وَهُوَ الَّذِي جَعَلَ لَكُمُ اللَّيْلَ لِبَاسًا وَالنَّوْمَ سُبَاتًا وَجَعَلَ النَّهَارَ نُشُورًا
Sizin için geceyi örtü, uykuyu istirahat kılan, gündüzü yayılıp çalışma (zamanı) yapan O'dur.[1]
Uyku insan hayatında sırrı tam olarak çözülememiş enteresan bir olaydır. Uyuyan bir insanda aşağıdaki durumlar gözlemlenir;•Yatarak uyur. •Gözleri kapalıdır. •Çok yüksek bir ses olmadıkça, hiçbir şeyi işitmez. •Daha yavaş ve ritmik olarak nefes alır. •Adaleler tamamen gevşemiştir. •Bir veya iki saatte bir kendi vücudunu elleri ile kontrol eder.
Bunlara ilave olarak kalp atışı yavaşlar ve beyinde rüya denilen çok ilginç olaylar oluşur. Uyuyan insan çevresinde oluşan şeylerin çoğuna ilgisizdir. Uyuyan bir insan ile komada olan bir hasta arasındaki en önemli fark, uykuda olanın yeterli bir dış müdahale ile uyandırılabilmesidir.
Vahşi doğada yaşayan hayvanlar için, insanlar gibi düzgün ve etrafa ilgisiz, yaklaşık sekiz saatlik uyuma periyodu pek mümkün görünmemektedir.
Sürüngenler, kuşlar ve memeliler hepsi uyurlar. Onlar da uykularında kısa süreler için de olsa çevreleri ile ilişkilerini keserler.
Bazı balıkların ve kurbağa gibi hem suda, hem de karada yaşayanların da belirli sürelerde aktivitelerini yavaşlattıkları, fakat hiçbir zaman çevre ile ilgilerini kesmedikleri biliniyor.
Böceklerin ise uyuyup uyumadıkları bilinmiyor, ancak onların da bazıları gece, bazıları gündüz hareketsiz kalıyor.
Hayvanların uyku süreçleri de farklıdır. Örneğin insan bir kere ve uzun süre uyurken, köpekler kısa aralıklarla bütün gün uyurlar. Hayvanların bazıları uyku için geceyi tercih ederken, bazıları gündüzü tercih eder.
İnsanların uyku ihtiyacı yaşlandıkça azalır. Yeni doğmuş bir bebeğin uyku ihtiyacı günde 20 saat iken, dört yaşında 12 saate, on sekiz yaşında 10 saate düşer. Yetişkinler uyku için 7-9 saate ihtiyaç duyarlar ama, genelde 6 saat yeterlidir.
İnsanlar, biyolojik saat dediğimiz aydınlık ve karanlıktan oluşan 24 saatlik periodlara uyum sağlamışlardır. Bu saat, her gece ortalama 8 saatlik (6 ila 9 saat arasında) bir ana uyku dönemini ile başlar. Her insan kendi uyku ihtiyacını belirler. İdeal uyku miktarımızı, basitçe sabah kendimizi dinlenmiş hissetmemizden ve gün içi performansımızdan anlayabiliriz. Ne kadar uyursanız uyuyun eğer ertesi gün kendinizi dinlenmiş hissetmiyorsanız, bir uzmana başvurmalısınız.
Geceleri, uykunun derinliğinde ve karakterindeki tahmin edilebilir boyutlarda değişikler oluşabilir. Sağlıklı genç bir erişkin, ışıklar kapatıldıktan 10-20 dakika sonra uyuyabilir. Daha sonra gece boyunca 5 evreden oluşan uyku siklusları ortaya çıkar. Uykuya dalarken, düşüncelerimiz aklımızda gezinmeye başlar ve çevreyle olan iletişimimiz azalır (Evre 1). Gecenin yaklaşık %50-60'ı (evre 2) uykudan oluşmakta olup uykunun hafif dönemini oluşturmaktadır (bu uykudan kolay uyanılır).
