdim mi? Vazifemi yaptım mı?
(Orada bulunanlar, ‘evet yemin ederiz ki, tebliğ ettin, bize tavsiyelerde ve öğütlerde bulundun, böylece şehadet ederiz' dediler).
-Şahit ol ya Rabbi, şahit ol ya Rabbi, şahit ol ya Rabbi...
Size selam ve selamet diliyorum, Allah'ın rahmet ve bereket ihsanını niyaz ediyorum.
Veda Hutbesinin Toplum Hayatına Getirdiği Prensipler:
İncelendiği zaman Veda Hutbesinde Hz. Peygamber'in başlıca şu noktalara değindiği görülür:
Her işte daima Allah'a hamd-ü sena etmek gerekir.
Nefis, insanı her zaman şerre yöneltmek ister. Bu sebeple nefislerin şerrinden de Allah'a sığınmak lâzımdır.
Can, mal ve ırz kutsaldır. Yaşama hakkı tabii bir haktır. Irz, şeref, haysiyet, hürriyet ve mülkiyet saldırıdan korunmuş haklardır.
Câhiliye gelenekleri kaldırılmıştır. İnsanlar alışa geldikleri kötü şeyleri körü körüne yapmaktan vazgeçmelidirler.
Faiz haramdır.
Kan davası gütmek haramdır.
Emânetler yerlerine verilmelidir. Emânete hıyanet edilmemelidir.
Küçük büyük önemli-önemsiz her işte şeytana uymaktan sakınılmalıdır.
Kadınların ve erkeklerin karşılıklı hak, vazife ve sorumlulukları vardır. Kadınlara nezâketle davranılacaktır.
Hem kadın hem de erkekler zinadan şiddetle kaçınacaklardır.
Köle ve hizmetçilere iyi davranılacaktır.
Bütün Müslümanlar kardeştir. Her türlü sınıf farkları ve ayrıcalıklar kaldırılmıştır. Üstünlük fazilet iledir.
Zulümden sakınmak gerekir, halkın malı haksız yere yenemez, birine ait bir şey sahibinin izni olmadıkça başkası için helâl olmaz.
Müslümanlar birbirleriyle savaşmaktan sakınacaklardır.
Allah'ın Kitâb'ına ve Peygamber'in sünnetine uyanlar asla sapıklığa düşmezler.
İslâm sadeliğinden ayrılmamak, aşırılıklara sapmamak gerekir.
Hak Teâlâ'ya ibadet olunacak; beş vakit namaz kılınacak, oruç ayında oruç tutulacak, Hz. Peygamber'in tavsiyelerine uyulacaktır. Bunları hakkıyla yerine getirenlerin mükâfatı cennettir.
http://www.insanveislam.org/