Evre 3 ve 4, çoğunlukla gecenin ilk yarısında olup "derin uyku" dediğimiz dönemdir. Bu dönemde uyanmak için daha yoğun, güçlü bir uyaran gerekir. Evre1'den 4'e kadar olan süreç, uykunun non-REM (non-rapid eye movement) dönemini oluşturmaktadır. REM (hızlı göz hareketi) dönemi gece boyunca 90 dakikalık sikluslar tekrarlanır. Her gece ortalama 4-5 REM episodu olur. İlk REM çok kısa olup 10 dakikadan kısa sürerken son REM periyodu ise bir saatten fazla olabilir. Bu da, REM uykusunun çoğunluğunun gecenin ikinci yarısında olduğunu gösterir. REM uykusu rüya görme ile ilişkili olup çoğunlukla en canlı ve kötü rüyalarımızı bu dönemde görürüz. Fakat rüyalar ve zihinsel hayaller uykunun her evresinde olabilir.
1. En uzun uyanık durma rekoru 18 gün, 21 saat ve 40 dakika. Rekoru kıran kişi bu süre boyunca halüsünasyon gördüğünü, paranoya yaşadığını, görüşünün bulanıklaştığını, konuşmasının kaydığını, hafıza ve konsantrasyon kaybı yaşadığını söyledi.
2. Tıbbi inceleme olmadan birisinin gerçekten uyanık olduğunu anlamak imkansızdır. İnsanlar gözleri açık ve farkında olmaksızın şekerleme yapabilirler.
3. Beş dakikadan önce uykuya dalarsanız bu uykuya muhtaç olduğunuz anlamına gelir. Uykuya dalma süresinin idealı 10 ve 15 dakika arasındadır. Bu, sizin yorgun olduğunuza ve derin uykuya hazır olduğunuzu söyler.
4. Rüyaların uzun bir süre boyunca REM (Rapid Eye Movement – Hızlı göz hareketi) sırasında olduğuna inanılıyordu ancak REM'in olmadığı uyku periyodlarında da rüya görülebilir. Rüya görmediğimizde hiç uykumuzun olmaması muhtemeldir.
5. REM rüyaları genellikle kötü olaylar dizisi tarafından domine edilir, ama REM periyodu dışındaki rüyalar kendini tekrar eder ve hayali düşünce gibidir. Örneğin, uyandığınızda telefonunuzu bir yerde unuttuğunuz hissiyatına kapılırsınız.
6. REM uykusundaki bazı göz hareketleri uyku anında yapılan belli hareketlerin aynısıdır. Örneğin rüyanızda film izlerseniz gözleriniz sabit durur, ama bir şeyler ararsanız gözleriniz gerçek hayatta yaptığınız gibi sağa sola bakar.
7. Filler REM uykusu dışında ayakta uyurlar.
8. Bazı bilimadamları rüyalarda hatırlamaya değer şeylerin görüldüğünü iddia ederken, bazıları da unutulması gereken tecrübelerin görüldüğünü söyler.
9. Rüyaların hiçbir amacı yoktur ancak iki şeyden doğar: uyku ve şuur.
10. Bilim adamları 1998 senesinde bir insanın dizinin arkasına parlak bir ışık tutarak beynin uyuma-uyanma saatini ilk haline getirdiler. Deneyi yapanlar bu olguyu açıklayamadı.
11. İngiliz Savunma Bakanlığı araştırmacılar askerlerin biyolojik saatleriyle oynamayı başararak onları 36 saat uyanık tuttu. Çok küçük optik lifler askerlerin retinasına çok küçük boyutlardaki bir çerçeve içinde yerleştirildi. Bunun sayesinde askerler kendilerini henüz uyanmış gibi hissediyordu.
12. 1989 Exxon Valdez (petrol tankeri kazası), Challenger uzay mekiği faciası ve Çernobil nükleer kazasının hepsinin, orada bulunan görevlilerin uykusuz halde çalıştıkları için gerçekleştiği ortaya çıktı.
13. Bazı insanların uyanmak istediği saatten erken ve ya geç uyanmasını sağlayan ‘biyolojik alarm' stres hormonu salgılamasından oluşuyor. Araştırmacılar bunun uyanmanın verdiği stresi yansıttığını söylüyor.
14. Dijital alarmlı saatten gelen çok az bir ışık bile tamamen uyanık olmasanız da uyku düzeninizi bozar. Işık hüzmesi beyindeki ‘nöral anahtarı' kapatır ve uyku için gereken vücut kimyasallarının dakikalar içinde kaybolmasına neden olur.
15. İnsanlar, hayvanlara göre üç saat daha az uyur.
16. Avlanma ya da saldırılma riski bulunan ördekler, beyninin bir tarafını uyutabilirken, diğer yandan da uyanık kalabilir.
17. 1600’lü yıllar Viktoryan döneme ait günlüklerde yetişkin bir insanın gecede 10 saat uyuduğunu ortaya çıkarttı.
18. Uykuyla ilgili bildiğimiz her şey geçmiş 25 senede bulundu.
19. Saatler geri alındığında Kanada'da çalışanlara fazladan verilen 1 saatlik uyku izni gününde, trafik kazalarının gözle görülür derecede düştüğü gözlendi.
20. Uzmanlar, uyku düzenini bozan en ‘cazibeli' şeyin 24 saat internet bağlantısı olduğunu söylüyor.
Sadece uykulu hissettiğinizde yatağa gidin ve yatmadan önce bir rahatlama döneminiz olsun (öncesinde ılık bir duş almak gibi)
Uyumanız için gereken rahat bir ortam oluşturun (az ışık, 18-20 derece ısı, sessizlik, havadar ve sade bir oda... gibi faktörler)
Uyarıcı madde içeren yiyecek ve ilaçlar kullanmayın. Uyumadan en az 2 saat önce yemek yemeyi kesin
Uyku öncesi alkol ve sigara kullanmayın
Daha az kafein tüketin veya hiç kafein tüketmeyin
Gün ortası veya öğleden sonra düzenli olarak egzersiz yapın. Fakat uyumadan önce yoğun egzersiz yapmaktan kaçının
Zihinsel veya fiziksel rahatlama yöntemlerini kullanın (germe - gevşeme egzersizi)
Akşamüstü şekerleme ( kısa süreli uykular) yapmayın
Yatağı sadece uyku için kullanın. Yemek yemek, televizyon izlemek, kitap okumak gibi aktiviteleri yatakta yapmayın
Her gün -olabildiğince- aynı saatte uyanın.
Ümmü Seleme ailesinden biri rivayet etmiştir:
كَانَ فِرَاشُ رَسُولِ اللَّهِ نَحْوًا مِمَّا يُوضَعُ الْاِنْسَانُ فِي قَبْرِهِ، وَكَانَ الْمَسْجِدُ عِنْدَ رَأْسِهِ.
"Resulullah'ın yatağı, insanın kabrine konduğu şekildeydi, mescid de baş tarafındaydı."[2]
Yaîş İbni Tıhfe, anlatıyor; babam bana şöyle dedi:
بَيْنَمَا أنَا مُضْطَجِعٌ فِي الْمَسَجِدِ عَلَى بَطْنِي إذَا رَجُلٌ يُحَرِّكُنِي بِرِجْلِهِ
Bir ara ben mescitte yüzükoyun yatmıştım. Baktım ki bir adam beni ayağıyla kımıldatıyor ve şöyle diyor:
فَقَالَ إنَّ هَذِهِ ضَجْعَةٌ يُبْغِضُهَا اللهُ
“Bu, Allah’ın kızgınlığına sebep olan bir yatış tarzıdır”
فَنَظرْتُ ، فَإِذَا رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
Bir de ne göreyim, o Rasûlullah değil mi![3]
Bera b. Azib naklediyor; Rasûlullah yatağına uzandığında sağ tarafı üzerine yatar ve şöyle dua ederdi:
اللَّهُمَّ أَسْلَمْتُ نَفْسِي إِلَيْكَ ، وَوَجَّهْتُ وَجْهِي إِلَيْكَ ، وَفَوَّضْتُ أَمْرِي إِلَيْكَ ، وَأَلْجَأْتُ ظَهْرِي إِلَيْكَ ، رَغْبَةً وَرَهْبَةً إِلَيْكَ ، لَا مَلْجَأَ وَلَا مَنْجَى مِنْكَ إلَّا إِلَيْكَ ، آمَنْتُ بِكِتَابِكَ الَّذِي أَنْزَلْتَ ، وَنَبِيِّكَ الَّذِي أَرْسَلْتَ
“Allahım! Kendimi sana teslim ettim. Yüzümü sana çevirdim. İşimi sana ısmarladım. Rızanı isteyerek, azabından korkarak sırtımı sana dayadım, sana sığındım. Sana karşı yine senden başka sığınak yoktur. İndirdiğin kitaba ve gönderdiğin peygambere inandım.”[4]
Berâ İbni Âzib naklediyor: Resûlullah bana şöyle dedi:
إذَا أَتَيْتَ مَضْجَعَكَ فَتَوَضَّأْ وُضُوءَكَ لِلصَّلاةِ ، ثُمَّ اضْطَجِعْ عَلَى شِقِّكَ الْأَيْمَنِ ، وَقُلْ .. » وذَكَرَ نَحْوَهُ ، وفيه : « واجْعَلْهُنَّ آخِرَ مَا تَقولُ »
“Yatağına gideceğin zaman namaz abdesti gibi abdest al, sonra sağ yanın üzerine yat ve şu duayı oku (bir önceki hadiste geçen dua) ve bu duanın sözlerini yatmadan önce son sözün yap”[5]
Rasûlullah buyurdu ki:
مَنْ قَعَدَ مَقْعَدًا لَمْ يَذْكُرِ اللهَ تَعَالَى فِيهِ كَانَتْ عَلَيِهِ مِنَ اللهِ تَعَالَى تِرَةٌ ، وَمَنِ اضْطَجَعَ مُضْطَجَعًا لَايَذْكُرُ اللهَ تَعَالَى فِيهِ كَانَتْ عَلَيْهِ مِنَ اللهِ تِرَةٌ
“Bir kimse bir mecliste oturur da orada Allah Teâlâ’nın ismini anmazsa, Allah’a karşı eksik bir iş yapmış, bir günah işlemiş olur. Bir kimse yatağa yatar da orada Allah Teâlâ’yı zikretmezse, yine eksik bir iş yapmış, bir günah işlemiş olur.”[6]
Rasûlullah geceleyin uyumak istediği zaman elini yanağının altına koyar sonra da şöyle derdi:
اَللَّهُمَّ بِاسْمِكَ أَمُوتُ وَ أَحْيَا
“Allahım! Senin isminle ölür, senin isminle dirilirim”
Uykudan uyandığı zaman ise şöyle derdi:
اَلْحَمْدُ لِلَّهِ الَّذِي أَحْيَانَا بَعْدَ مَا أَمَاتَنَا وَإِلَيْهِ النُّشُورُ
“Bizi öldürdükten sonra dirilten Allah’a hamdolsun. Dönüş tekrar O’nadır”[7]
Abdullah İbni Yezîd’den rivayet edildiğine göre
أَنَّهُ رَأَى رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مُسْتَلْقِيًا فِي الْمَسْجِدِ، وَاضِعًا إِحْدَى رِجْلَيْهِ عَلَى الْأُخْرَى
O ,Rasulullah'ı mescitte bir ayağını diğer ayağı üzerine atmış, sırt üstü yatarken görmüştür.[8]
Hz. Cabir anlatıyor:
نَهَى رَسُولُ اللَّهِ أَنْ يَنَامَ الرَّجُلُ عَلَى سَطْحٍ لَيْسَ بِمَحْجُورٍ عَلَيْهِ
"Rasulullah, kişinin (düşmesine engel olacak) korkuluğu olmayan damda uyumasını yasakladı."[9]
İslâm âlimleri, insanları üç gruba ayırırlar:
1- Peygamberler: Bunların rüyalarının hepsi doğrudur. Bazen da tabir gerektiren şeyler görebilirler.
2- Salihler: Bunların rüyaları çoğunluk itibarıyla doğrudur. Bunlar da bazen tabire muhtaç olmayacak açıklıkta görürler.
3- Diğer insanlar: Bunlar, doğru ve doğru olmayan her ikisini de görürler. Bunlar üç kısımdır.
a) Mestur (hali kapalı) olanlar: Bunların rüyaları halleriyle uyumludur.
b) Fâsıklar: "Bunların rüyası çoğunlukla karışık ve mânasızdır. Doğru kısmı pek azdır.
c) Kâfirler: Bunların rüyasında sıdk iyice azdır.
Bu konudaki hadislerden anlaşıldığı üzere rüyalar üç kısımdır:
1- Hak rüya: Bu, hadislerde "rüyayı sâliha", "rüyayı sâdıka", "rüyayı hasene" gibi farklı kelimelerle ifade edilmiştir. Bu isimlerle zikredilen rüyalar, edğâs'tan uzak ve halistirler. Bu, kişinin mazhar olacağı yakın bir hayrın habercisidir. Bu sebeple Allah'tan büşra (müjde) kabul edilmiştir.
2- Kişinin nefsine konuştuğu rüya: Bu kişinin uyanık halde zihninden geçen vehimlerin tesiriyle gördüğü rüyadır.
3-Şeytanın üzüntü verdiği rüya: Hoşa gitmeyen, can sıkıcı rüyalar buraya girer.
Bu üç kısma, İbnu Hacer dört kısım daha ekleyerek 7'ye çıkarır. Mamafih bunları da yukarıdakilerden birine dahil ederek üçü asıl kabul etmek mümkündür.
4- Hadisu'n nefs: Nefsin konuşması, yani arzuların te'siriyle görülen rüya.
5- Şeytanın eğlenmesi: Hadiste, "Şeytan birinizle rüyada eğlenirse bunu başkasına anlatmayın" denmiştir.
6- Uyanıkken yapmaya alıştığını rüyada görmek. Belli saatlerde yemeyi itiyad edinen o saatte uyursa, kendini yemek yer görmesi gibi.
7- Edğâs: (Karışık, yalancı rüyalar).
لَقَدْ صَدَقَ اللَّهُ رَسُولَهُ الرُّؤْيَا بِالْحَقِّ لَتَدْخُلُنَّ الْمَسْجِدَ الْحَرَامَ إِنْ شَاءَ اللَّهُ آمِنِينَ مُحَلِّقِينَ رُؤُوسَكُمْ وَمُقَصِّرِينَ لَا تَخَافُونَ فَعَلِمَ مَا لَمْ تَعْلَمُوا فَجَعَلَ مِنْ دُونِ ذَلِكَ فَتْحًا قَرِيبًا
And olsun ki Allah, elçisinin rüyasını doğru çıkardı. Allah dilerse siz güven içinde başlarınızı tıraş etmiş ve saçlarınızı kısaltmış olarak, korkmadan Mescid-i Haram'a gireceksiniz. Allah sizin bilmediğinizi bilir. İşte bundan önce size yakın bir fetih verdi.[10]
"Resûlullah buyurdular ki:
إذَا اقْتَرَبَ الزَّمَانُ لَمْ تَكَدْ رُؤْيَا الْمُؤْمِنِ تَكْذِبُ، وَرُؤْيَا الْمُؤْمِنِ جُزْءٌ مِنْ سِتَّةٍ وَأَرْبَعِينَ جُزْءًا مِنَ النُّبُوَّةِ
وَزَادَ بَعْضُهُمْ: وَمَا كَانَ مِنَ النُّبُوَّةِ فَإِنَّهُ يَكْذُبُ .
"Zaman yaklaşınca, mü'minin rüyası, neredeyse yalan söylemeyecek. Esasen mü'minin rüyası, peygamberliğin kırk altı cüzünden bir cüzdür." Buharî'nin rivayetinde şu ziyade var: "Peygamberlikten cüz olan şey yalan olamaz."[11]
Rasulullah buyurdu ki:
لَمْ يَبْقَ بَعْدِى مِنَ النُّبُوَّةِ إلَّا الْمُبَشِّرَاتُ. قَالُوا: وَمَا الْمُبَشِّرَاتُ؟ قالَ: الرُّؤْيَا الصَّالِحَةُ يَرَاهَا الرَّجُلُ الْمُسْلِمُ أَوْ تُرَى لَهُ .
"Benden sonra, peygamberlikten sâdece mübeşşirat (müjdeciler) kalacaktır!« Yanındakiler sordu: "Mübeşşirât da nedir?"- Sâlih rüyadır!" diye cevap verdi. Muvatta'nın rivayetinde şu ziyade var: "Sâlih rüyayı sâlih kişi görür veya ona gösterilir."[12]
Rasulullah buyurdu ki:
أَصْدَقُ الرُّؤْيَا بِالْاَسْحَارِ
"En sâdık rüya seher vakitlerinde görülen rüyadır."[13]
Rasulullah buyurdu ki:
رُؤْيَا الْمُؤْمِنِ جُزْءٌ مِنْ أَرْبَعِينَ جُزْءًا مِنَ النُّبُوَّةِ، وَهِىَ عَلَى رِجْلِ طَائِرٍ مَالَمْ يَتَحَدَّثْ بِهَا، فَإذَا تَحَدَّثَ بِهَا سَقَطَتْ.
"Mü'minin rüyası, nübüvvetin kırk cüzünden bir cüzdür. Bu rüya, anlatılmadığı müddetçe bir kuşun ayağında (takılı vaziyette) durur. Anlatılacak olursa hemen düşer."[14]
Rasulullah buyurdu ki:
اِذَا رَأَى اَحَدُكُمْ رُؤْيًا يُحِبُّهَا فَاِنَّمَا هِىَ مِنَ اللَّهِ فَلْيَحْمِدِ اللَّهَ عَلَيْهَا وَلْيُحَدِّثْ بِهَا وَإذَا رَاَى غَيْرَ ذَلِكَ مِمَّا يَكْرَهُ فَإنَّمَا هِىَ مِنَ الشَّيْطَانِ فَلْيَسْتَعِذْ مِنْ شَرِّهَا وَلَا يَذْكُرْهَا لِاَحَدٍ فَإنَّهَا لَا تَضُرُّهُ
"Sizden biri sevdiği bir rüya görünce, (bilsin ki) bu Allah'tandır. Bunun için Allah'a hamdetsin, bunu başkasına anlatsın. Hoşuna gitmeyen bir rüya görünce de (bilsin ki) bu şeytandandır, hemen şerrinden Allah'a istiâzede bulunsun. Rüyayı kimseye de anlatmasın, zira kendisine zarar verecek değildir."[15]
Peygamber efendimizden nakledilen rivayetlerden anlaşıldığı üzere rüyanın anlatılacağı kişi; Akıllı, bilgili, hakkımızda hayır düşünen, bizi seven bir kimse olmasına dikkat etmemiz gereği anlaşılır.
Ebu Bekr İbnu'l-Arabî der ki: "Âlim olmalıdır, zira o, rüyayı imkân nisbetinde hayra yoracaktır. Hayırhah (nâsih) olmalıdır, çünkü o, faydalı olana ve kendisine yardımı dokunacak hususlara irşâd ve teşvikte bulunacaktır. Bilgili (lebib), rüyayı anlayan demektir, böyle birisi, rüyayı görenin ihtiyaç duyduğu hususu bilip onu öğretecek veya sükut edecektir. Sevilen (habib) de, bir hayır görürse söyler, anlayamaz veya şüpheye düşerse sükût eder..."
Rasulullah buyurdu ki:
الرُّؤْيَا مِنَ اللَّهِ، وَالْحُلْمُ مِنَ الشَّيْطَانِ؛ فَإذَا حَلَمَ أَحَدُكُمُ الْحُلْمَ يَكْرَهُهُ فَلْيَبْصُقْ عَنْ يَسَارِهِ وَلْيَسْتَعِذْ بِاللَّهِ مِنْهُ فَلَنْ يَضُرَّهُ
"Rüya Allah'tandır. Hulm (sıkıntılı rüya) şeytandandır. Öyle ise, sizden biri, hoşuna gitmeyen kötü bir rüya (hulm) görecek olursa sol tarafına tükürsün ve ondan Allah'a istiâze etsin (sığınsın). (Böyle yaparsa şeytan) kendisine asla zarar veremeyecektir."[16]
Rasulullah buyurdu ki:
مَنْ رَآنِى فِي الْمَنَامِ فَقَدْ رَآنِى فَإنَّ الشَّيْطَانَ لَا يَتَمَثَّلُ بِى.
Beni rüyada gören, gerçekten beni görmüştür, çünkü şeytan benim suretime giremez.[17]
Beyin dalgaları üzerine yapılan çalışmalar sonucu, sürüngenlerin rüya görmedikleri, kuşların çok az, memelilerin ise hepsinin uykularında rüya gördükleri saptanmıştır. İlginç olan noktalardan biri şu ki, inekler ayakta uyurken değil de, yatarken rüya görebilmektedirler.
Karabasanın basit bir uyku hastalığı olduğunu belirten Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Okan Bölükbaşı, bu konu hakkında şöyle diyor:
«Karabasan, uykuya daldıktan bir süre sonra şeytanın gelip göğse oturması boğazınızı sıkması nefes alamama hiçbir yerinizi oynatamama bağıramama yardım isteyememe şeklinde tarif edilen müthiş bir dehşet ve panik tablosu olarak tanımlanır. Kültürümüzde cinlerle ilişkilendirilen ve sıklıkla hocalara danışılan bu durum aslında basit bir uyku bozukluğudur. Bu olay uykuya daldıktan kısa bir süre sonra özellikle genç insanlarda hafif uykudan derin uykuya geçiş esnasında üst beyinle alt beyin arasında geçici bir uyumsuzluktan kaynaklanan sorun nedeniyle yaşanabilmektedir.
Bu olay, bütün dünyada yaygın olarak görülmektedir. Örneğin bunun Japon halk kültüründe deniz cinlerine İngiliz halk kültüründe hortlaklara Kuzey Amerika'da cadılara bağlı olduğu zannedilirmiş. Ülkemizde bunun çok basit tedavi edilebilen nörolojik bir sorun olduğu maalesef bilinmemektedir. İnsanlarımız bu konuda ehil olmayan kişilere gidip zaman kaybetmektedirler. Bu hastaların mutlaka nörolojik muayeneden geçmeleri gerekmektedir. Bu tür hastaların bazılarında çok nadir olarak tümör kanser damar yumaklaşması ya da iltihap gibi beyin sapı kisti saptanabilmektedir. Bu gibi durumların bertaraf edilebilmesi için hastaların ciddi bir nörolojik incelemeden geçirilmeleri şarttır. Tedavi kısa basit kolay ve kesindir.»
Bazıları, değişik faktörlerin uyku felci ve halüsinasyonların yaşanma olasılığını arttırdığını rapor etmişlerdir. Bunlar:
Sırtüstü yatmak, Düzensiz uyuma saatleri; çok veya az uyumak, Fazla stres, Ani çevre/yaşam tarzı değişiklikleri, Olaydan hemen önce görülen rüya. Yapay uyku yardımcıları ve Uyku öncesi açlık.
En çok kabul göreni, stresli yaşamdır. Varsayıma göre aşırı stresli veya bunalımdaki bir insan çok az uyur, çok fazla uyur; çok geç yatar, çok erken yatar; çok geç kalkar... Bundan dolayı alt üst olan uyku döngüsü de, ortaya çıkan uyku bozukluklarının sonucunda hatalı bir şekilde işler ve uyku felci gerçekleşir.
[1] Furkan, 25/47.
[2] Ebu Davud.
[3] Ebu Davud.
[4] Buhari.
[5] Buhari, Müslim.
[6] Ebu Davud.
[7] Buhari.
[8] Buhari, Müslim.
[9] Tirmizi.
[10] Fetih 48/27.
[11] Buhari, Müslim.
[12] Buhari, Muvatta.
[13] Tirmizi.
[14] Tirmizi, Ebu Davud.
[15] Buhari.
[16] Buhari, Müslim.
[17] Buhari, Müslim.